Ekonomide yeni eksen istikrar oldu hedefe dünya 11’inciliği kondu
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2007 00:00
Başbakan Yardımcısı ve ekonominin koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı Nazım Ekren, yılın son çeyreğinde yapılacakları, rakamlara yer vermeden anlatan 73 maddelik eylem planını açıklarken, "Büyüme ile istikrara geçiş dönemi başlatıyoruz" dedi. Bakan Ekren, "2002-2006 performansı ekonomik ajandamız kurguladığımız şekilde devam ederse Türkiye’nin hem gelişmiş 11 ülke arasında yer almasında hem de ABentegrasyonunda ciddi adımlar atılmış olacak" diye konuştu.
HÜKÜMETİN ekim-aralık dönemini kapsayan ve içinde hiç rakam yer almayan üç aylık eylem planını, dün Başbakan Yardımcısı ve ekonominin koordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı Nazım Ekren açıkladı. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in önceki gün "76 madde" dediği Plan 73 maddeye indi. Üç maddenin Ekren’in, "Önümüzdeki günlerde karar verilecek" diye Özel Tüketim ve Katma Değer Vergileri artışı olduğu ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla metinden çıkarıldığı sanılıyor.
5 EKSENDE, 73 MADDE BELİRLENDİ: AKP Hükümeti’nin ikinci döneminde ele alacağı ve yılın son çeyreğini kapsayacak "Üç Aylık Eylem Planı"nını açıklayan Ekren, bu planın 5 gelişme eksenine dayandığını ve bu çercevede 73 faaliyet gerçekleştirileceğini anlattı. Ekren, ekonomik vizyonun 5 eksenini şöyle sıraladı: "Kapsamlı bir istihdam artırma stratejisi. Sanayinin güçlendirilmesine yönelik özel politikalar. Teknolojik gelişmeler. İnsan kaynakları sosyal ve kültürel sermaye ile makro ekonomik istikrar ve kamu mali reformlarının devamı."
BÜYÜME İLE İSTİKRARA GEÇİŞ: 2002-2006 dönemini "normalleşme dönemi" olarak nitelendiren Ekren, "Yeni dönemde eksen farklılığı, büyüme ile istikrara geçiş dönemi başlatıyoruz. Büyümeyi kalıcı hale getirip, onun ortaya çıkaracağı bir istikrar atmosferinin yükselmesini sağlayacağız. Cumhuriyet tarihinde ilk defa ekonomik güvenlik ve ekonomik savunma konsepti birlikte ele alınacak" diye konuştu. İşgücü piyasalarına özel önem verileceğini vurgulayan Ekren, "Ekonomik gelişmelerde sağladığımız başarının benzer görüntüsünü sosyal gelişmede de sağlayıp, işgücü piyasasının kalitesini, hem çalışanlar hem de işverenler açısından artıracağız" dedi.Ekren, 2007-2013 ekonomik ajandasının en kritik eksenini, "piyasaya güvenin sürdürülmesi" olduğunu vurguladı.
EKONOMİK GÜVENLİK SAĞLANACAK: Ekren, 2008-2012 döneminde kamu borcunu mümkün olan en düşük düzeye getireceklerini ve kredi notunu "yatırım yapılabilir" ülke düzeyine çıkarıp, ekonomik güvenliği yakalayacaklarını söyledi. Bunun için rating kuruluşlarının önerileri ile Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu kararlarının yanı sıra ilave tedbirler alınmasının yeni dönemdeki temel ajandalardan biri olacağını belirtti.
