Dünyayı hayran bıraktı

Güncelleme Tarihi:

Dünyayı hayran bıraktı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2000 00:00

Haberin Devamı

ABD Başkanı Bill Clinton'ın kendi geleceği ile dalga geçen filmde oynaması ve buna kahkahalarla gülmesi tüm dünyanın dilinde. Clinton, dünyadaki çok sayıda gazeteye manşet olurken, ABD'den Çin'e kadar hemen hemen tüm televizyonlar görüntüleri dakikalarca yayınladı.

DÜNYANIN her köşesinde, ABD Başkanı Bill Clinton'ın kendi geleceğiyle dalga geçtiği müthiş film konuşuluyor. Geçen cumartesi Beyaz Saray Muhabirleri Derneği'nin geleneksel yemeğinde 2.600 gazeteciye sunulan ve süper liderin vedası niteliğindeki film başta ABD olmak üzere, tüm dünyada gazetelerin manşetlerindeydi. Dünya televizyonları da Başkan'ın sıradışı, fantastik kısa filmini tekrar tekrar yayınladı. İzleyenleri kahkahaya boğan filmde Clinton, 7 Kasım'daki seçimlerden sonra neler yapacağına dair soruları ‘‘çok özel’’ tarzıyla yanıtlamış oldu. Çünkü o uluslararası müdahalelerin komutanı, skandalların kahramanı ve modern zamanların en karizmatik, şüphesiz en yakışıklı başkanıydı. Sekiz yıllık yönetimi sırasında, ülkemizi ziyaretinde, ‘‘önce insan, sonra başkan’’ portresi sergiledi. Güvenli, zeki, esprili, şefkatli, keyifli, güleryüzlü, dinamikti, kısacası o hep iz bıraktı.

Ve hem yorulduğu, hem eğlendiği Beyaz Saray'dan ayrılmasına kısa bir süre kala, ‘‘Bu bir Bill Clinton vedasıdır’’ mesajı verdi. Böyle bir başkanı izleme ayrıcalığına sahip Beyaz Saray muhabirleri, ‘‘Ne kadar şanssısız. Bundan sonra nasıl özel haber yaratacağız?’’ diye tasalanırken, dünya da bu çok renkli başkana bir kez daha hayran oldu. ABD Başkanı Clinton, güçlü Amerikan Kongresi ile boğuşmalarını, özel hayatının ipliklerini pazara çıkaran basını bir kenara itip beyaz perdede unutulmaz bir görsel şölen izletti.

Beyaz Saray'ın bahçesi ona emanet...

Beyaz Saray'ın bahçesi Başkan'a emanet. Önce gül bahçesini, sonra çimleri elden geçiriyor. Her işten keyif almasını, herşeyin üstesinden gelmesini ilke edinen Başkan Clinton'a bahçıvanlık da yakışıyor. Üstelik o çok yakışıklı bir bahçıvan...

Aman Hillary aç kalmasın

Başkan bir limuzinin peşinden koşturuyor. Limuzinde ülkesinin en başarılı avukatlarından, New York'tan senatör adayı, dünyanın ve ABD'nin bir numaralı hanımefendisi Hillary Clinton var. Öğle yemeği için hazırlanmış, kesekağıdındaki sandviçleri koşturur Hillary'nin arkasından... ‘Sevgilim, öğle yemeğini unutttun...’

Taksici arkadaşı: Yapacak işi yok

Amerikan halkının ve Clinton'a yakın çalışma arkadaşlarının kendisiyle ilgili düşüncelerine de yer verilmiş.

Taksi Şoförü:

‘‘Onun için üzülüyorum. Yapacak hiçbirşeyi yok gibi görünüyor.’’

Clinton'un danışmanı Leon Podasda, Başkan için endişeli. Beyaz saray Danışmanı:

‘‘Örneğin bugün oval ofise geldi bir toplantı için, kendisine 'Her şey yolunda mı' diye sordum. 'Hayır, ne oldu ki' dedi. 'Başkanım pijamanızla gelmişsiniz' dedim kendisine...’’

Senatör olma yarışına giren eşi Hillary Clinton'un ise içi rahat: ‘‘Burda daha çok kalabilmeyi isterdim ama nasıl olsa herşey Bill'in kontrolü altında.’’

Harika vakit geçirdim

Clinton itiraf ediyor: ‘‘Bu sekiz yılı sevdim. Tarih kitaplarında okudum. Diğer başkanlar Beyaz Saray'dan cezaevi diye söz ediyor ve ayrılmak için sabırsızlanıyor. Lanet olsun, ne dediklerini anlamıyorum. Harika vakit geçirdim. Hizmet etmek bir şeref ve eğlenceydi.’’

Santral görevlisi Başkan

Clinton, Beyaz Saray santralında bizzat görevli. Telefonlar susmak bilmiyor. Hepsi bir anda çalıyor. Başkan, her arayana nezaketle, ‘‘Merhaba Beyaz Saray, bekleyin lütfen...’’ diye yanıt veriyor. Yeryüzündeki tüm telefonların Beyaz Saray'a yönlendirildiği duygusuna kapılıyor. Başkanlık koltuğunun, santral koltuğundan daha rahat, keyifli olduğunu bir kez daha keşfediyor.

Çamaşır bile yıkadı

Kızı Chelsea'nin üniversite eğitimi ve eşi Hillary'nin New York'tan senatör adaylığı nedeniyle bir başına kalan Clinton Beyaz Saray'daki zamanını en iyi şekilde değerlendirme çabasında. Otomatik çamaşır makinasının yanıbaşında nöbet tutup, bir yandan da dergi okuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!