Edebiyat öğretmenleriyle mutlu ve sorunlu bir gün

Güncelleme Tarihi:

Edebiyat öğretmenleriyle mutlu ve sorunlu bir gün
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2005 00:00

DÜN sabah Sainte Pulcherie Fransız Lisesi’nde Okumayı Sevmek/Sevdirmek, Okumayı Çeşitlendirmek konulu bir konuşma yaptım.Lise yetkilileri, edebiyat öğretmenleri, büyük bir ciddiyetle bir Kültür ve Edebiyat Sempozyumu hazırlamışlar, bir İsviçre cep saati gibi işledi her şey. Kutlarım.Okumayı Sevmek, Sevdirmek, hepimizin birincil işi. Çünkü okumayı sevdiremezsek, öğrenciye, çocuğa ne dünyayı sevdirebiliriz ne insanı. Başta kendisini tanımadığından, mutsuz, karamsar bir yaratık olarak hayatı bir yük gibi sürdürecektir.Edebiyatı sevdirmenin, okutmanın, kitaba alıştırmanın en önemli kişileri hiç kuşkusuz edebiyat öğretmenleridir. Bugün edebiyatı kavrayabilmek, okuduğunu daha iyi anlayabilmek, daha çok tat alabilmek için, geçmişin iyi yapıtlarını özümsemiş olmak şarttır.Peki biz okutabilmek, çocuklara bir edebiyat beğenisi verebilmek için ne yapmalıyız?Önce onlara edebiyatı sevdirmek için uğraşan öğretmenlerin çabasını, gazeteciler de, dergiciler de, edebiyatçılar da desteklemeli. İyi eser ile diğerleri arasındaki farkı onlara öğretebilmeliyiz. * * *DİNLEYİCİLER arasında İstanbul liselerinden gelen seçkin, deneyimli edebiyat öğretmenleri vardı. Onların sorularını yanıtlarken, dostlarımdan çok şey öğrendim.Bana düşüncelerini söyleyen, ileride kitap okuma konusunda yazacaklarım için malzeme veren edebiyat öğretmeni dostlarımın adlarını vermeliyim:Türkay Sanat (Habise Yahşi Lisesi), Sefer Yürük (Özel Doğuş Lisesi), Mehmet Uysal (Robert Kolej), Mustafa Bekdemir (Özel Efdal Okulu), Hüseyin Kaya (Ataşehir Lisesi), Nuray Çiloğlu (Robert Lisesi), Gülendam Yılmaz (Özel Bilgi Lisesi), Asuman Ulupınar, Armağan Küçük (Özel Taş İlköğretim Okulu), Hayriye Yılmaz (Özel Gökdil İlköğretim Okulu), Aziz Birinci (Özel Doğuş Okulları), Seyfettin Bilgen (Şişli Anadolu Lisesi).Ortak yakınma şuydu; artık çocuklar bir kültür, edebiyat zevki edinmek için okumuyorlar, ÖSS sınavını kazanmaya yönelmiş bütün okuma programı.Sanırım bu sınav sistemi, ezberci müfredat değişmedikçe, öğrencileri zevk için okumaya yöneltemeyeceğiz.Çoğunun sorduğu soru şuymuş: Hocam, bu, sınavda gelir mi? Eğer gelmezse pratik değeri yok, o zaman da öğrenilmeye değmez.Bir öğretmenin dediği gibi, kitap, edebiyat paylaşılacak bir duygudur; ama artık bu yok.Edebiyat öğretmeni dostum, sınıfta Ceyhun Atuf Kansu’nun Kızamık Ağıdı şiirini okumuş, bir öğrenci, ‘İçimizi kapattınız hocam, başka şiir yok mu?’ demiş. Yabancılaşma olgusunun hazin bir örneği. Anadolu’yu en iyi anlatan şiirlerin birinden sıkılan kuşağın geleceğinden, ülkeye yararından kaygılanırım, kuşkulanırım.Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanının kahramanı Feride’den de söz ettik.Öğrencilerin bir bölümü, bu sanal bir kahraman demiş; ancak öğretmenleri Doğu’daki öğretmenlik anılarından söz ederek, kızları okula nasıl kaydettirdiğini anlatınca, şimdi bu kahramanı anladık, demişler.Edebiyatı dünden bugüne getirdiğiniz, hayatın içinde yeşerttiğiniz zaman inandırıcılık kazanıyor.* * *OKUMA zevkini, alışkanlığını kazandıracak kişiler -ana/babadan sonra- edebiyat öğretmenleridir, hep onların yanında olalım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!