Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, devletin ve toplumun büyük bir uzlaşma içinde yöneldiği Avrupa Birliği (AB) hedefinin, Türkiye'nin idare alanında da çağdaş normlara kavuşturulmasını zaruri kıldığını belirterek, ''Görev ve yetki devrinin ötesinde, mahalli idareleri gerçek manada özerk ve demokratik kurumlara dönüştürmeyi amaçlıyoruz'' dedi. Erdoğan, İçişleri Bakanlığı ve Dünya Bankası Enstitüsü tarafından düzenlenen, ''AB Bağlamında Kamu Yönetimi Reformu Süreci İçerisinde Yerel Yönetim Reformu'' konulu, Ankara Dedeman Oteli'nde düzenlenen toplantıda konuştu. İdarenin yeniden yapılandırılmasının çok önemli ve boyutlu bir konu olduğunu ifade eden Erdoğan, bu nedenle sürekli ve canlı bir tartışmayı beraberinde getirdiğini söyledi.    Türkiye'de idarenin yeniden düzenlenmesine yönelik arayışların oldukça eskiye dayandığını kaydeden Erdoğan, 19. Yüzyıl Osmanlı modernleşmesinin, özellikle Tanzimat reformları çerçevesinde modern-merkezi bir devlet aygıtı oluşturmak için geniş kapsamlı idari reformlara sahne olduğunu anlattı.     İDARİ REFORM PROJELERİ    Erdoğan, Cumhuriyet döneminde de idarenin yeniden yapılandırılmasını amaçlayan çalışmaların gündemdeki yerini aralıklarla da olsa sürekli koruduğunu belirterek, şöyle devam etti:    ''1930'lu yıllardan itibaren daha çok yabancı uzmanlara hazırlatılan çok sayıda rapor, kamu yönetiminin temel problemlerine ve çözüm imkanlarına odaklanıyor. Çok partili hayata geçişten sonra, özellikle demokrasinin kesintiye uğradığı dönemlerde idarenin yeniden yapılandırılması çabalarının yoğunlaştığını görüyoruz. Bunlar arasında 1960 sonrası Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi (MEHTAP) 1971'den sonra İdari Reform Projesi ve 1980'den sonra Kamu Yönetimi Araştırması (KAYA) ilk sayılabilecek örneklerdir. Fakat, bu çalışmalardaha çok kağıt üzerinde kalmış ve uygulamaya aktarılmamış çalışmalardır.    Demokratik meşruiyete sahip iktidarlar, çeşitli kaygılarla ne yazık ki kamu yönetimini yeniden yapılandırma hususunda çekimser davranmışlardır. Ancak, 1980'lerden sonra dünyanın ve Türkiye'nin yaşadığı süreç, idarenin yeniden yapılandırılmasını ihtiyaç olmaktan çıkarmış bir mecburiyete dönüştürmüştür.''     ''YENİDEN YAPILANDIRMA ZORUNLULUĞU''    Dünya ekonomisinde ve siyasetinde yaşanan hızlı dönüşüm karşısında, Türkiye'deki idari sistemin bir ''yönetememe krizi'' içerisine girdiğini belirten Erdoğan, Türkiye'deki klasik bürokratik yapının, ülkenin ve toplumun potansiyelinin harekete geçirmesini engelleyici bir fonksiyon icra ettiğinin toplumun hemen her kesimince paylaşılan bir kanaat olduğunu söyledi.    Erdoğan, özellikle 1983-1991 yılları arası yürütülen ekonomik yeniden yapılanma stratejilerinin, siyasi ve idari boyutları eksik kaldığı için 20 yıllık bir sürenin sonucunda başka ülkelerle karşılaştırıldığında istenen neticeleri veremediğini kaydederek, ''Geldiğimiz aşamada ekonominin ve demokrasinin küreselleşen standartları ülkemizi, kamu yönetimini yeniden yapılandırma zorunluluğuyla baş başa bırakmıştır'' dedi.     TOPLUMUN AYAK BAĞLARITürkiye'de demokrasinin ve refahın yükselmesi, toplumun ayak bağlarından kurtularak dinamik bir hale gelmesinin bu yeniden yapılandırma teşebbüsü ile birebir ilişkili olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:    ''Devletin ve toplumun büyük bir uzlaşma içinde yöneldiği AB hedefi, Türkiye'nin idare alanında da çağdaş normlara kavuşturulmasını zaruri kılmaktadır. Hükümetimiz, gerek
