‘Efsane’lere kulak asma aşıdan korkma

Güncelleme Tarihi:

‘Efsane’lere kulak asma aşıdan korkma
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2019 08:30

Stanford Üniversitesi Çocuk Hastanesi’nden Dr. Işıl Arıcan, aşıdan çekinen aileleri “Korkmayın” diye uyardı. Olumsuz “efsane”lerin bilimsel kanıtlarla çürütüldüğünü belirten Dr. Arıcan aşıların içeriğinde bulunduğu öne sürülen maddelerle ilgili bilimsel gerçekleri şöyle sıraladı:

Haberin Devamı

ANNE SÜTÜYLE CIVA

20. yüzyılın başlarında çoğu aşı büyük bir ampul içinde üretiliyor, açıldıktan sonra küçük dozlar halinde birden fazla kişiye uygulanıyordu. Aşının içinde bakterilerin üremesi ve enfeksiyonlara yol açmasını engellemek için, içlerinde bakteri üremesini engelleyen ve dayanıklılıklarını artıran bir cıva tuzu yani thimerosal eklenmeye başlandı. Cıva element olarak belirli dozlarda insan fizyolojisi için zehirli olsa da cıva tuzları, cıvadan farklı özellikler gösterir. Binlerce çocuk üzerine yapılan analizler sonrası thimerosal maddesinin herhangi bir yan etki yaratmadığı kanıtlanmış olsa da bugün aşı karşıtı lobi tarafından yaratılan baskı ve korku edebiyatı sayesinde bugün (grip hariç) aşılardan zaten çıkarılmış durumda. Bugün, emzirme çağındaki bebekler anne sütüyle her gün tek bir doz grip aşısından 15 kat fazla cıva alıyor.

Haberin Devamı

HAVADAN DA ALÜMİNYUM

Alüminyumun yüksek dozlarda muhtelif toksik etkileri olduğu yolunda kanıtlar olduğu doğru, ancak aşılarla alınan alüminyum miktarı bu etkileri oluşturacak dozun çok çok altında. Soluduğumuz havadan içtiğimiz suya kadar pek çok yerde ve hatta pek çok besin maddesinde her gün kayda değer miktarda alüminyum vücudumuza giriyor. Aşılarla alınan düşük miktarlardaki alüminyumun insan sağlığına negatif bir etkisi tespit edilmiş değil. Zaten aşılar olmasa da hepimiz günde ortalama 7-9 mg alüminyumu besinlerimizle, havadan ve içme suyundan alıyoruz. Anne sütüyle beslenen bir bebek, doğumdan 6 aylık oluncaya dek anne sütünden ortalama 10 mg alüminyum alıyor.

FORMALDEHİT GERÇEĞİ

Aşı karşıtı söylemlerde karşımıza çıkan ve kulağa korkutucu gelen bir başka madde de formaldehit. Formaldehit aşıların üretimi sırasında virüsleri ve bakteriyel toksinleri etkisiz hale getirmek için kullanılıyor. Üretim sonrasında kullanılan formaldehitin çoğu aşılardan temizlense de çok az bir miktarı kalıyor. Ancak pek çok kişinin bilmediği bir şey var, o da formaldehitin aslında DNA ve protein sentezi sırasında çıkan bir yan ürün olduğu ve tüm canlı hücrelerinde zaten sentezlendiği. 2 aylık bir bebeğin kanında, kendi vücudu tarafından sentezlenen formaldehit miktarı (1.1 mg), herhangi bir aşının içindekinden (ortalama 0.1 mg) çok daha fazla. Bir armut yediğimizde ise bir doz aşının içinde bulunan formaldehitten 50 kat daha fazlasını alıyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!