Ekonomik program ve bürokrasi (1)

Güncelleme Tarihi:

Ekonomik program ve bürokrasi (1)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2001 00:00

DPT'de üst düzey görevlerde bulunmuş bir bürokrat, şunları söylemişti:‘‘Daha önce çok söylendi. DPT'nin değişen koşullara uyum sağlaması için organizasyon yapısı ve fonksiyonları dahil, yeniden organize olması gerekiyordu. DPT şimdi bu değişime ayak uydurmak için gerekli adımları atmadığı için sıkıntı çekiyor. Kurumlar, değişen koşullara göre kendilerini değiştirmeye cesaret edemezlerse, statükoda direnirlerse, değişen koşullar onları etkisizleştirir.’’Bu sözler bence çok doğru... Bütün bürokrasinin, kurumlarını düşünen bürokratların bu sözleri iyi dinlemeleri ve buna göre hareket etmeleri, kendileri ve kurumları açısından fayda getirecektir. Tabi bunu düşünmeleri de yetmez, hayata geçirecek cesaretleri de olması gerekir.İlke olarak bunu doğru bulduklarını söyleyenlerin, günü kurtarmak için ittifaklara girip, tam tersini de yapmamaları da gerekir elbette...2000 yılında uygulamaya giren ekonomik program, sadece o dönemde görev yapan bürokratların işi değildi, yıllardır bu işe kafa yormuş, 1980'deki değişimci kuşağın devamı olan bütün yenilikçi bürokratların birikimiydi. ‘‘Programı IMF dayattı’’ yargısı çok kaba bir yargı. Hemen hepsi yurt dışında masterlı, doktoralı bir bürokrat ekibi, uzun zamandır ekonomi yönetimine hakim durumda. Bürokratlar siyasilerin işini kolaylaştırmak için formüller bulup, günü kurtarma peşine de düştüler. Bir yandan ‘‘profesyonellik’’ adına bunu yapmak zorundaydılar ama bir yandan da ekonomiye zarar verdiler. Çoğu, verdikleri bu zararın farkındaydı. Bazıları buna ortak olmamak için, birşeyler yapma imkanı göremedikleri zaman istifa da ettiler.Ama bir birikim sürekli geldi. ‘‘Evrensel iktisat kurallarını’’ bilen bu bürokratlar ile uluslar arası kuruluşların fikirleri de zaman zaman birbirine denk düştü. Zaman zaman ülke koşulları nedeniyle çatıştıkları da oldu. Sonunda, Hükümette etkin konuma gelmiş eski bir bürokrat olan Hikmet Uluğbay'ın da büyük katkısıyla 2000 yılı programı hazırlanıp, yeni gelen koalisyon Hükümetine kabul ettirildi.Bu program hem siyasilerin hataları hem de teknik bazı hatalar nedeniyle sekteye uğradı. Krizler nedeniyle program koşulları daha da ağırlaştırıldı.Bu programı daha öncekilerden ayıran en önemli özelliği ise yapısal tedbirlere ağırlık vermesi oldu. Hükümet, ne denirse densin, ekonomideki yapısal bozuklukları düzeltecek çok sayıda karar aldı. Önümüzdeki yıl başından itibaren geri kalan yapısal tedbirler de sırasıyla hayata geçirilmek zorunda olacak.Şimdi tam anlamıyla hissetmesek de, bu yapısal tedbirlerin ekonomiyi rasyonel hale nasıl getirdiğini, bunun dayatmasıyla üst yapının yani siyasi partiler ve seçim kanununun nasıl değiştiğini hep birlikte göreceğiz.Peki bu kadar yoğun gündemde neden bürokrasi yazıyorum?Bence artık bürokrasi ve yeniden yapılanma konusu acil gündem olmak üzere. Hazine'deki son istifanın da gösterdiği gibi, kurumlar değişen koşullara uyum sağlamakta direniyorlar. Maalesef, bürokratların doğal bir güdüyle önce pozisyonları ve yetki alanlarını, ardından kurumlarını ve en sonunda ülke ekonomisini düşünmelerini engelleyecek, ülke yönetimini önplana çıkarmalarını sağlayacak bir liderlik bulunmuyor. Hem siyasi, hem bürokratik liderlik boş...İşte bu nedenle, zamanla etkisizleşeceklerini göre göre, bürokratlar, değişen koşullara uyum sağlamaya direniyor, statükolarını korumak istiyorlar.DPT örneği ortadayken, bunu görmelerine rağmen direnmeye devam etmeleri hem bu kurumların hem de ülke ekonomisinin zararına olacak.Kısacası; programı yapan bürokrasi program önünde engel olmaya başlıyor...İşte bu nedenle yeniden yapılanma ve bürokrasi konusunu biraz daha işleyeceğiz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!