Doktor bunlar!

Güncelleme Tarihi:

Doktor bunlar
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2001 00:00

DÜN bilgisayar ekranında haberleri tararken, ANKA Ajansı tarafından geçilen bir haber dikkatimi çekti. Sağlık Bakanlığı'nda görevli bazı doktorlar tarafından, bazı kamu çalışanlarına verilen düzmece raporlar. ANKA'ya telefonla sordum, bu haberin belgeleri var mıydı?Varmış. Sağolsunlar, gönderdiğim bir arkadaşa verdiler. Gerçi tarihleri 1997-98 yıllarına aitti ama fazla bir şey fark etmezdi. Çünkü günümüzde de aynı çabaların sürdüğü, benzer düzmece raporlar verildiği kesindi. Şimdi size Mersin'de olanları, ortalık boş bırakıldığı takdirde Türkiye'yi ne gibi tehlikelerin beklediğini, bazı doktorların bile bu oyunda nasıl rol aldığını belgeleriyle açıklayacağım.***İçel Valiliği Bozyazı Merkez 1 No'lu Sağlık Ocağı Tabipliği'nin 18737 sayılı ‘‘resmi, tıbbi ve bilimsel’’ raporu:‘‘RAPOR. 1965 doğumlu, Bozyazı Merkez 1 No'lu Sağlık Ocağı'nda ebe olarak çalıştığını beyan eden Ayşe Yalçın'ın çeşitli zamanlarda yapılan muayenesinde, sık sık gripal enfeksiyona yakalandığı, sırt, baş, boyun ağrısı geçirdiği tesbit edilmiştir. Yapılan hepatit (sarılık) tahlillerinde, hepatit taşıyıcısı olduğu tesbit edilmiştir. Yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı şahsın beslenmesine ve giyimine özel önem göstermesi, başı ve boynu örtülü bir şekilde olması, tıbbi açıdan önem taşıdığına karar verilmiştir. Dr. Bahadırhan Karakoç. Merkez 1 No'lu Sağlık Ocağı Tabibi.’’Doktor bey, aynı sağlık ocağında çalışan aynı kafadaki ebesine danışıklı dövüş rapor veriyor! Tıp biliminin siyasete ve din bezirgánlığına nasıl alet edildiğini görüyor musunuz? Bir doktor nasıl olur da, bilimsellikle uzaktan yakından ilgisi olmayan böyle bir rapor verebilir?***Dahası var, henüz bitmedi. Şimdi yine aynı Sağlık Ocağı tarafından verilmiş 3 ayrı raporu aktaracağım. Düzmece raporlar bu kez Ayşe Sıdıka Karakoç, Hamide Tüzün ve Taliye Uçar isimli kamu görevlileri için. Bu raporları hazırlayıp imzalamışlar ve her isteyene, sadece şahsın ismini değiştirip basılı metin olarak (imzalı-mühürlü) vermişler:‘‘RESMİ RAPOR... Sağlık Ocağına müracaat etmiştir. Başı açıkken kendisini iyi hissetmediğini, moralinin çok bozuk olduğunu, kendini çıplak gibi hissettiğini, kendisinden beklenen verimi göstermediğini, bu durumun kendisine ruhen rahatsızlık verdiğini, fakat başını kapattığı zaman kendini daha bir canlı ve hayatı, gayreti, himmeti, çalışmayı sever hissettiğini, neşeli olduğunu ve kendisinden beklenen çalışma verimini daha prodüktif olarak gösterdiğini, ruhen rahat, moralmen yüksek olduğunu, bu beyanda ne yapması gerektiğini, bir hekim olarak kanaat ve tavsiyelerimizin ne olabileceğini, bu konuda kendisine bir hekim ve insan olarak yardım edip edemeyeceğimizi sordu ve istedi. Şahsın şikáyetlerini ve içinde bulunduğu emosyonel, ruhsal, mental ve sosyal durumu, koruyucu ve sosyal tıp açısından değerlendirdik...Devletin anayasal yükümlülüklerinden halkın sağlığını korumak, sağlık teşkilatları marifetiyle, yani biz hekimler aracılığı ile olduğuna göre ve mental, ruhsal, moral, tam bir iyilik halinin bu şahıs itibariyle mümkün olmasının ancak BAŞININ KAPALI OLMASI ile gerçekleşebileceğine, başı açıkken sağlıklı olmayacağına göre ve sağlığının korunması Anayasa emri olduğuna göre, başının kapalı olması sağlık, insanlık ve Anayasa gereği şarttır. Kanaatimizi beyan eden raporu kayıtlara geçerek imza altına aldık.Dr. Abdurrahman Sevgili. Merkez 1 No'lu Sağlık Ocağı Tabibi. Dr. Bahadırhan Karakoç. Merkez 1 No'lu Sağlık Ocağı Tabibi. Dr. Lütfi Yalçın. Merkez 1 No'lu Sağlık Ocağı Tabibi.’’***İşte bunlar, sağlığımızı emanet ettiğimiz doktorlardan bazıları! Bunlar, 21. yüzyıl Türkiye'sinden doktor manzaraları!Tıp bilimini siyasete ve din bezirgánlığına alet etmeye kalkışan, ucuz gerekçelerle resmi rapor düzenleyen birileri! Sağlık Bakanlığı tarafından İçel Valiliği'ne gönderilen 28 Temmuz 1998 tarih ve 119899 sayılı yazıda, yukarıda adı geçen Abdurrahman Sevgili, Bahadırhan Karakoç, Lütfi Yalçın isimli doktorlar ve ayrıca Dr. Hasan Zeybek, Gülnar Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Tayfur Bayır, Bozyazı ve Gülnar'daki sağlık kuruluşlarında görev yapan ve türban takmakta ısrar eden Elmas Erdem, Ayfer Gökkabak, Belgin Dinç, Neşe Kurt, Yurdanur Yıldız ve Yıldız Koşan isimli ebe ve hemşireler hakkında inceleme başlatılması isteniyor.Aradan 3 yıl geçmiş, acaba bu inceleme başlatıldı mı? Sonuç ne oldu? Sağlık Bakanlığı veya İçel Valiliği, herhalde bir bilgi notu gönderir, ben de size buradan iletirim.***Bu irtica tehlikesini hafife almayın. Bunlar zamanı gelir siner, zamanı gelir ‘‘yenilikçi’’ adıyla piyasaya çıkar, takıyye yapıp kitleleri aldatmaya kalkışır...Çünkü tek sermayeleri, kadınlarımız ve genç kızlarımız üzerinde oynadıkları türban ve tesettür oyunudur. Bunlarda her kandırmaca, her yutturmaca, her yol ve her yalan vardır. Tıp bilimini bile kendi ucuz amaçlarına alet etmeye kalkışırlar. İşte, örneklerini yukarıda okudunuz. Sahi, ne oldu bu adı geçenler? Halen görev başında olup da yeni raporlar veriyor olmasınlar!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!