seçim beyannamesinde gerekse hükümet programında ve Acil Eylem Planı'nda, kamu yönetimini yeniden yapılandıracağını milletimize taahhüt etmiÅŸtir. 58. hükümet döneminde baÅŸlatılan ve 59. hükümet döneminde yürütülen çalışmalar neticesinde, 'Kamu Yönetimi Temel Kanunu' tasarısı önümüzdeki ilk bakanlar kurulu toplantımızda imzaya açılacak hale gelmiÅŸtir. En geniÅŸ manada, katılımcı bir anlayışla tüm atölye çalışmaları yapılmıştır.    Kamu tasarısı hazırlanırken, devletin ve toplumun ilgili kesimleri ile ciddi bir tartışma platformu oluÅŸturulmuÅŸ ve mutabakat aranmıştır. Ä°darenin temel ilke ve uygulamalarını belirleyen bu kanunu, mahalli idareler kanun tasarıları izleyecektir. Bu kanun tasarılarına paralel olarak Kamu Mali Sistemi Yönetimi, Devlet Personel Rejimi ve Ä°dari Usul Kanunu düzenlemeleri yeniden yapılandırmanın tamamlayıcı ayakları olarak hayata geçirilecektir.''     DEVLETÄ°N ASLÄ° GÖREVLERÄ°Â Â Â Â Yeniden yapılandırmanın temel unsurunun mahalli idarelerin güçlendirilmesi ve merkeziyetçi yapının kırılması olduÄŸunu anlatan BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı'nın merkezi idarenin görev ve yetkilerini tanımladığını ve bunun dışındaki bütün görev ve yetkileri mahalli idarelere verdiÄŸini ifade etti.    Merkezi idarenin görevlerinin; adalet, milli savunma, güvenlik, dış politika, maliye, sosyal güvenlik, milli eÄŸitimin genel ilkelerinin belirlenmesi gibi devletin asli olarak yürütmesi gereken hizmetler ile sınırlandırıldığını kaydeden ErdoÄŸan, bakanlıkların taÅŸra teÅŸkilatlarının da büyük ölçüde görevleri ile birlikte il özel idarelerine ve belediyelere devredilmesinin öngörüldüğünü söyledi.    Türkiye'nin imza koyduÄŸu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Åžartı'nın ''yerellik ilkesine'' uygun olarak, mahallinde görülmesi mümkün olan bütün hizmetlerin mahalli idarelere bu tasarı ile verildiÄŸini bildiren ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:    "BEN DE ÇOK ÇEKTÄ°M"''Görev ve yetki devrinin ötesinde, mahalli idareleri gerçek manada özerk ve demokratik kurumlara dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Merkezi idarenin, mahalli idareler üzerindeki vesayetini sınırlandırıyoruz, çünkü bundan ben de çok çekmiÅŸ bir belediye baÅŸkanıyım. Onun için bunun adımını atmamız gerekiyor.Mahalli topluluÄŸun yönetime ve karar sürecine katılımına imkan verecek mekanizmalar oluÅŸturuyoruz. Kamu yönetimini yeniden yapılandırırken, iki temel amaç güdüyoruz. Bunlar; idarenin demokratikleÅŸtirilmesi ve rasyonelleÅŸtirilmesidir. Hantal, topluma kapalı, hesap vermeyen, insan haklarını gözetmeyen bir idari yapıyı, evrensel-demokratik normlara göre yeniden düzenlemeyi amaçlıyoruz. Kaynakları rasyonel kullanan, vatandaÅŸların katılımına açık bir idari sistem, hem Türkiye'nin potansiyellerini harekete geçirecek hem de devlet ile vatandaşı birbirine yaklaÅŸtıracaktır. Toplum, millet, sistemin gerçek sahibi olacaktır.''     ''Ä°MTÄ°YAZLI KONUM''    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, idareyi yeniden yapılandırmanın baÅŸarısının ''idari sisteme hakim zihniyet kodlarının dönüşmesi'' ile de yakından iliÅŸkili olduÄŸunu söyledi.    Getirdikleri sistemin zaman içimde bu zihniyet deÄŸiÅŸimini de hızlandıracağını ifade eden BaÅŸbakan ErdoÄŸan, zihniyet deÄŸiÅŸiminin en önemli boyutunun kamu otoritesini kullananların kendilerini imtiyazlı bir konumda görmeleri olduÄŸuna dikkati çekti.    Kamu otoritesini kullanan makamların ve kiÅŸilerin asli görevinin topluma ve insana hizmet olduÄŸunu vurgulayan BaÅŸbakan ErdoÄŸan, bu çerçevede vatandaşın idareye bakışının da önemli olduÄŸunu belirtti.    