HEDEF GELİŞMİŞ 11 ÜLKE ARASINA GİRMEK: Yeni dönemdeki vizyonlarını, "İstikrar içinde büyüyen, gelirini adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" olarak açıklayan Nazım Ekren, "Dolayısıyla eylem programımızı ve eylem planımızı belirleyen ve şekillendiren ana kurgu budur. Bunun sektörler, ekonomik birimler ve kamu kurumları bakımından dikkate alınması gerekiyor" dedi. Ekren, "2002-2006 performansı, ekonomik ajandamız kurguladığımız şekilde devam ederse, 2015’te, 2025 ve 2050’de, Türkiye’nin hem gelişmiş 11 ülke arasında yer almasında hem de AB entegrasyonunda ciddi adımlar atılmış olacak" diye konuştu.
3 kurum ilişkisi güçlendirilecek
BAKAN Nazım Ekren, Merkez bankacılığı, vergi bürokrasisi hem kamunun borçlanma mekanizmalarının, toplumun etkinlik ve verimliliğini kamu sektörü ağırlıklı olarak en fazla sinerji sağlayan ve güçlendiren temel yaklaşım olduğunu kaydetti. Ekren, "Merkez bankacılığı ve kamunun borç mekanizmaları arasındaki ilişkiler evrensel standartlarda güçlendirilecek" dedi.
Elektrik stratejisi
NAZIM Ekren, enerjiye yönelik bir soru üzerine, şöyle konuştu: "Enerjinin sıkı arz güvenliği stratejisini izliyorsunuz. Başbakan da vurguladı, ’girdisinin yerli ve yabancı olmasına bağlı olarak farklı inisiyatifler alınabilir’ dendi. Burada hangisinin alınıp alınmayacağı, oranının ne olacağını koordinasyondan sorumlu bir yetkili olarak, benden istemenizi bir miktar ertelemiş olalım. Hem YPK’dan hem de enerji zirvesinden çıkacak kararlar, hem arz güvenliği, hem stratejisi hem miktarı konusunda Türkiye ekonomisinin koşullarıyla global koşulları birlikte alıp neler yapılması gerektiğini sizler de tahmin edersiniz. Bekleyip birlikte göreceğiz."
Doğu’ya yatırımda teşviklerin geri dönüşlerine bakacağız
DEVLET Bakanı Nazım Ekren, PKK terörü ve 13 şehit hatırlatılarak "Ekonomi gündeminin öncelikleri Doğu’ya yatırım ve kaynak ayırma yönünde değişebilir mi" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Ekonomik güvenlik ve ekonomik savunma, ekonomik birimler kadar güvenlik birimleriyle de birlikte yürütülmesi gereken işler. Doğu bölgesine yapılan yatırımlar için bölgesel teşviklerin geri dönüşlerine bakacağız. 40’ın üzerinde ilde yaptığımız bu teşviklerin ortaya çıkardığı sonuçlara, olamıyorsa nedenlerine baktıktan sonra devamı ve yaygınlaştırılması konusunda karar alır planlarız. Önemli olan, hangi bölgemizde hangi şehrimizde hangi sektöre nasıl bir destek verirsek oradaki üretim ve yatırımı artırma şansımız daha yüksek olacaktır. Yeni ekonomik ajandanın en kritik olanı budur. Açılım tarafı da burada aramak gerekir."
Yol haritası değil kilometre taşı
BaŞbakan Yardımcısı Nazım Ekren, "IMF ile bundan sonra farklı bir yol izlemenin mümkün olup olmayacağı, faiz dışı fazlanın ne olacağına" ilişkin bir soru üzerine de şunları söyledi: "Burada sunduğum program, 2008 sonrası için bir yol haritası değil. Hükümet olarak almamız gereken inisiyatiflerimizin kilometre taşlarıdır. Bütçemizi hazırlarken de kurguyu yaparken de 2008 yılına kadar devam edecek program taahhütlerine bakıyoruz. O programda faiz dışı fazla olarak neyi taahhüt etmişsek taahhüdümüzü yerine getireceğiz dersek o noktadan tartışmaya başlıyoruz demektir. 6.5 demişsek 6.5’tur." Bakan Ekren, ayrıca 2008-2012 dönemine ait 5 yıllık eylem planının bu ayın sonuna doğru bitirilip, ekim ayı sonu ve kasım ayı başında ilan edileceğini açıkladı.
