Eminem iyi çocuk
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2001 02:22
Florian Claud de Bounevialle Armstrong ya da herkesin bildiği adıyla Dido ısrarlı takibimizden kaçamadı ve kayıt cihazımıza Londra'da yakalandı.
İlk albümü ‘‘No Angel’’ın 10 milyonu geçen satışıyla, şu anda dünyanın 1 numaralı kadın sesi olan Dido'yla Blue Jean dergisinden Eralp Baydar konuştu. Dido'nun sadece Q ve Blue Jean'e özel röportaj verdiğini de belirtelim.
BMG Records'un Futham High Street'teki binası kazan, ben ve küçük bir görevli ordusu kepçe. Dido'yu arıyoruz. Kimi kızlar tuvaletinde, kimi video odasında, kimi de dördüncü kattaki kahve makinesinin önünde göründüğünü söylüyor. Derken biri akıl ediyor, dahili müzik yayınını kestirip anons yaptırıyor, acilen kafeteryaya gelmesini rica ediyoruz. Meğer esas bizim öyle yapmamız gerekiyormuş. Kafeteryanın ücra bir köşesinde merhabalaştığımızda. Dido elindeki koca boş yoğurt kabını kanıt göstererek ‘‘Ben zaten buradaydım’’ diyor. Gerisi, aynen aşağıda okuyacağınız gibi.
‘‘No Angel'ın yayınlandığı 1999 ortasından günümüze yaşadıkların için nasıl bir yorumda bulunursun?
-Gerçeküstü!
Böyle bir başarıyı bekliyor muydun?
-Beklemenin ötesinde o başarıya ulaşmak için ne gerekiyorsa yapıyordum da. Mütevazı olmayacağım, iki yılı aşkın süredir bir an durmaksızın, adeta köpek gibi koşturuyorum. Özellikle Amerika beni çok zorladı ve yordu. Öncesini, No Angel'ın kaydedildiği dönemi hiç saymıyorum. Yine de başarının ilk albümle gelmesine biraz şaşırdım. Açıkçası ancak ikinci albümle istediğim yere ulaşırım diye düşünüyordum.
Hayatın ne yönde değişti?
-Kesinlikle olumsuz yönde değil. Herhalde en belirgin değişiklik, artık bazı şeyleri kararlaştırırken ve yaparken iki kere düşünmem. Yalnız başına, kafasına estiği gibi dolaşmayı seven biriyim. Tek şikáyetim, bundan vazgeçmek zorunda kalmam. Dünyanın en güzel şehirlerine gidiyor, hiçbirini doyasıya dolaşamıyorum. Para diyorsan, hálá aynı sayılırım. Para gelecek ama, gelmesi zaman alacak. O yüzden gereksiz müsrifliklere kalkışmıyorum.
Yeni albümünle ilgili neler söyleyeceksin?
-Birçok beste hazır. Mesela 'Afraid To Sleep', Amerika'dayken de 'Don't Leave Home' diye bir parça bestelemiştim. Ama kayıtlar için henüz erken. Albüm önümüzdeki yıl yayınlanacak. En iyimser tahminle sonbaharda. Bu albümle ilgili her şey beni müthiş heyecanlandırıyor.
Konserlerini hep The Police'in 'Every Little Thing Se Does is Magic'iyle kapatıyorsun. Bunun özel bir nedeni var mı?
-Favori The Police parçam ve bunu herkesle paylaşmak istiyorum. The Police'le büyüdüm ben. Sting de aşık olduğum ilk rock yıldızıydı. Yıllar sonra bir Sting konserinin açılışını yapmam için teklif geldiğinde kulaklarıma inanamadım. Tanıştırıldığımızda Sting'in karşısında nasıl erimedim, şaşıyorum.
Peki ya yeni albümündeki 'I'm Not A Girl, Not Yet A Woman' adlı parçanın sözlerini yazdığın Britney Spears için neler diyeceksin?
-Yüzyüze gelme şansımız olmadı ama bana telefon açıp teşekkür etti. O zaman epey lafladık. Öncelikle tavrını sevdim. Mütevazı ve cana yakın bir kız. Kim ne derse desin, çok da iyi bir şarkıcı. Sanılanın aksine bizimki öyle gürültü kopartacak cinsten bir ortak çalışma filan değil. Britney'nin beste ekibinden Max Martin bir parçanın sözlerini yazmamı önerdi, ben de kabul ettim. Hepsi bu. Yanılmıyorsam parça Britney'nin ilk filminin soundtrack albümünde de yer alacak.
Yine de bir bakıma dostunun düşmanıyla işbirliği yapmış olmadın mı? Adını duyurmanda büyük payı bulunan Eminem'in Britney'yi pek sevmediği sır değil de.
-Ah, Eminem'in kalbinde kötülük olmadığını, ondan kimseye zarar gelmeyeceğini gayet iyi biliyorum. 'Stan' döneminde onunla abla kardeş gibi olduk. Eminem gerçekten zararsız çocuk. Ayrıca ben de daima barıştan yanayım!
Dido'nun hedefleri neler?
-Başka şeylere yoğunlaşabilmek için önce 'No Angel' sayfasını kapatmalıyım. Noel öncesinde son single olarak 'All You Want' yayınlanacak. Daha doğrusu, 'Christmas Day' adında yeni bir parçayla double-A side olacak. Yılbaşından itibaren kendimi tamamen ikinci albümüme verebilirim. Başka? Evlenmek. Uzun bir balayına çıkmak. Zamanı gelince dünyaya mini bir Dido ya da Bob getirmek. Bir de kendi plak şirketimi kurmak, yeni sanatçılar keşfetmek, onlar için şarkılar yazmak istiyorum. Ama önce iyi albümler kaydedip çok para kazanmam lazım değil mi?