ErdoÄŸan, vatandaşın bu zihniyet ve yapı deÄŸiÅŸimine ayak uydurması, kendisinin sistemin asli sahibi olduÄŸunu bilerek hem merkezi ve hem de mahalli seviyede yönetime katılım imkanlarını azami ölçüde kullanması gerektiÄŸini sözlerine ekledi.AKSU: TÃœRKÄ°YE, AVRUPA AÄ°LESÄ° İÇERÄ°SÄ°NDE YERÄ°NÄ° ALMAK İÇİN HAZIRDIRDaha sonra konuÅŸan İçiÅŸleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Türkiye'nin, ekonomik ve siyasi yöneliminde devlet politikası olarak, AB'ye tam üyeliÄŸi kendine önemli bir hedef olarak belirlediÄŸini ifade etti. Aksu, bu hedefin, toplumsal, siyasal, ekonomik dönüşüm ve çaÄŸdaÅŸlaÅŸma projesinin önemli bir parçası olduÄŸunu kaydetti.    Türkiye'nin, sahip olduÄŸu tarihi ve kültürel mirasla, güçlü bir Avrupa ailesi içerisinde yerini almak için hazır olduÄŸunu belirten Aksu, şöyle devam etti:    ''Yerine getirmemiz noktasında mutabakata vardığımız, ekonomik ve siyasi kriterlerin gereÄŸi olarak, kamu yönetimi ve yerel yönetimler reformunu bir an evvel hayata geçirmemiz elzem görülmektedir.    Biz, AB'ye üyeliÄŸini bir amaç olarak deÄŸil, toplumun refahının saÄŸlanmasında, geliÅŸmiÅŸ ve güçlü bir Avrupa ile entegrasyonda, ekonomik ve siyasal geliÅŸmemizde bir araç olarak görüyoruz.''    "HANTAL, KATI MERKEZÄ°YETÇİ"Aksu, hantal, gelenekçi, katı merkeziyetçi ve halkı yönetime dahil etmeyen yapısıyla, her iÅŸe ve her yere yetiÅŸme çabasındaki devletin, günümüzün modern devlet anlayışına uymadığını da söyledi.    Mahalli Ä°dareler Reformu'nun bir yıl içerisinde gerçekleÅŸtirilmesikonusunda millete söz verildiÄŸini hatırlatan Aksu, Kamu Yönetimi TemelKanunu Tasarısı üzerindeki çalışmaların tamamlanmak üzere olduÄŸunu, Bakanlar Kurulu'nda enine boyuna tartışılarak tasarıya son ÅŸeklinin verileceÄŸini anlattı.    Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı'nın amaçları hakkında bilgilerveren Aksu, hükümetin yürüteceÄŸi kamu yönetimi reform çalışmalarında, bu toplantıda dile getirilecek görüşlerin ve aktarılacak deneyimlerin kendilerine rehberlik edeceÄŸini sözlerine ekledi.     AB TEMSÄ°LCÄ°SÄ° KRETSCHMER    Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer de ekonomik ve sosyal geliÅŸmiÅŸlik açısından bölgesel farklılıkların azaltılmasının, AB'nin temel amacı olduÄŸunu söyledi.    Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinin önemine deÄŸinen Kretschmer, eÄŸitim, saÄŸlık, ulaşım ve diÄŸer alanlarda yerel yönetimlere güç kazandırılması gerektiÄŸini kaydetti.    Türkiye'nin yerel yönetimlerin güçlendirilmesine ihtiyaç duyduÄŸunu ifade eden Kretschmer, AB yapısal fonlarından yararlanmak isteyen AB ülkeleri ve aday ülkelerin yerel yönetim konularında geliÅŸme saÄŸlamaları gerektiÄŸini anlattı.    Türkiye'nin büyük ve bölgesel çeÅŸitlilik gösteren bir ülke olduÄŸunu ifade eden ve bu konuda örnekler veren Kretschmer, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal tutarlılığı saÄŸlamasının daha zor olduÄŸunu, bu konuda uygun çalışmalar yapılması gerektiÄŸini bildirdi.     DÃœNYA BANKASI TÃœRKÄ°YE DÄ°REKTÖRÃœ VORKINK    Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew N. Vorkink de yerel yönetimler reformunun Türkiye için son derece önemli olduÄŸunu kaydetti.    Vorkink, Turizm ve özel sektörün geliÅŸimi için altyapının gerekliliÄŸini vurgulayan Vorkink, yerel yönetimlerin daha iyi ve daha saydam olması için finansal düzenlemeler gerektiÄŸini, bunun, gelirlerin artırılması açısından da önemli olduÄŸunu ifade etti.    Hizmetlerin artırılması için yerel idarelere daha fazla görev düştüğünü belirten Vorkink, toplantının bu açıdan da yararlı olması dileÄŸinde bulundu.    8 Ekim'de sona erecek toplantıda, ''Türkiye'de Yerel Yönetim Reformları'', ''Öz Gelirler'', ''Yerel Yönetimlerin AB Yapısal Fonlarından Yararlanma Yolları'', ''Türkiye İçin Gelecek Adımlar'' konuları tartışılacak. Â
button