Refahı üretenler dikkate alınacak
TÜRK sanayisini "rekabet avantajı sağlayan sektörler" ve "geleneksel sektörler" olmak üzere iki kategoriye ayırdıklarını söyleyen Nazım Ekren, firmalar için makul kárlılıkta, makul cirolarla, uluslararası rekabet edebileceği bir yapı kazandırılmasını amaçladıklarını da belirtti ve şunları söyledi: "Reel sektörde iki tane kriterimiz var. Sadece refah üretmeyi değil, refahı üretenleri de desteklemeyi artık dikkate alacağız, yani refahın üretilmesi nasıl olursa olsundan daha çok, bu refahı toplumsal kaynakları kullanarak kimler üretebilir? Bunların spesifik tercihlerine bakıp, ona göre bir yaklaşım yetiştireceğiz. Reel sektör için temel vizyonumuz yenilikler, yatırımlar ve ihracat olacak. Yeni dönemdeki ajandanın temel kriteri de bu sektör tutacaktır."
Merkez Bankası ’Risk Merkezi’ni Bankalar Birliği’ne devredecek
PLANIN 73 maddesinden bir tanesi de "Merkez Bankası bünyesindeki risk merkezi faaliyetleri Türkiye Bankalar Birliği’ne devredilmesi" oldu. Buna göre yeni dönemde, mali kuruluşların müşterilerinin risk durumlarına ilişkin bilgileri toplayan ve bunları ilgili kuruluşlarla paylaşan Risk Merkezi, Bankalar Birliği bünyesinde faaliyet gösterecek. Ekren ayrıca, Eylem Planı’nda yer alan İstanbul’un Finans Merkezi olam konusunda Türkiye Bankalar Birliği’nin çalışma yaptığını açıkladı. Ekren, konunun kamuoyuna Merkez Bankası’nın taşınması olarak yansıdığının hatırlatılması üzerine şu yanıtı verdi: "İstanbul’un, başlangıçta bölgenin ama dünyanın bir uluslararası finans merkezi haline getirilmesi sürecine start verme süreci. Burada Ortadoğu ve Balkanlar açısından finans merkezi olup olmayacağı noktasında iletişim altyapısının güçlendirilmesi önemli. Birinci konu bu. Merkez Bankası taşınmasını restleşme olarak görmeyin. Eğer iletişim altyapısı kurulursa belki Merkez Bankası kendiliğinden taşınmaya karar verir."
5 EKSENDE, 73 MADDE BELİRLENDİ: AKP Hükümeti’nin ikinci döneminde ele alacağı ve yılın son çeyreğini kapsayacak "Üç Aylık Eylem Planı"nını açıklayan Ekren, bu planın 5 gelişme eksenine dayandığını ve bu çercevede 73 faaliyet gerçekleştirileceğini anlattı. Ekren, ekonomik vizyonun 5 eksenini şöyle sıraladı: "Kapsamlı bir istihdam artırma stratejisi. Sanayinin güçlendirilmesine yönelik özel politikalar. Teknolojik gelişmeler. İnsan kaynakları sosyal ve kültürel sermaye ile makro ekonomik istikrar ve kamu mali reformlarının devamı."
BÜYÜME İLE İSTİKRARA GEÇİŞ: 2002-2006 dönemini "normalleşme dönemi" olarak nitelendiren Ekren, "Yeni dönemde eksen farklılığı, büyüme ile istikrara geçiş dönemi başlatıyoruz. Büyümeyi kalıcı hale getirip, onun ortaya çıkaracağı bir istikrar atmosferinin yükselmesini sağlayacağız. Cumhuriyet tarihinde ilk defa ekonomik güvenlik ve ekonomik savunma konsepti birlikte ele alınacak" diye konuştu. İşgücü piyasalarına özel önem verileceğini vurgulayan Ekren, "Ekonomik gelişmelerde sağladığımız başarının benzer görüntüsünü sosyal gelişmede de sağlayıp, işgücü piyasasının kalitesini, hem çalışanlar hem de işverenler açısından artıracağız" dedi.Ekren, 2007-2013 ekonomik ajandasının en kritik eksenini, "piyasaya güvenin sürdürülmesi" olduğunu vurguladı.
