10 yılı aşkın süredir gazetecilik yapıyorum ve bu süre zarfında dünyada bir çok ülkeyi görme fırsatım oldu. Eğer ekonomi servisinde çalışıyor ve bir de otomotiv sektörüyle ilgileniyorsanız, yurtdışına çıkma olasılığınız çok fazla oluyor. Ama bu yurtdışı gezileri bir çok insanın zannetiği gibi öyle turistik geziler gibi olmuyor. Çoğunlukla havalimanlarında koşuşturduğunuz, gittiğiniz şehri kısıtlı bir şekilde gördüğünüz seyahatlerdir... Hele otomobil firmalarının seyahatleri ise bu geziler içinde en yorucu olanlarıdır...Çünkü otomobil firmaları piyasaya sürecekleri yeni modelleri tanıtmak için haritada bile çok zor bulacağınız egzantrik yerleri seçerler. Bunun sebebi gazetecilere otomobillerle birlikte iyi resim vermektir. Türkiye'den de bu yerlerin çoğuna direkt uçuş olmadığı için gazeteciler genellikle bir gece konaklamalı bu gezilere katılmak için neredeyse bir günlerini yollarda geçirirler. Yani anlayacağınız zor zanaat bizimkisi...Sözün özü, bugüne kadar dünyanın bir çok yerinde yeni otomobilleri test etme imkanı buldum. Bu yerlerden bir çoğunu ilk kez gördüğüm için kaybolma riskimi siz tahmin edin. Otomobil gezilerinde firma yetkilileri genellikle tanıtımını yaptıkları otomobili ikişerli gruplar halinde size test ettirirler. Günümüzde bu testler iki farklı şekilde yapılıyor.NAVİGASYON SAYESİNDE UYUYORUZBirincisi, bir gazeteci otomobili kullanırken genellikle diğeri de co-pilotluk görevini yaparak firmanın verdiği yol haritasını okuyor. (harita genellikle okunamıyor ve kaybolunuyor) Diğer yöntem ise otomobilin sahip olduğu yön bulma (navigasyon) sistemi sayesinde bir kişi otomobil kullanırken diğeri uyuyor. Şaka bir yana navigasyon sistemi otomobillerde yer almaya başladığından bu yana ilk defa bulunduğumuz ülkelerde otomobil kullanmanın zevkine varabiliyoruz. Bu sistemin yer almadığı gezilerde firmanın çok da detaylı bir şekilde hazırladığı yol haritasını okumaktan, otomobili kullanma zevkine çok fazla erişemiyorduk. Çünkü otomobili kullanan tabelalara, yanında oturan ise yol haritasına odaklandığı için otomobili inceleme şansı bulamıyorduk.Hızla gelişen navigasyon sistemleri sayesinde artık dünyanın neresine gidersek gidelim, yönümüzü çok rahat ve hızlı bir şekilde bulabiliyoruz. Bu da bizim otomobile odaklanmamıza fırsat tanıyor. TÜRKİYE'DE NE ZAMAN KULLANILACAKİlk kez Japonya'da uygulanmaya başlayan navigasyon sistemi tüm dünyada hızla yaygın bir hale gelmeye başladı. Günümüzde Avrupa'da 5 milyon aracın navigasyon sistemleri ile donatıldığı kaydediliyor. Artık bir çok Avrupa ülkesinde taksilerde navigasyon sisteminin kullanılması zorunlu hale geldi. Navigasyon sistemlerinin Türkiye'de de kullanılabilmesi için bir kaç yıldan beri altyapı çalışmalarının yapıldığını biliyorum. Bu yazıyla buradan bu konuda çalışma yapan firmalara bir soru sormak istiyorum. Türkiye'de daha doğrusu İstanbul'da navigasyon sistemi ne zaman kullanılabilecek? Bu sistemin kullanılmasının zor olduğunu, çünkü özellikle İstanbul gibi büyük bir metropolde harita çıkarmanın çok güç olacağını