Doğru olan buydu Çok ayıp ettiler

Güncelleme Tarihi:

Doğru olan buydu Çok ayıp ettiler
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2002 02:20

Trafik kazasında eşinin ölümüne neden olan kişiden 75 milyar lira alarak tazminat davasından vazgeçen Deha Berk Soyer, ‘‘Çocuğuma bakabilmek için tazminat davasında anlaştım. Ceza davasından ölsem de vazgeçmem.’’ dedi.

Deha Berk Soyer ve Pınar Özen. 75 milyar ‘‘kan parası’’ karşılığında eşlerinin ölümüne neden olan alkollü sürücü İsmet Kandemir hakkında şikayetlerinden vazgeçtikleri için yakınları tarafından suçlanan iki kadın. Oysa bu parayı alırken iki kadının da ortak bir nedeni vardı. Hukukçular, iki kadının davranışını ‘‘doğru’’ bulurken sokaktaki vatandaşın büyük çoğunluğu ‘‘ahlak dışı ve rüşvetle eşanlamlı’’ görüyor.

YARALI EŞ HÜRRİYET'E KONUŞTU

Tazminatta anlaştım cezadan vazgeçmedim

Trafik kazasında eşinin ölümüne neden olan alkollü sürücü İsmet Kandemir'den 75 milyar lira alarak şikayetçi olmayan Deha Berk Soyer, sorularımızı yanıtladı:

‘‘Onlarla tazminat konusunda anlaştık. Ceza davası devam ediyor. Çocuğum ve kendi geleceğim için bu parayı almak zorundaydım. Çocuğumun okul parasını bile yetiştiremiyorum. Para için asla kocamı satmam. Ben de opera sanatçısıyım. Benim amacım başka insanlar ölmesin. O adamı ben nasıl affedebilirim. Ben affetsem Tanrı affetmez. O adam katil. Bu nedenle ben sadece onlarla tazminat konusunda anlaştım. Ceza davasını asla bırakmam, ölünceye kadar peşindeyim. Eşim çok özel birisiydi, onu dünyalara değişmem.’’

Bayan Soyer'in Avukatı Sadık Erdoğan da ‘‘Böyle bir olayda maddi ve manevi tazminat hakkı yakınlarına tanınan bir haktır. Açacağımız maddi ve manevi tazminat hakkı olarak müvekkilim için gelen teklifi değerlendirdik ve anlaştık. Bu gayet doğal bir olaydır’’ dedi.

Tazminat davası açsalar ne kadar alacaklardı ki

Deha Berk Soyer ve Pınar Özen'e İlknur Kucur adlı 36 yaşındaki ev hanımı hak verdi. Türkiye'de tazminat haklarının düşük olduğunu belirten İlknur Kucur, şunları söyledi:

‘‘Bence parayı alarak iyi yapmışlar. Devlet zaten kaç sene ceza verecek ki. Yaşadığımız ülkede insanlar bir kaç sene hapiste yatıp çıkıyor. Mahkemeye başvursalar bile, alacakları tazminat ne kadar olacak. Çocukların geleceğini düşündüğü için hak veriyorum. Onları anlamak için, onların yerinde olmak lazım.’’

Mehmet Cengiz Özaydın (50 Yaşında-Memur): Katilin parasına tenezzül edilir mi

Bu olay, insani değerlerin giderek yok olduğunu gösteriyor. Bu kadınlar, ilerde çocuklarına nasıl ‘‘Seni babanın kan parasıyla okuttuk’’ diyecekler. Bu parayı tazminat davasıyla kazansalardı kabul edilebilirdi. Kocalarının katilinin parasına tenezzül etmemeliydiler.

Nalan Özaydın (46 Yaşında-Muhasebeci): Para, duyguları satın almamalıydı

- Ben olsam affetmezdim. Bu iki hanımın yaptığını ahlak dışı buluyorum. Değil 75 milyar, 75 trilyon verseler, davadan vazgeçmezdim. Eşlerinin katillerini affetmenin vicdan azabıyla nasıl yaşayacaklar. Para, duyguları satın almamalıydı. Burası Amerika değil. Biz aileye, maneviyata değer veren bir toplumuz.