EKONOMİK GÜVENLİK SAĞLANACAK: Ekren, 2008-2012 döneminde kamu borcunu mümkün olan en düşük düzeye getireceklerini ve kredi notunu "yatırım yapılabilir" ülke düzeyine çıkarıp, ekonomik güvenliği yakalayacaklarını söyledi. Bunun için rating kuruluşlarının önerileri ile Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu kararlarının yanı sıra ilave tedbirler alınmasının yeni dönemdeki temel ajandalardan biri olacağını belirtti.
HEDEF GELİŞMİŞ 11 ÜLKE ARASINA GİRMEK: Yeni dönemdeki vizyonlarını, "İstikrar içinde büyüyen, gelirini adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" olarak açıklayan Nazım Ekren, "Dolayısıyla eylem programımızı ve eylem planımızı belirleyen ve şekillendiren ana kurgu budur. Bunun sektörler, ekonomik birimler ve kamu kurumları bakımından dikkate alınması gerekiyor" dedi. Ekren, "2002-2006 performansı, ekonomik ajandamız kurguladığımız şekilde devam ederse, 2015’te, 2025 ve 2050’de, Türkiye’nin hem gelişmiş 11 ülke arasında yer almasında hem de AB entegrasyonunda ciddi adımlar atılmış olacak" diye konuştu.
3 kurum ilişkisi güçlendirilecek
BAKAN Nazım Ekren, Merkez bankacılığı, vergi bürokrasisi hem kamunun borçlanma mekanizmalarının, toplumun etkinlik ve verimliliğini kamu sektörü ağırlıklı olarak en fazla sinerji sağlayan ve güçlendiren temel yaklaşım olduğunu kaydetti. Ekren, "Merkez bankacılığı ve kamunun borç mekanizmaları arasındaki ilişkiler evrensel standartlarda güçlendirilecek" dedi.
Elektrik stratejisi
NAZIM Ekren, enerjiye yönelik bir soru üzerine, şöyle konuştu: "Enerjinin sıkı arz güvenliği stratejisini izliyorsunuz. Başbakan da vurguladı, ’girdisinin yerli ve yabancı olmasına bağlı olarak farklı inisiyatifler alınabilir’ dendi. Burada hangisinin alınıp alınmayacağı, oranının ne olacağını koordinasyondan sorumlu bir yetkili olarak, benden istemenizi bir miktar ertelemiş olalım. Hem YPK’dan hem de enerji zirvesinden çıkacak kararlar, hem arz güvenliği, hem stratejisi hem miktarı konusunda Türkiye ekonomisinin koşullarıyla global koşulları birlikte alıp neler yapılması gerektiğini sizler de tahmin edersiniz. Bekleyip birlikte göreceğiz."
Doğu’ya yatırımda teşviklerin geri dönüşlerine bakacağız
DEVLET Bakanı Nazım Ekren, PKK terörü ve 13 şehit hatırlatılarak "Ekonomi gündeminin öncelikleri Doğu’ya yatırım ve kaynak ayırma yönünde değişebilir mi" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Ekonomik güvenlik ve ekonomik savunma, ekonomik birimler kadar güvenlik birimleriyle de birlikte yürütülmesi gereken işler. Doğu bölgesine yapılan yatırımlar için bölgesel teşviklerin geri dönüşlerine bakacağız. 40’ın üzerinde ilde yaptığımız bu teşviklerin ortaya çıkardığı sonuçlara, olamıyorsa nedenlerine baktıktan sonra devamı ve yaygınlaştırılması konusunda karar alır planlarız. Önemli olan, hangi bölgemizde hangi şehrimizde hangi sektöre nasıl bir destek verirsek oradaki üretim ve yatırımı artırma şansımız daha yüksek olacaktır. Yeni ekonomik ajandanın en kritik olanı budur. Açılım tarafı da burada aramak gerekir."