BMG Records'un Futham High Street'teki binası kazan, ben ve küçük bir görevli ordusu kepçe. Dido'yu arıyoruz. Kimi kızlar tuvaletinde, kimi video odasında, kimi de dördüncü kattaki kahve makinesinin önünde göründüğünü söylüyor. Derken biri akıl ediyor, dahili müzik yayınını kestirip anons yaptırıyor, acilen kafeteryaya gelmesini rica ediyoruz. Meğer esas bizim öyle yapmamız gerekiyormuş. Kafeteryanın ücra bir köşesinde merhabalaştığımızda. Dido elindeki koca boş yoğurt kabını kanıt göstererek ‘‘Ben zaten buradaydım’’ diyor. Gerisi, aynen aşağıda okuyacağınız gibi.
‘‘No Angel'ın yayınlandığı 1999 ortasından günümüze yaşadıkların için nasıl bir yorumda bulunursun?
-Gerçeküstü!
Böyle bir başarıyı bekliyor muydun?
-Beklemenin ötesinde o başarıya ulaşmak için ne gerekiyorsa yapıyordum da. Mütevazı olmayacağım, iki yılı aşkın süredir bir an durmaksızın, adeta köpek gibi koşturuyorum. Özellikle Amerika beni çok zorladı ve yordu. Öncesini, No Angel'ın kaydedildiği dönemi hiç saymıyorum. Yine de başarının ilk albümle gelmesine biraz şaşırdım. Açıkçası ancak ikinci albümle istediğim yere ulaşırım diye düşünüyordum.
Hayatın ne yönde değişti?
-Kesinlikle olumsuz yönde değil. Herhalde en belirgin değişiklik, artık bazı şeyleri kararlaştırırken ve yaparken iki kere düşünmem. Yalnız başına, kafasına estiği gibi dolaşmayı seven biriyim. Tek şikáyetim, bundan vazgeçmek zorunda kalmam. Dünyanın en güzel şehirlerine gidiyor, hiçbirini doyasıya dolaşamıyorum. Para diyorsan, hálá aynı sayılırım. Para gelecek ama, gelmesi zaman alacak. O yüzden gereksiz müsrifliklere kalkışmıyorum.
Yeni albümünle ilgili neler söyleyeceksin?
-Birçok beste hazır. Mesela 'Afraid To Sleep', Amerika'dayken de 'Don't Leave Home' diye bir parça bestelemiştim. Ama kayıtlar için henüz erken. Albüm önümüzdeki yıl yayınlanacak. En iyimser tahminle sonbaharda. Bu albümle ilgili her şey beni müthiş heyecanlandırıyor.
Konserlerini hep The Police'in 'Every Little Thing Se Does is Magic'iyle kapatıyorsun. Bunun özel bir nedeni var mı?
-Favori The Police parçam ve bunu herkesle paylaşmak istiyorum. The Police'le büyüdüm ben. Sting de aşık olduğum ilk rock yıldızıydı. Yıllar sonra bir Sting konserinin açılışını yapmam için teklif geldiğinde kulaklarıma inanamadım. Tanıştırıldığımızda Sting'in karşısında nasıl erimedim, şaşıyorum.
Peki ya yeni albümündeki 'I'm Not A Girl, Not Yet A Woman' adlı parçanın sözlerini yazdığın Britney Spears için neler diyeceksin?
-Yüzyüze gelme şansımız olmadı ama bana telefon açıp teşekkür etti. O zaman epey lafladık. Öncelikle tavrını sevdim. Mütevazı ve cana yakın bir kız. Kim ne derse desin, çok da iyi bir şarkıcı. Sanılanın aksine bizimki öyle gürültü kopartacak cinsten bir ortak çalışma filan değil. Britney'nin beste ekibinden Max Martin bir parçanın sözlerini yazmamı önerdi, ben de kabul ettim. Hepsi bu. Yanılmıyorsam parça Britney'nin ilk filminin soundtrack albümünde de yer alacak.
Yine de bir bakıma dostunun düşmanıyla işbirliği yapmış olmadın mı? Adını duyurmanda büyük payı bulunan Eminem'in Britney'yi pek sevmediği sır değil de.
-Ah, Eminem'in kalbinde kötülük olmadığını, ondan kimseye zarar gelmeyeceğini gayet iyi biliyorum. 'Stan' döneminde onunla abla kardeş gibi olduk. Eminem gerçekten zararsız çocuk. Ayrıca ben de daima barıştan yanayım!
Dido'nun hedefleri neler?
-Başka şeylere yoğunlaşabilmek için önce 'No Angel' sayfasını kapatmalıyım. Noel öncesinde son single olarak 'All You Want' yayınlanacak. Daha doğrusu, 'Christmas Day' adında yeni bir parçayla double-A side olacak. Yılbaşından itibaren kendimi tamamen ikinci albümüme verebilirim. Başka? Evlenmek. Uzun bir balayına çıkmak. Zamanı gelince dünyaya mini bir Dido ya da Bob getirmek. Bir de kendi plak şirketimi kurmak, yeni sanatçılar keşfetmek, onlar için şarkılar yazmak istiyorum. Ama önce iyi albümler kaydedip çok para kazanmam lazım değil mi?