Erdoğan AB elçileriyle buluştu
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2006 16:58
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, müzakereler sonucunda Avrupa Birliği'ne tam üyelik dışında bir yönelimin kabul edilemeyeceğini belirterek, tarama sürecinin de 2006 yılı içinde tamamlanmasını beklediklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği'ne üye ülkelerin büyükelçileriyle yemekli toplantıda bir araya geldi. Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki toplantıda konuşma yapan Erdoğan, geleneksel hale gelen bu yemeklerde büyükelçilerle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu ifade etti. Katılım müzakerelerine başlamış bir ülkenin başbakanı olarak büyükelçileri ağırlamaktan mutluluk duyduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
“Hükümetimizin üç yılı aşkın süredir gösterdiği irade, meclisimizin gerekli yasaları çıkarmaktaki özverili çalışması ve halkımızın desteği sayesinde AB üyeliğine doğru kararlı adımlarla ilerlemekteyiz. 3 Ekim'de başlayan müzakere sürecinin uzun ve zaman zaman zorlu olacağını biliyorum. Ancak, bizim azim ve kararlılığımız ile sizlerin göstereceği işbirliğinin bu süreçte karşılaşacağımız zorlukları birlikte aşmamızı sağlayacağından hiç şüphem yok.
Müzakerelerin başlaması kararı, her bakımdan tarihi bir karardır. Müzakereler sonucunda tam üyelik dışında bir yönelimi kabul etmeyeceğimizi de burada tekrar hatırlatmak istiyorum. Evrensel değerlerle şekillenen Avrupa'nın dünya halklarına örnek teşkil edecek bir medeniyet havzası olması bakımından önemli bir anlamı vardır.
Bu açıdan bakıldığında Türkiye ile müzakerelerin başlaması kararı, AB'nin vizyonu hakkında tüm dünyaya ve özellikle de yakın çevremize verilen olumlu bir mesaj niteliğindedir. Bu tutum, AB'nin önemli kararlar alma aşamasında gerekli cesaret ve iradeyi gösterebileceğini ortaya koymuş olması bakımından da önemlidir.”
Müzakerelerin başlaması amacıyla harcadığı yoğun çabalar için İngiltere'ye teşekkür eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İngiliz dönem başkanlığının uzlaştırıcı ve yapıcı yaklaşımı ile İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın kişisel gayretlerinin bu sonucun alınmasında önemli rol oynadığını söyledi.
“SANIRIM SON GECE ÇOK YORULDUNUZ”
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott'a da özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür eden Erdoğan, konuşması sırasında Westmacott'a dönerek, “Sanırım son gece çok yoruldunuz” dedi.
İngiliz dönem başkanlığı sırasında Türkiye-AB ilişkileri açısından alınan önemli mesafenin Avusturya ve sonrasında Finlandiya'nın dönem başkanlığı sırasında da daha ileriye taşınmasını beklediğini vurgulayan Erdoğan, müzakerelerin başlaması kararının alınmasından sonra hem tarama süreci üzerinde yoğunlaştıklarını hem de Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde hükümetin gerçekleştirdiği reformların uygulanmasını izleme konusundaki kararlılığı sürdürdüklerini kaydetti.
Tarama sürecinin 20 Ekim 2005 tarihinde başladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Sayın Ali Babacan ve ekibine güvenimiz ve desteğimiz tamdır. Bu süreci başarıyla tamamlayacaklarından eminim. Tarama sürecinin 2006 yılı içinde tamamlanmasını bekliyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında siyasi reformlar konusunda hükümetin çalışmalarının yavaşladığı ya da kararlılığının azaldığı yönünde zaman zaman endişelerin dile getirildiğini kaydederek, ”Reform çalışmalarımızın daha da hızlanarak süreceğini kuvvetle vurgulamak istiyorum. Önümüzdeki aylarda fiili müzakerelerin başlaması, reform gayretlerimize de ivme kazandıracaktır” diye konuştu.
