Ehliyeti kim vermeli?

Güncelleme Tarihi:

Ehliyeti kim vermeli
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2000 00:00

Durmuş ODABAŞIBİR zamanlar sürücü ehliyetleri, emniyet müdürlüklerinin trafik şubeleri tarafından verilirdi. Bu çok yerinde olan bir uygulamaydı. Çünkü, ehliyet sahibi sürücülerle en yakın temasta olan, onları denetleme konusunda tek yetkili olan bu kurumun elemanları, her yıl binlerce insanımızı aramızdan alan, ocaklar söndüren trafik kazalarının da en yakın tanıklarıydı.SONRA bir sivri zekalı ile adamları çıktı ve ehliyet verme işini, Milli Eğitim Bakanlığı'na devretti. Arkasından da özel sektörü devreye sokup, ‘‘Ehliyet alacaklar, 45 günlük zorunlu kursa tabi olacaklar'' dedi. Al sana bir sürücü ehliyeti sektörü. Bunları kim denetleyecek... Tabii ki, milli eğitim müdürlükleri. Denetleyebildiler mi, işin üstesinden gelebildiler mi? Aklı başında herkes görüyor ki, koskocaman bir HAYIR...NEREDEYSE Cumhuriyet'in kurulduğundan beri, kendi işini becerememiş, sistemini kuramamış, öğrenci yetiştirmede sınıfta kalmış bir bakanlık, bunu da eline yüzüne bulaştırdı.KURSA gitmeden verilen ehliyetler, otomobil kullanamayacak kadar sakat olanlara ‘‘sağlam'' raporları... Sonuç; bir sürü trafik canavarını yollara salıverdiler ve halen de salmaya devam etmekteler. Bu canavarlar, kendileriyle birlikte bir çok insanımızı da öbür dünyaya taşıdılar.* * *HATALI solladılar, bindikleri aracı tanımadan aşırı sürat yaptılar, ani frene bastılar, şerit işgal ettiler, ana yola kontrolsüz çıkış yaptılar, öndeki aracı yakından takip ettiler... Daha da vahimi, bir çoğu yollardaki trafik işaret ve levhalarının ne anlama geldiğini bile öğrenemeden, bu dünyadan göçüp gitti.NE hazin bir tablo, ne korkunç ve vicdansızca bir uygulama...* * *İÇİŞLERİ Bakanı Saadettin Tantan, 17 Aralık 1999 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı'nı bir yazı ile uyarıyor ve ülkemizde meydana gelen trafik kazalarının yüzde 95'inin sürücü kurslarından kaynaklandığına dikkat çekiyor.SAPTAMA ve uyarı, mensupları trafik kazalarının en yakın görgü tanığı, bu konuda en iyi yetişmiş elemanlara sahip bir bakanlıktan yapıldığı için çok önemli. Bu uyarı, ülkemizde yıllar önce başlatılan bir saçma uygulamanın fiyaskosunu ortaya çıkarması bakımından da çok yerinde.NE yazık ki, bedeli çok ağır ödenmiş bir uygulama hálá yürürlükte. Sorunu derinliğine inceleme ve yeniden düzenleme durumunda olan, ancak bu yetenek ve yetişmişlikten yoksun olanlar, cezalara yüklenmekten başka bir çözüm üretemiyorlar.ONLARA şunu anlatmak lazım:Bir trafik canavarı, ilk yola çıkışında hatalı sollama yapıyor ve karşıdan gelen araca bindiriyor. Kendisi ile birlikte, öbür araçta bulunanların da canına kıyıyor. Hadi, istediğin kadar büyük ceza yazarak önle bakalım bir cinayeti. Karşıdan gelen günahsız, senin geri zekalı uygulamaların yüzünden ölmedi mi? Peki, insan hayatını tehlikeye sokacak, hatta yok edecek uygulamaların sahibi olan sana kim ceza yazacak?TABİİ ki, yok böyle bir şey... Sen yaptığınla kalacaksın ve yapmaya da devam edeceksin demektir.* * *BU sistemde ben, kendi işi olan öğrenci yetiştirmeyi bile dersanelere havale eden, en değerli elemanlarını, yarattığı bu sektöre kaptıran bir bakanlığın, ehliyet gibi hayati önem taşıyan bir işle de görevlendirilmiş olmasına karşıyım. Ben, sürücü kurslarına devam zorunluluğuna karşıyım. Sen ne karışırsın benim trafik eğitimini kimden ve nasıl aldığıma. Direksiyon kullanmayı kimden ve nereden öğrendiğime... Ben sana ehliyet başvurusu yapayım, sen sınavını doğru dürüst yap ve gerisine karışma...EGER bunu yaparsan; her türlü ahlaksızlığa meyilli olan bazı kişilerin elinde bulunan bazı kurslarda dönen ahlaksızlıktan ben de seni sorumlu tutmam.BEN ve benim gibi düşünenler, senin kurduğun sistemin yarattığı canavarlar aracılığıyla değil, ecelimle ölmek istiyorum.HADİ, bu canavar sistemini yok edin. Hiç olmazsa eski sisteme dönüş yapın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!