Dünyanın 28 Şubat’ı...

Güncelleme Tarihi:

Dünyanın 28 Şubat’ı...
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2002 00:00

ABD Dışişleri Bakanlığı' nın 1997 Ekim ayında Washington'da görüştüğüm Müsteşar Yardımcısı' nın adını anımsayabilsem, hatta kendisini karşıma oturtup da keşke sorabilsem;‘‘Bana verdiğin nutku anımsıyor musun dostum? Şiddete bizzat bulaşmadan da bir insanın terörist sayılabileceğini sana anlatamamıştım. Oysa şimdi bak başta senin ülkenin Başkanı olmak üzere hepiniz nasıl hizaya geldiniz?'' diye.Şimdi değil ‘‘şiddete bulaşmış olmak’’, teröristin nerdeyse yanından geçmek bile suç oluyor. Hem de kendi memleketinde filan değil, esfeli safilinde (cehennemin en dibinde) bile teröriste merhaba diyenden hesap sormayı mümkün kılacak bir Uluslararası Sözleşme nihayet yürürlüğe giriyor. ‘‘Terörizmin Finansmanının Önlenmesi’’ başlıklı sözleşme örneğin, terörist gruplara finans sağlayan kişi ya da kuruluşların eylemlerini ‘‘siyasi suç’’ olmaktan çıkarıyor. Sözleşmeye göre, örgüt için toplanan para ya da diğer mal varlıkları, zarar gören ülkeler tarafından müsadere edilip, dondurulabiliyor. Terörle Mücadele meselesi uzun yıllardır, biz diyelim 30 siz deyin 40 senedir uluslararası platformlarda en çok tartışılan konulardan biridir. Birleşmiş Milletler bünyesinde çok sözleşme yapıldı. Avrupa Konseyi keza pek çok sözleşmeyi kabul etti, imzaya açtı. İki taraflı, çok taraflı pek çok anlaşmalarla ülkeler ‘‘teröre karşı ortak mücadele’’ taahhüdü altına girdiler. Son olarak 1999'da Bill Clinton pek çok ülkenin devlet başkanını Şarm El Şeyh'te acele düzenlenmiş bir konferansa çağırıp hepsinden teröre karşı ortak mücadele kararı çıkarttı.Ama ABD damdan düşünceye yani 11 Eylül faciasını yaşayıp da terörün sillesini yiyinceye kadar çarklar dönmedi. Bir tarafın terörist dediğine öteki taraf özgürlük savaşçısı demekten vazgeçmedi. Örneğin Filistinli için kahraman olan, İsrailli için terörist olmaya devam etti. Aynı şey Türkiye ile Suriye ve/veya İran için de geçerli kaldı. Hatta bırakın onları, ASALA isimli cinayet şebekesi, Türk diplomatlarını takır takır öldürürken özellikle Fransa katilleri korudu. Taa ki ASALA 1984 yılında Paris'in Orly Havaalanı'na da bomba koyup sivil Fransızların ölümüne yol açıncaya kadar.Almanya, Avusturya, İtalya ve İsveç de PKK teröristlerini korumak hususunda birbirleriyle yarıştılar. Ama Almanya şampiyonluğu kaptırmadı.Gördüğünüz gibi teröristten daha tehlikelisi, terörü koruyan ülkedir. Çünkü teröristi koruyan ülkeye savaş ilan etmeye kalksanız olmaz. Taa ki sabrınız taşıp da Türkiye'nin Suriye'ye 1998 Ekimi'nde ültimatom vermesi gibi yapmak zorunda kalmayasınız.Şimdi Başbakan Ecevit'in, yukarıda sözünü ettiğimiz Uluslararası Sözleşme'yi Meclis'ten geçirdikten sonda ABD'ye gitmeyi planladığı bildiriliyor.Ecevit doğru yapıyor. Çünkü Türkiye'nin başı bu konularda dimdiktir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!