Emniyet: Mafya devlet içinden destek alıyor

Güncelleme Tarihi:

Emniyet: Mafya devlet içinden destek alıyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2005 00:00

Emniyet raporunda, mafyanın devlet mekanizmasından doğrudan ya da dolaylı bir şekilde destek aldığı belirtildi.Emniyet, "tehdit, şiddet ve yolsuzluk temeliyle haksız kazanç elde etme amacıyla kurulan mafya tipi organize suç örgütlerinin devlet mekanizması içerisindeki mevcut kurumsal aktivitelerden doğrudan ya da dolaylı bir şekilde destek aldığını" vurguladı.   Emniyet Genel Müdürlüğü'nün organize suç örgütlerine yönelik yaptığı çalışmaları değerlendirdiği bir rapor hazırladı.  Emniyete göre, “daha önce amaçlarına ulaşmak için şiddet ve tehdit yollarını kullanan suç örgütlerinin liderleri, gelir yapıları düzeldikten sonra işadamı kimliğine bürünmeye” çalışıyorlar. Örgütün elebaşları modaya uygun ve marka giyiniyor, klasik müzik dinleyip, hayırsever ve entelektüel bir görünüm sergilemeye çalışıyorlar.     Emniyet raporuna göre, örgütlerin ekonomik durumlarındaki değişiklikle birlikte karakteristik yapıları da değişiyor.     Tehdit, şiddet ve yolsuzluk temeliyle “haksız kazanç” elde etme amacıyla kurulan mafya tipi organize suç örgütleri “devlet mekanizması içerisindeki mevcut kurumsal aktivitelerden doğrudan ya da dolaylı bir şekilde destek alıyor.”  "SUÇUN DEŞİFRESİ GECİKİYOR" Rapora göre, örgütün devamı için vazgeçilmez sayılan ve “koruyucu alan” olarak belirtilen bu destek sayesinde, suçun deşifresi gecikiyor, ortaya çıkması durumunda önceden haberdar ediliyor.  Bunun yanı sıra yakalandığı takdirde hak ettiği cezayı almıyor, cezaevine girdiğinde ise içeride eylemlerinin devamı için uygun zemin temin ediliyor.  Son zamanlarda koruyucu alan olarak işadamı kimliğine ihtiyaç duyan örgüt elebaşları, kazandıkları bu sahte görünüm ile toplum hafızasında yer almaya çalışıyor.     “HAYIRSEVER” MAFYA ÖRGÜTÜ LİDERLERİ  Emniyete göre, organize suç örgütlerinin sosyal yaşam içerisinde yer alma çabaları sonucu değişkenlik gösteren karakteristik yapıları da toplum içerisinde kabul görüyor. Daha önce amaçlarına ulaşmak için şiddet ve tehdit yollarını kullanan örgüt elebaşları, mali açıdan yeterlilik seviyesine ulaştıktan sonra işadamı kimliğine bürünerek, gelir seviyesi yüksek, kültürlü birer birey izlenimi veriyor. Çeşitli hayır kurumlarına ve yardıma muhtaç insanlara bağış ve destekte bulunarak yardımsever vatandaş görünümü çiziyorlar.     KİRLİ SAKAL YERİNE DÜZGÜN GÖRÜNÜM; KLASİK MÜZİK; 'ENTELLEKTÜEL KİŞİLİK' Organize suç örgütlerinin başta lider kadrosu olmak üzere tüm üyelerinin giyim alışkanlıkları, hobileri ve genel anlamda yaşam tarzları farklılık göstermeye başlıyor.     Kirli sakal bırakma ve kravatsız koyu renk takım elbise giyme gibi bilinen alışkanlıklarından uzaklaşan örgüt mensupları, saç-sakal tıraşına dikkat ediyor, modaya uygun ve marka giyiniyor, klasik müzik dinleyip, popüler yerleri tercih eden entelektüel bir kişiliğe bürünmeye çalışıyor.     “DIŞARIDA FARKLI, İÇERİDE FARKLI”     Dışarıya karşı “imaj tazeleyen” mafya tipi örgütlenmeler iç yapılanmalarında ise değişmiyor.  Örgütün “beyin takımı”, liderin güvenliği için kan bağı olan aile üyelerinden seçiliyor.  