tahmin edebiliyorum. Her gün sokak ve caddelerin değişebildiği, yolların kapandığı, çukurların kazıldığı İstanbul'da navigasyon nasıl sağlıklı bir şekilde kullanılabilir ki. Türkiye gibi normal karayolları haritası bile zor çıkarılan bir ülkede bu sistemin uygulanması biraz zaman alacağa benziyor.Seksi kadın sesi yol gösteriyorAracın gösterge panosuna yerleştirilen navigasyon sistemi, ekranındaki harita ve sesli komutları ile sürücüyü yönlendiriyor. Seyir halindeyken sistemin kontrol ünitesi, Konumlama Sistemi'nin (GPS) uydularından, aracın hız gösterge kablosundan ve kendi jiroskobundan bilgi alıyor. Daha sonra belleğindeki haritalara danışarak seçilen spesifik yol üzerinde aracın yerini belirler. Kontrol ünitesi, aracın koordinatlarını her saniye yenileyerek yanlış bir yola girmenizi veya hatalı dönüş yapmanızı engelliyor.Eğer navigasyon sisteminin sizi yönlendirmesini isterseniz uzaktan kumanda ile sokak/cadde adı veya bilinen bir yerin (örneğin ünlü bir lokanta, pastane gibi) adı gibi belirli bir noktayı seçebiliriyorsunuz. Çok gelişmiş bir bilgisayar programı, aracın halihazırdaki konumu ile gideceğiniz yer arasındaki tüm olası yolları araştırır ve bunların arasından en kestirme yolu saptar. Bu aşamada işin zor kısmı başlar. Yapay bir kadın sesi size ne yapmanız gerektiğini aşama aşama söyler. (bazı arkadaşlar bu kadının sesini seksi buluyor) Örneğin, ‘Soldaki birinci sokağa sap’ gibi... Ancak sistem bu direktifleri en uygun zamanda vermek zorundadır. Bir dakika boyunca ‘Şimdi sağa dönmeye hazır ol’ komutunu sürekli duymaktan hoşlanmayabilirsiniz. Ancak aynı şekilde bir saniye kala ‘Şimdi sola dön’ gibi bir komut da paniğe yol açabilir. Bu nedenle bilgisayar programı, aracın seyri ile ilgili verileri harita verilerine uydurarak hangi direktifi ne zaman vermesi gerektiğini hesaplar. Ancak bütün bu hesaplar, haritaların doğru olmasına bağlıdır; haritalar son değişiklikleri içermiyorsa hiçbir işe yaramaz. Bu yüzden bu konuda faaliyet gösteren şirketler her bölge için resmi verilerden yararlanmakla birlikte çok sayıda alan görevlisinden de yararlanır. Bu görevliler söz konusu bölgeyi karış karış tarayarak her ayrıntıyı kaydederler. Bunlar
trafik levhaları, park yerlerinin isimleri, cadde isimleri gibi ayrıntılardır. Bu bilgiler merkezin veri deposuna gönderilerek veriler güncelleÅŸtirilir. Åžirket daha sonra bunları CD- ROM veya DVD'lere yükler. Nerede olduÄŸunuzu havadan canlı olarak göreceksinizGeçtiÄŸimiz günlerde navigasyon sistemleri üzerinde faaliyet gösteren FlyOver Technologies ÅŸirketi, otomobil navigasyon sistemlerini geliÅŸtirerek üç boyutlu hale getirdi. Havadan haritalama sistemiyle üç boyutlu görüntü vererek yön bulmanızı daha kolay hale getiren bu sistem ÅŸu an Japonya'nın 13 büyük ÅŸehrinde kullanılmaya baÅŸlandı. Havadan görüntülerin 3 boyutlu gerçek görüntüler ÅŸeklinde otomobillerin navigasyon sistemlerine aktarılmasıyla oluÅŸan bu yeni yöntem sayesinde otomobil sürücüsü bulunduÄŸu ve gideceÄŸi noktayı harita üzerinden canlı olarak görebiliyor.Â
button