Düşük profilli hükümetten vazgeç

Güncelleme Tarihi:

Düşük profilli hükümetten vazgeç
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 1998 00:00

Haberin Devamı

Genel seçimin ileri bir tarihe bırakılması yolunda günlerdir kamuoyunu meşgul eden tartışma, Başbakan Mesut Yılmaz ile Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in önceki akşam yaptıkları görüşme ile son buluyor.

Ecevit, dünkü sohbetimizde ‘‘Benim izlenimim, bu tartışmaya nokta konulduğu yolunda’’ dedikten sonra, gülerek şu eklemeyi yapıyor:

‘‘Ancak Türkiye'de bazen noktalar çabuk virgüle değişiyor veya soru işaretine mi değişiyor bilemem, ama Mesut Yılmaz sözüne güvenilen bir insan.’’

Seçimin ertelenmesi gündemden düşerken, bu kez siyasetin gündemine yeni bir tartışma konusu giriyor: Düşük profilli hükümet modelinden vazgeçilmesi...

Ecevit, ‘‘Asıl belirsizlik ve kararsızlık yaratan unsur düşük profilli hükümet modelidir’’ dedikten sonra, çekincelerini şu ifadelerle kayda geçiriyor:

‘‘Yıl sonuna yaklaşıldıkca, bu hükümetin ömrü artık sona eriyor havasına girilecek ve hükümet çalışmaları bu yüzden aksayacak. Ondan sonra dünya ekonomik krizinin Türkiye'ye yansımasını engelleyecek tedbirleri alamayacak. Eşi görülmedik bir hükümet modeli çıkacak. Bu hükümet yaklaşık 4 ay görevde kalacak. Türkiye tam bir belirsizliğe sürüklenecek. Onun için Sayın Baykal'ı bu modelden vazgeçirmeye çalışmak gerekir.’’

YILMAZ SÖZÜNE SADIK

DSP Lideri, bu konudaki kampanyayı büyük ölçüde kendisinin yürüteceğini şu sözlerle ifade ediyor:

‘‘Bunun değişmesini Mesut Yılmaz talep edemez. Çünkü hükümetin bazı reformları çıkarmadan düşmesini önlemek gibi bir iyiniyetle Baykal'ın bu dayatmasını kabul etmişti. Böyle bir dönüşü Yılmaz yapamaz. Sözüne sadık biri olduğu için bu modele karşı çıkamıyor. Ama benim böyle bir bağımlılığım yok.’’

Ecevit'e göre, düşük profil modeliyle ilgili belirsizliklerden biri, Cumhurbaşkanı Demirel'in bu modeli kabul edip etmeyeceğinin de ‘‘kuşkulu gözükmesi.’’

Başbakan Yardımcısı, bu noktada CHP lideri Baykal'a şu öneride bulunuyor:

‘‘Bir düşüncenin olumsuz sonuçlar verebileceği ortaya çıktıktan sonra o düşünceden vazgeçmek bence bir politikacıya zarar değil, yarar ve onur getirir. İlk bakışta hatalı olduğunu gördü. Bundan dolayı Baykal'ın hiçbir kaybı olacağını sanmıyorum. Bir kere söylemiş bulundu diye dayatmasını sonuna kadar sürdürürse, o zaman yanlızca ülke zarar görmekle kalmaz, kendi partisi de zarar görür.’’

KADERE BOYUN EĞERİZ

Baykal tutumunu değiştirmezse?

Ecevit, bu soruya ‘‘Ne yapalım, o zaman kadere boyun eğeceğiz. Bizim parti olarak bir zararımız olmaz. Düşük profilli hükümet modelinin sorumlusu biz olmayacağımız için onun sakıncaları da bize bir zarar getirmeyecektir’’ karşılığını veriyor.

CHP'nin koalisyonun içine alınması düşünülebilir mi? Ecevit, bu düşünceye sıcak yaklaşmıyor:

‘‘Hükümetin içinde şimdiye kadar görülmemiş bir uyum var. Hükümet kurulurken çok ısrar ettik Sayın Baykal'a 'siz de girin' diye. Ama, girmedi. Şimdi seçime birkaç ay kala böyle bir değişiklik sakıncalı olabilir.

DSP lideri, buna karşılık CHP'ye bazı güvenceler verebileceklerini belirtiyor:

‘‘CHP'nin böyle bir hükümetle seçimlere girmesinden kaygısı varsa, o kaygıları gidermek için her şeyi yaparız. Partizanlık iddiaları kaygısı var. O konular da belli güvenceler veririz.’’

Ecevit, sohbetin sonunda ay sonunda seçim gezilerine başlayacağını anlatıyor. DSP Lideri, seçim kampanyasına ‘start' vermeye hazırlanırken, ‘‘DSP'nin birinciliğe doğru tırmandığını’’ vurgulayarak, şu iddiayı ortaya atıyor:

‘‘Biz iktidarda kendimizi kanıtladık. DSP bir aile partisidir. Kadrosu yoktur; çözümleri yoktur deniyordu. Hem temel sorunlara hazır çözümlerimiz bulundu hem de çok iyi kadrolarımız bulundu, bunu kimse inkar edemiyor. Güneydoğu'da iyi örgütlenmiş olmamız eklenince, DSP'nin iddiası ortaya çıkıyor. Yalnız solun değil Türkiye'nin 1’inci partisi olmamız olmayacak bir şey değil.’’

Ecevit, ‘‘DSP, ANAP'ı geçebilir mi?’’ sorusuna da şu karşılığı veriyor:

‘‘Bunu kimseyle yarış etmek anlamında söylemiyorum.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!