Erdoğan: Bu Meclis, darbelerle yüzleşen bir Meclis'tir

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Bu Meclis, darbelerle yüzleşen bir Meclistir
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2012 15:29

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan 1920'de olduğu gibi bugün TBMM'nin, millet iradesini, demokrasiyi en güçlü şekilde savunan bir yapıya kavuştuğunu belirterek, “Bu Meclis, darbelerle yüzleşen, darbeleri sorgulayan, darbelerle artık hesaplaşan bir Meclis'tir. Bu Meclis iradesine, işleyişini, ruhuna yönelik her türlü saldırıya göğüs gerecek, millet iradesini namusu bilerek koruyup kollayacak bir Meclis'tir” dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulu'nda konuştu.

Başbakan Erdoğan, TBMM'nin 92. kuruluş yıldönümünü ile Türkiye'nin ve dünyanın tüm çocuklarının Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı en samimi duygularla kutladığını, Meclis'in ilk Başkanı olan Gazi Mustafa Kemal'i, Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare eden ilk Meclis'teki tüm milletvekillerini rahmet ve minnetle yad ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“23 Nisan 1920'den bugüne Türkiye'nin istiklali, istikbali ve hürriyeti için emek sarfetmiş, ter dökmüş, bu çatı altında millet için hizmet üretmiş tüm parlamenterlere ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu anlamlı günde Ulus'taki tarihi binada Meclis'in ilk celsesinde yapılan ilk konuşmayı da güzel konuşmayı da bir hatıra olarak dikkatlerinize bir kelamı kibar olması sebebiyle ifade edeyim. Büyük Millet Meclisi'nin ilk geçici Başkanı Sinop Mebusu Şerif Bey, 23 Nisan 1920'deki ilk oturumda, ilk konuşmada şunları ifade etmişti: 'Tam bağımsızlık ile yaşamak azminde olan, ezelden beri hür ve bağımsız milletimiz, esareti şiddetle ve katiyetle reddetmiş ve derhal vekillerini toplayarak Meclis-i Alimizi vücuda getirmiştir. Bu yüce Meclis'in Allah'ın yardımıyla milletimizin içeride ve dışarıda tam bağımsızlığı dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilan ediyor, Geçici Başkan sıfatıyla Büyük Millet Meclis'ini açıyorum. Evet, 23 Nisan 1920'de Türkiye'ye olduğu kadar tüm dünyaya da Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı duyurulmuş, o tarihten itibaren de TBMM, bu ülkenin ve bu milletin tam bağımsızlığının zemini olmuştur.

Haberin Devamı

İlk Meclis tıpkı bugün olduğu gibi Türkiye'nin tüm renklerini, tüm dokularını, tüm farklılıklarını tek bir ruh, tek bir ideal, tek bir çatı altında toplamıştır.  Bu ülke üzerinde yaşayan, varlığını idame ettiren, bu topraklar üzerinde nefes alıp veren her bir ferdi temsilen ilk Meclis'te diline, etnik kökenine, mezhebine bakılmaksızın bir ortak heyecan oluşturulmuştur. Şunu, altını çizerek ifade etmek durumundayım; Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare eden, Kurtuluş Savaşımızı zaferle sonuçlandıran ilk Meclis, hiç kuşkusuz başarısını herkesi kucaklayan, herkesi aynı heyecan etrafında toplayan yapısından almıştır. İlk Meclis, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluş tablosunu ve felsefesini tartışmaya mahal bırakmayacak kadar ortaya koyan bir Meclis'tir. Cumhuriyetimizi kuran, dünyaya varlığımızı ilan eden, o Cumhuriyeti büyüten güç, işte o ilk Meclis'teki ruh ve heyecandır.

Haberin Devamı

92 yıllık süreçte zaman zaman Meclisin iradesi ortadan kaldırılmış, milli  irade kesintiye uğratılmış, hakimiyeti milliye ve siyasi iktidarlar baskı altına
alınmak istenmiştir. Ancak şunu çok büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki tıpkı 23 Nisan 1920'de olduğu gibi bugün bu yüce Meclis, millet iradesini, demokrasiyi en güçlü şekilde savunan bir yapıya kavuşmuştur. Bu Meclis, darbelerle yüzleşen, darbeleri sorgulayan, darbelerle artık hesaplaşan bir Meclis'tir.
Bu Meclis, iradesine, işleyişine, ruhuna yönelik her türlü saldırıya göğüs gerecek, millet iradesini namusu bilerek koruyup kollayacak bir Meclis'tir. Gücünü milleten alan, milletimiz kadar güçlü olan bu Meclis, yürütme ve yargı erkleriyle birlikte 92 yıl önce olduğu gibi bugün de tam istiklalimizin ve aydınlık istikbalimizin teminatıdır.

Haberin Devamı

Şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum; Ankara'da Ulus'taki tarihi binada 23 Nisan 1920'de, İstanbul'un yani dönemin Hükümet ve Meclisinin merkezinin işgali üzerine toplanmıştır. Büyük Millet Meclisi, ülkenin ve milletin istiklali için teşekkül etmiştir. Meclise yönelik her türlü girişim ve müdahale, hiç kuşkusuz bu ülkenin istiklaline yönelik girişim ve müdahale anlamına gelecektir. TBMM'yi yok saymaya yönelik her girişim, istiklalimizi hedef alan, istikbalimizi karartan bir anlam taşıyacaktır. İstanbul ve Türkiye'nin diğer şehirlerini istila edenler, Büyük Millet Meclisi ve aziz milletimizden nasıl cevabını aldılarsa, milli irade ve demokratik rejime kastedenler de er ya da geç
Meclis'ten, milleten ve yargıdan gereken cevabı alacaktır ve almaktadır.”

