En çok satan dergiyi bu 12 genç yapıyor

Geçtiğimiz günlerde 14'üncü yaşını kutlayan Hey Girl Dergisi'nin ekibi bir gazetecilik başarısına imza atıyor: 46 binlik net satışı ile Türkiye'nin en çok satan aylık dergisini yapıyor, interaktif gazeteciliğin gençler tarafından ne kadar benimsendiğini kanıtlıyor. Üstelik bu ekibin yaş ortalaması 24.

Çocuk bunlar demeyin sakın, duyduklarınız karşısında şaşırabilir, hatta utanabilirsiniz:

Yaş ortalamaları 25'i geçmiyor, aralarında 18'inden yeni gün almışlar bile var. Ama bu yaş meselesinin bir önemi yok. Tabii gençliklerinin avantajlarını saymazsak! 12 genç insan Türkiye'nin en çok satan aylık dergisi Hey Girl'ü hazırlıyorlar.

Derginin yayın yönetmenliğini 28 yaşındaki Ethel Kohen üstlenmiş. Ufak tefek yapısıyla çok daha genç gösteren Kohen, aslında deneyimli bir gazeteci. Gazeteciliğe 1994'de gene Hey Girl'de muhabir olarak başlıyor. 1998'de bir süreliğine ara verip, Nisan 1999'da bu defa Hey Girl'e yayın yönetmeni olarak geri dönüyor. O vakitler de dergi genç kızların gözdesi: Satış 24 bin civarında. Ancak bir sorunları var: Hem promosyon desteğine ihtiyaç duymaktan kurtulamıyorlar hem de ilan alamıyorlar.

Kohen ‘‘İlanverenler derginin esas alıcısı olan 13-17 arasındaki gençliğin tüketici bir kimliği olduğuna inanmıyordu’’ diyor. ‘‘Biz de dergiyi tamamen yenileyip yeni bir Hey Girl yaratmaya karar verdik.’’ O tarihten sonra önce logo yenileniyor, sonra tüm mizampaj, kağıt dahil herşey değişiyor. Tel dikiş terkediliyor, Hey Girl okuyucusu ciltle tanışıyor.

Görüntü kadın dergilerinden alışık olduğumuz bir biçim kazanırken, içerik tamamen farklı bir ruh kazanıyor: Geleneksel moda çekimlerine son veriliyor, top modeller unutulup hakiki genç kızlar ve onların giydiği giysiler sayfalara giriyor. Müzik dergisi ruhu bir kenara konulup, ergenlik çağındaki bir genç kızın tüm sorunlarına yer açılıyor. En önemlisi de, herşey ama herşey interaktif bir ruha kavuşuyor. Diğer dergiler maddi değeri yüksek promosyonlar eşliğinde rekabet ederken Hey Girl, okuyucu mektuplarını toplayıp ek olarak veriyor. Sonuç: Satışlar bir ayda 9 bin birden artıyor!

Derginin bugünkü satışları 40 bin dolayında. Ama Ethel Kohen iddialı. Yenilenme süreciyle beraber giderek yükselen satış rakamlarını önümüzdeki dönemlerde 100 binlere ulaştırmayı hedeflediklerini söylüyor.

HEY GIRL EKİBİ

Aslında derginin tüm kadrosu ilginç kimliklerden oluşuyor: Pedagog olan Güzellik Editörü Bahar Alataş 25, İletişim Fakültesi mezunu Moda Editörü Şebnem Özçiftçi 23, aslında sosyolog olan ve bir yandan öğretmenlik yapan yemek yazarı Hande Ertem 26, müzik ve internet meraklısı İlkay Çiçek 24, görsel yönetmen Mine Ünal ise 25 yaşında!

Derginin 28 yaşındaki Genel Yayın Yönetmeni Ethel Kohen, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun.

On seneden fazladır gençlik ve kadın dergilerinde görev yapan Yazıişleri Müdürü Sibel Çelen 1971 doğumlu. Haber Müdürü Burçin Öztınaz ise sadece 23 yaşında.

Derginin diğer elemanları part-time çalışan en genç gazetecilerden oluşuyor: Filiz Şeref (20), Elif Ünal (18) ve Hazan Aköz (22).

‘Dergimizin böceği’ olarak tanımladıkları Hey Girl'ün fotoğrafçısı Özcan Keleş ise 1971 doğumlu ve Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü'nde eğitimine devam ediyor.

Medyatik aşk yaratan dergi

Genç manken Tuba Ünsal da Hey Girl sayesinde gazeteciliğe adım atmış durumda. Kendisi de bir Hey Girl okuyucusu olan Tuba Ünsal dergiye gelip bir şeyler yapmak istemiş ve aylık röportajlara başlamış. Hatta halen Mustafa Sandal'la beraber olan Ünsal, popçuyla dergi için röportaj yaparken tanışmış. Ünsal, Hey Girl'de yaptığı iş için ‘‘Başarılı ünlü erkeklerle 'Çıtır Muhabbetler' adı altında röportaj yapmaya başladım. Tabii bu konuda profesyonel değilim. Yaptığım sadece, ortak düşündüğümüz Hey Girl kızları o kişiyle yüz yüze gelseler ona ne sorarlar fikrinden yola çıkarak röportaj yapmak ve bunu kaleme almak’’ diyor.

Okuyucu mektuplarına psikolojik danışman

Dergiye gelen mektupları yanıtlayan Psikolojik Danışman Rozita Kastro Hey Girl'ü ve okuyucularını şöyle tanımlıyor: ‘‘Gençler sorunlarını yazıyorlar. Çözüm önerilerini de gerçekten ciddiye alıyorlar. Çoğunlukla aileleriyle çatışmalarını yazıyorlar. O zaman onların ebeveynlerinin de kişiliklerini hayal etmek ve karşılıklı ilişkilerini anlamak gerekiyor. Her iki tarafı da gözeterek ailenin kendi kurallarına ters düşmeyecek şekilde yazmak gerekiyor. Ancak bu sayfaya mektup yazan anneler de oldu. Bu dergide yalnızca gençlere değil, onları anlamak için çaba gösteren anne-babaları da yanıtladığımı düşünüyorum.’’