Aslı Çalışkan (17 Yaşında-Öğrenci): Tüylerim diken diken oldu

Kocama biri alkollü olarak çarpacak ve ben de onu affederek olayı kapatacağım. Yok öyle şey. Sanık bana trilyonlar verse, eşimi geri getiremeyecek ki. Haberi okuyunca, tüylerim diken diken oldu. Bir an için kendimi, kazada ölenlerin yerine koydum. Madem çocuklarının geleceğini düşünüyorlar, mahkemeye başvurup tazminat davası açabilirlerdi.

İnci Çakmak (28 Yaşında-Çevre mühendisi): Eşlerine ihanet ettiler

Deha Berk ve Pınar Özen, para alarak eşlerine ihanet etmişlerdir. Parayı almaları, bırakın işin ahlaki boyutunu, rüşvet gibi suç kabul edilmeli.

Avukat Nazan Moroğlu (İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı): Doğru bir karar

Eşlerin aldığı bu parayı kan parası olarak değerlendirmemek gerekir. Bu gibi davalarda tazminat talep edilebilir. Dava sonucu alınabilecek tazminatın rıza ile alınması çok doğru. Mahkemeye sürekli giderek aynı acıyı yaşamamak için şikayetlerinden vazgeçmiş olmalarını anlamak lazım. Ölenlerin eşleri 75 milyarlık tazminat davası da açabilirdi, ama belki hakim daha düşük bir tazminat verilmesine karar verecekti. Kazayı yapan kişi kendini korumak amacıyla şikayette bulunlar üstüne gitmesin diye bu parayı vermiştir. Şikayetin alınması davanın seyrini etkilemez. Bu bir kamu davasıdır ve dava yürür.

Avukat Cengiz Hortoğlu: Alınan para, kamu davasını etkilemez

Ölenlerin eşlerinin tazminat talep etme hakkı var: Destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat. Ölenlerin ömür boyu alacağı para bugünün değerlerine göre hesaplanıyor, eş ve çocukların ihtiyaçları göz önünde bulunduruluyor. Bu maddi tazminat. Bir de manevi tazminat var. Mağdurların duydukları üzüntü nedeniyle hakim manevi tazminat oranı belirliyor. Avrupa ülkeleri ile kıyaslayınca manevi tazminat miktarı bizim ülkemizde çok düşük. Manevi tazminatın zenginleşmeye sebebiyet vermemesi ve özendirilmemesi öngörülüyor. Söz konusu davada ölenlerin eşlerinin hareketinde ben bir yanlışlık görmüyorum. Onların şikayetlerini alması davanın seyrini etkilemez. Bu bir kamu davası ve savcı toplum adına hareket eder. Dava uzun sürebilir ve sanık parayı veriyorsa bunu almamalarını gerektiren bir neden yok. Bu onların yasal hakkı.

Bu para mutlu etmez

Bağdat Caddesi'ndeki kazada kızı Selin ile kızının arkadaşı Erdem Celasun'u kaybeden Boray Uras, ‘‘Ölümün paraya çevrilmesi, ölenin ruhunu huzursuz eder. Bu parayla kurulan yeni hayat da yaşayanı mutlu etmez’’ dedi. Yeni Trafik Yasası'nın hazırlanması için Ankara'ya yürüyen Boray Uras, yaşanan olayı, toplumun manevi değerlerinin kaybolmaya başlaması ve erozyona uğramasına bağladı. ‘‘Kızımın ölümü sonrası biri bana kan parası vermeyi teklif etseydi, ona suç olduğunu bilsem bile, en sert cevabı verirdim. Ölümü paraya çevirmek hoş olmadığı gibi, ailenin ölen bireye karşı olan sevgisinin ölçüsünün nedenli az olduğunun göstergesidir. Bu durum, uğruna ölünen vatan kavramı gibidir. Vatanı paraya çevirebilir misiniz? Vatan haini olursunuz. Aile için de aynı kural geçerlidir’’ dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!