Haberin Devamı

Erdoğan, kendilerinin içinde bulunduğu süre içinde Meclis'e yönelik hiçbir müdahaleye ve müdahale planına göz yummadıklarını, müsamaha göstermediklerini belirtti.

“İnanıyorum ki bizden sonra gelenler, çocuklarımız ve gençlerimiz de aynen bizim gibi Meclis'in büyüklüğüne halel getirmeyecek, geçmişte talihsizce yaşandığı gibi Meclis'e müdahaleye göz yummayacaklardır” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“TBMM, aynı zamanda millet olarak bir arada yaşama azim ve kararlılığımızın teminatıdır. TBMM bir inanç veya mezhep grubunun, bir etnik kökenin temsilcisi değil, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan 75 milyonun temsilcisidir. İlk Meclis'te ortaya konan manzara ve felsefe son derece açıktır; bu ülkenin her bir ferdi, her türlü farklılığıyla beraber bu ülkenin tartışmasız şekilde birinci sınıf vatandaşıdır. Esasen bugünümüzü olduğu kadar istikbalimizi de teminat altına alacak anlayış işte budur.”

Haberin Devamı

“Meclis'in ruhuna olduğu kadar...”

Erdoğan, yüzyıllar boyunca aynı topraklarda bir arada yaşayan toplum kesimleri arasında ayrışmayı veya ayrımcılığı körüklemenin, bunu tahrik etmenin Meclis'in ruhuna olduğu kadar milletin kardeşliği ve hassasiyetlerine de kastetmek anlamını taşıyacağını belirterek, şöyle konuştu:

“Vatanımız ve milletimize yönelik her türlü terör faaliyetini, birlik ve kardeşliğimize yönelik her türlü fitne girişimini istiklalimize yönelik saldırı olarak görür ve ne pahasına olursa olsun savunuruz. Ancak milletin fertleri arasında bölgeler, şehirler arasında farklı muameleyi de aynı şekilde şiddetle reddederiz. Bu topraklar üzerinde nifak tohumları yeşertmek isteyenler bilsinler ki ektikleri tohum hiçbir zaman filize dönmeyecek, dönemeyecektir. Bu topraklar üzerinde hesabı olan çevrelere maşalık yapanlar, kirli emellerine asla ulaşamayacaktır. Sorunlarımızı çözerek, ihtiyaçları karşılayarak, kardeşliğimizi daha da yücelterek geleceğe hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Demokratik siyaseti, her türlü sorunun çözüm zemini olarak görerek güçlendirmeye, diyalog ve uzlaşı kültürünü geliştirmeye devam edeceğiz.”

“TBMM, dostu için dost düşmanı için azamettir”

TBMM'nin; dünyanın tüm ülkelerine, tüm milletlerine karşı samimi ve dostane yaklaşım içine olduğuna ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“TBMM, tıpkı bu aziz millet gibi dostu için dost, düşmanı için ise bir azamettir. Başta komşularımız olmak üzere bölgemizde ve dünyada barıştan, huzur ve istikrardan, dayanışma ve paylaşmadan başka hiçbir emelimizin olmadığını dostumuz da düşmanımız da çok iyi bilmelidir. Dış politikamız elbette ki barış temeli üzerine inşa edilmiştir. Kendi halkına zulmeden, kardeşlerimize kasteden, halklara baskı uygulayan, özgürlükleri kısıtlayan hiçbir yönetime karşı sessiz ve tepkisiz kalamayacağımız da açıktır.

Türkiye Cumhuriyeti ve TBMM, kendi ulusal menfaatlerini en yüksek hassasiyetle korumakla birlikte vicdani, insanı ve evrensel değerleri her türlü siyasi hesabın üstünde tutar. Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz olmadığını, hiçbir ülkenin içişlerine karışmayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir. Yine barış adına, vicdan ve insani değerler adına kardeş halkalara yapılan saldırılar ve zulümlere sessiz, tepkisiz kalmayacağımız aynı şekilde bilinmelidir.

Son 9,5 yılda 3 kat büyüttüğümüz, rekor seviyede büyüme hızını yakaladığımız, her alanda yatırımları yoğunlaştırdığımız ülkemizi, el birliğiyle daha da büyütmeye ve yüceltmeye devam edeceğiz. Güçlü ekonomisiyle, aktif ve barışçıl dış politikasıyla, kardeşlik, huzur, istikrar ve güvenlik içindeki aziz milletimizin, Türkiye'nin sembolü olan ayyıldızlı bayrağımız inşallah daha bir onurla, daha bir gururla, şanla, şerefle dalgalanmaya devam edecektir.”

Erdoğan, çocuklara çok daha parlak bir gelecek emanet etmenin karalılığı içinde olduklarını, bu hedef peşinde umut yüklü olduklarını vurgulayarak, Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün İstiklal kahramanları, şehit ve gazileri, Meclis'te görev yapmış tüm siyasetçileri rahmet ve şükranla yad etti ve çocukların bayramını kutladı.


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!