Yol haritası değil kilometre taşı
BaŞbakan Yardımcısı Nazım Ekren, "IMF ile bundan sonra farklı bir yol izlemenin mümkün olup olmayacağı, faiz dışı fazlanın ne olacağına" ilişkin bir soru üzerine de şunları söyledi: "Burada sunduğum program, 2008 sonrası için bir yol haritası değil. Hükümet olarak almamız gereken inisiyatiflerimizin kilometre taşlarıdır. Bütçemizi hazırlarken de kurguyu yaparken de 2008 yılına kadar devam edecek program taahhütlerine bakıyoruz. O programda faiz dışı fazla olarak neyi taahhüt etmişsek taahhüdümüzü yerine getireceğiz dersek o noktadan tartışmaya başlıyoruz demektir. 6.5 demişsek 6.5’tur." Bakan Ekren, ayrıca 2008-2012 dönemine ait 5 yıllık eylem planının bu ayın sonuna doğru bitirilip, ekim ayı sonu ve kasım ayı başında ilan edileceğini açıkladı.
Refahı üretenler dikkate alınacak
TÜRK sanayisini "rekabet avantajı sağlayan sektörler" ve "geleneksel sektörler" olmak üzere iki kategoriye ayırdıklarını söyleyen Nazım Ekren, firmalar için makul kárlılıkta, makul cirolarla, uluslararası rekabet edebileceği bir yapı kazandırılmasını amaçladıklarını da belirtti ve şunları söyledi: "Reel sektörde iki tane kriterimiz var. Sadece refah üretmeyi değil, refahı üretenleri de desteklemeyi artık dikkate alacağız, yani refahın üretilmesi nasıl olursa olsundan daha çok, bu refahı toplumsal kaynakları kullanarak kimler üretebilir? Bunların spesifik tercihlerine bakıp, ona göre bir yaklaşım yetiştireceğiz. Reel sektör için temel vizyonumuz yenilikler, yatırımlar ve ihracat olacak. Yeni dönemdeki ajandanın temel kriteri de bu sektör tutacaktır."
Merkez Bankası ’Risk Merkezi’ni Bankalar Birliği’ne devredecek
PLANIN 73 maddesinden bir tanesi de "Merkez Bankası bünyesindeki risk merkezi faaliyetleri Türkiye Bankalar Birliği’ne devredilmesi" oldu. Buna göre yeni dönemde, mali kuruluşların müşterilerinin risk durumlarına ilişkin bilgileri toplayan ve bunları ilgili kuruluşlarla paylaşan Risk Merkezi, Bankalar Birliği bünyesinde faaliyet gösterecek. Ekren ayrıca, Eylem Planı’nda yer alan İstanbul’un Finans Merkezi olam konusunda Türkiye Bankalar Birliği’nin çalışma yaptığını açıkladı. Ekren, konunun kamuoyuna Merkez Bankası’nın taşınması olarak yansıdığının hatırlatılması üzerine şu yanıtı verdi: "İstanbul’un, başlangıçta bölgenin ama dünyanın bir uluslararası finans merkezi haline getirilmesi sürecine start verme süreci. Burada Ortadoğu ve Balkanlar açısından finans merkezi olup olmayacağı noktasında iletişim altyapısının güçlendirilmesi önemli. Birinci konu bu. Merkez Bankası taşınmasını restleşme olarak görmeyin. Eğer iletişim altyapısı kurulursa belki Merkez Bankası kendiliğinden taşınmaya karar verir."