Üst yönetimde görev alabilmek için “hemşehricilik” önemli bir rol oynarken, alt kademe görevlendirmelerinde bölgesellik ve kan bağı önemini yitirerek, sabıkalı, suça ve şiddete meyilli kişilere görev veriliyor.  Örgütlenmenin bütün kademelerindeki en önemli özelliğin ise “mutlak sadakat ve itaat” olduğu vurgulanıyor.     “MAFYAYA GİRİŞ NEDENLERİ ÖZENTİ”     Mafya tipi organize suçlarda eleman profilini de çıkaran Emniyete göre, örgüt elebaşlarına kimsenin yaklaşamaması ve çevrelerinde itibar görmeleri yoksul aile çocuklarına “kötü örnek” oluyor.  Bu tür insanların lüks arabalara, gösterişli eğlence mekanları ile kadın ve uyuşturucuya olan zaaflarından faydalanan örgüt üyeleri, onların neredeyse “gönüllü” olarak örgüte alınmasını sağlıyor.     Örgüt içerisinde görev alan diğer kişiler arasında, çeşitli sebeplerle güvenlik kuvvetlerinden ayrılan ve silah kullanmaya yatkın kişiler, suç işlemeyi meslek haline getirmiş kiralık “tetikçiler”, örgütün yasal işlerini takip edenler ile daha önceki yıllarda örgüt içerisinde görev almış kişiler yer alıyor.     “EN TEHLİKELİLERİ, KAN BAĞI OLANLAR”     Emniyete göre, bunlar arasında en tehlikeli olanları ise “örgüt liderinin etnik kökenine yakın, kan ve hemşehrilik bağı bulunanlar.”     Örgüt liderlerini ağabeyleri, hatta babaları gibi gören bu kişiler, maddi çıkar beklentileri olmaksızın, tamamen gönül bağı ile verilen her türlü emre kayıtsız-şartsız itaat ediyorlar.     Rapora göre, Türkiye'nin ekonomik yapısını olumsuz etkileyen ve kayıt dışı ekonomiyi “tetiklediği” belirtilen mafya tipi örgütlenmelerin faaliyet alanları da çeşitlilik gösteriyor.     MAFYANIN GELİR ALANLARI  Örgütlerin; tefecilik yapan kişiler adına tahsilat yapıp pay aldıkları, ihale sonuçlarına etki ettikleri, işadamları, gazino, bar ve pavyon gibi yerlerden koruma adı altında para aldıkları, otoparklardan haksız kazanç elde ettikleri, turizm bölgelerindeki otel ve barların korku ve baskı yoluyla el değiştirmesinden maddi menfaat elde ettikleri, korku, baskı ve hile yoluyla emlak ve arazi satışından gelir elde ettikleri belirtiliyor.     KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ  Ayrıca, uluslararası seviyede göçmen ve akaryakıt kaçakçılığı yapan, maden ve kömür ocaklarını baskı yolu ile ele geçirerek maddi menfaat sağlayan örgütler, ilaç, inşaat, çimento, demir-çelik, mermer ve taşımacılık gibi sanayi tesisleri, fabrika ve firmaları da ele geçirmeye çalışıyor.     Emniyetin raporuna göre, organize suç örgütleriyle mücadele için kurumlar arası işbirliği ve güven gerekiyor     DÜZENLENEN OPERASYONLAR     Emniyet birimlerince örgütlü suçlara yönelik 2000-2004 yılları arasında düzenlenen operasyonlarda, bin 861 olaya karıştığı belirlenen 13 bin 276 kişi hakkında adli işlem yapıldı.  İllere göre yapılan istatistiklerde 2004 yılında ilk sırayı 141 operasyonla İstanbul alırken, ikinci sırada 20 operasyonla Adana, üçüncü sırada ise 16 operasyonla Bursa yer aldı. Ankara'da ise geçen yıl 10 organize suç operasyonu düzenlendiği kaydedildi.     Operasyonlarda yakalan silah sayısında da artış olduğu ifade edilen rapora göre, Türkiye genelinde polis sorumluluk bölgesinde 5 yıl içerisinde yapılan çalışmalarda 2 bin 261 tabanca, 64 uzun namlulu silah ele geçirildi. 2004 yılında ise 614 tabanca ve 18 uzun namlulu silaha el konuldu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!