CİDDİ REFORMLAR
Hükümetin son iki yılda çok ciddi reformlar gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Birçok yeni yasayı uygulamaya koymanın yanı sıra, Ceza Kanunu ve bağlantılı temel kanunları yeniledik. Uygulamada henüz istediğimiz noktaya geldiğimizi iddia etmiyoruz. Ancak, sizlerin de kabul edeceği gibi uygulama, uygulayıcılar açısından yeni bir anlayışı, düşünce biçimini ve alışkanlığı gerektirmektedir. Bunun gerçekleşmesi için her yerde olduğu gibi burada da zamana ihtiyaç vardır. Yeni bir kurumsal kültür oluşturmak, eski yaklaşım ve davranışları değiştirmek, eğitimle ve yeni yapılanmalarla mümkündür. Bizim yaptığımız da budur.”
Yargı mensuplarının Avrupa hukuku konusundaki eğitimlerinin daha da yoğunlaştırılması için çalışmaların devam ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, Adalet Bakanlığı'nın eski genelgeleri yürürlükten kaldırdığını hatırlatarak birçok hususta reform yasalarına açıklık kazandıracak yeni genelgeler ile yapılan yasal düzenlemelerin yargı erki tarafından doğru yorumlanmasını ve etkin biçimde uygulanmasını sağlamayı amaçladıklarını bildirdi.
Reform izleme grubunun da reformların uygulanmasını yakından takip ettiğini ifade eden Erdoğan, reform izleme grubunun etkinliğinin hükümetin reformların uygulanması konusundaki kararlılığının göstergesi olduğunu söyledi.
Bütün kurumların gerekli düzenlemelerin yapılması ve etkin olarak uygulanması konusunda çalışmalarına devam ettiğini belirten Erdoğan, bu konuda örnekler verdi.
Atılan adımların ve meydana gelen gelişmelerin gerek Türk, gerekse Avrupa basınında her zaman yeterince yansımadığını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim de onaylamadığımız münferit bazı gelişmeler, ülkemizdeki birçok ilerlemenin göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Daha önce de söylediğim gibi hükümetimizin temel amacı, Türk halkını çağın en yüksek standartlarına ulaştırmaktır.
Sürdürülen reformların en gözle görülür sonucu, ülkemizde gittikçe gelişen özgür tartışma ortamıdır. Pek çok tabu yıkılmış, bir çoğu da yıkılmaktadır. Sivil toplum, görüş ve taleplerini her geçen gün daha özgürce dile getirmektedir. Bu ortam, meselelerin daha şeffaf biçimde tartışılmasına imkan sağlamaktadır.”
“Hükümetimizin üç yılı aşkın süredir gösterdiği irade, meclisimizin gerekli yasaları çıkarmaktaki özverili çalışması ve halkımızın desteği sayesinde AB üyeliğine doğru kararlı adımlarla ilerlemekteyiz. 3 Ekim'de başlayan müzakere sürecinin uzun ve zaman zaman zorlu olacağını biliyorum. Ancak, bizim azim ve kararlılığımız ile sizlerin göstereceği işbirliğinin bu süreçte karşılaşacağımız zorlukları birlikte aşmamızı sağlayacağından hiç şüphem yok.
Müzakerelerin başlaması kararı, her bakımdan tarihi bir karardır. Müzakereler sonucunda tam üyelik dışında bir yönelimi kabul etmeyeceğimizi de burada tekrar hatırlatmak istiyorum. Evrensel değerlerle şekillenen Avrupa'nın dünya halklarına örnek teşkil edecek bir medeniyet havzası olması bakımından önemli bir anlamı vardır.
Bu açıdan bakıldığında Türkiye ile müzakerelerin başlaması kararı, AB'nin vizyonu hakkında tüm dünyaya ve özellikle de yakın çevremize verilen olumlu bir mesaj niteliğindedir. Bu tutum, AB'nin önemli kararlar alma aşamasında gerekli cesaret ve iradeyi gösterebileceğini ortaya koymuş olması bakımından da önemlidir.”
Müzakerelerin başlaması amacıyla harcadığı yoğun çabalar için İngiltere'ye teşekkür eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İngiliz dönem başkanlığının uzlaştırıcı ve yapıcı yaklaşımı ile İngiltere Başbakanı Tony Blair ve Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın kişisel gayretlerinin bu sonucun alınmasında önemli rol oynadığını söyledi.
“SANIRIM SON GECE ÇOK YORULDUNUZ”
İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott'a da özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür eden Erdoğan, konuşması sırasında Westmacott'a dönerek, “Sanırım son gece çok yoruldunuz” dedi.
İngiliz dönem başkanlığı sırasında Türkiye-AB ilişkileri açısından alınan önemli mesafenin Avusturya ve sonrasında Finlandiya'nın dönem başkanlığı sırasında da daha ileriye taşınmasını beklediğini vurgulayan Erdoğan, müzakerelerin başlaması kararının alınmasından sonra hem tarama süreci üzerinde yoğunlaştıklarını hem de Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde hükümetin gerçekleştirdiği reformların uygulanmasını izleme konusundaki kararlılığı sürdürdüklerini kaydetti.
Tarama sürecinin 20 Ekim 2005 tarihinde başladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Sayın Ali Babacan ve ekibine güvenimiz ve desteğimiz tamdır. Bu süreci başarıyla tamamlayacaklarından eminim. Tarama sürecinin 2006 yılı içinde tamamlanmasını bekliyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında siyasi reformlar konusunda hükümetin çalışmalarının yavaşladığı ya da kararlılığının azaldığı yönünde zaman zaman endişelerin dile getirildiğini kaydederek, ”Reform çalışmalarımızın daha da hızlanarak süreceğini kuvvetle vurgulamak istiyorum. Önümüzdeki aylarda fiili müzakerelerin başlaması, reform gayretlerimize de ivme kazandıracaktır” diye konuştu.
CİDDİ REFORMLAR
Hükümetin son iki yılda çok ciddi reformlar gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Birçok yeni yasayı uygulamaya koymanın yanı sıra, Ceza Kanunu ve bağlantılı temel kanunları yeniledik. Uygulamada henüz istediğimiz noktaya geldiğimizi iddia etmiyoruz. Ancak, sizlerin de kabul edeceği gibi uygulama, uygulayıcılar açısından yeni bir anlayışı, düşünce biçimini ve alışkanlığı gerektirmektedir. Bunun gerçekleşmesi için her yerde olduğu gibi burada da zamana ihtiyaç vardır. Yeni bir kurumsal kültür oluşturmak, eski yaklaşım ve davranışları değiştirmek, eğitimle ve yeni yapılanmalarla mümkündür. Bizim yaptığımız da budur.”
Yargı mensuplarının Avrupa hukuku konusundaki eğitimlerinin daha da yoğunlaştırılması için çalışmaların devam ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, Adalet Bakanlığı'nın eski genelgeleri yürürlükten kaldırdığını hatırlatarak birçok hususta reform yasalarına açıklık kazandıracak yeni genelgeler ile yapılan yasal düzenlemelerin yargı erki tarafından doğru yorumlanmasını ve etkin biçimde uygulanmasını sağlamayı amaçladıklarını bildirdi.
Reform izleme grubunun da reformların uygulanmasını yakından takip ettiğini ifade eden Erdoğan, reform izleme grubunun etkinliğinin hükümetin reformların uygulanması konusundaki kararlılığının göstergesi olduğunu söyledi.
Bütün kurumların gerekli düzenlemelerin yapılması ve etkin olarak uygulanması konusunda çalışmalarına devam ettiğini belirten Erdoğan, bu konuda örnekler verdi.
Atılan adımların ve meydana gelen gelişmelerin gerek Türk, gerekse Avrupa basınında her zaman yeterince yansımadığını anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim de onaylamadığımız münferit bazı gelişmeler, ülkemizdeki birçok ilerlemenin göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Daha önce de söylediğim gibi hükümetimizin temel amacı, Türk halkını çağın en yüksek standartlarına ulaştırmaktır.
Sürdürülen reformların en gözle görülür sonucu, ülkemizde gittikçe gelişen özgür tartışma ortamıdır. Pek çok tabu yıkılmış, bir çoğu da yıkılmaktadır. Sivil toplum, görüş ve taleplerini her geçen gün daha özgürce dile getirmektedir. Bu ortam, meselelerin daha şeffaf biçimde tartışılmasına imkan sağlamaktadır.”