DoÄŸanın Gizli Bahçesi

Güncelleme Tarihi:

Doğanın Gizli Bahçesi
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 11, 2002 00:00

Yazar: Edward O. Wilson, Çev. Aslı Biçen Tübitak Popüler Bilim KitaplarıMeksika’nın Yukatan Yarımadası’nda güneÅŸli bir açıklıkta, siyah dev bir işçi karınca, yakınlardaki bir çalının üzerinde ışıldayan çiy tanelerinin yanına tırmanıyor. Kendisi ve klanının hayatta kalmasını saÄŸlayacak bir görevi var. Çenelerini açarak bir damla çiy alıyor ve yuvaya dönüyor. BaÅŸka bir işçinin suyun bir kısmını içmesi için giriÅŸte biraz durduktan sonra dikey koridorlardan inerek koloninin olgunlaÅŸmamış yavrularının bulunduÄŸu kuluçka odalarına gidiyor. Orada yükünün bir kısmını bir kozanın üzerine damlatıyor, geri kalanı susamış bir larvaya aktarıyor.’ (s. 60)DoÄŸa yasaları deyince, aklımıza hemen büyük balığın küçük balığı yutacağı, güçlüler varkalırken güçsüzlerin telef olup gideceÄŸi gelir. Canlı türlerine iliÅŸkin araÅŸtırmalar geliÅŸtikçe, türü korumaya yönelik yasaların da var olduÄŸunu görüyoruz. Wilson’ın kitabında, son derece geliÅŸmiÅŸ bir iÅŸbölümü içinde yaÅŸayan karıncaların ÅŸaşırtıcı özgeciliÄŸini, tehlike karşısında kimsenin komutası olmadan savaÅŸ düzenine geçerek gerektiÄŸinde topluluÄŸu korumak için kendisini canlı bomba haline getirip düşman saflarına atılanları, ÅŸempanzelerin avuçlarını açarak avdan pay isteyen türdeÅŸlerini geri çevirmediÄŸini, kimsesiz kalan yavruları evlat edindiklerini okuyoruz. Ve evrene ve yeryüzündeki canlılara iliÅŸkin bilgimiz arttıkça insana ve insanın toplumsal örgütleniÅŸine bakışımızın da nasıl deÄŸiÅŸebileceÄŸini görüyoruz. Edward O. Wilson’ın DoÄŸanın Gizli Bahçesi kitabı, ‘Hayvan DoÄŸası, Ä°nsan DoÄŸası’, ‘DoÄŸanın Örüntüleri’ ve ‘DoÄŸanın Bereketi’ bölümlerinden oluÅŸuyor. Hayvan ve insan davranışlarını, evrim ve genetik açısından irdeleyen Wilson, bugünkü bilgilerimize dayanarak yeni bir yaÅŸama ahlakı yaratmak zorunda olduÄŸumuzu ileri sürüyor. Düşlerimiz ve mitlerimizEvrim kuramı ve genetik, türlerin genetik bilgi aktarımına dayanan bir evrim süreci yaÅŸadıklarını gösteriyor. Genetik, türlerin toplumsal ve bireysel davranışlarına yön veren kalıtımsal bilginin belirleyiciliÄŸine, dolayısıyla bir tür deÄŸiÅŸmezliÄŸe dikkat çekerken, evrim, fiziksel koÅŸullarının etkisiyle genetik yapının deÄŸiÅŸebileceÄŸini ortaya koyuyor. Hayvanlararası örgütlenmenin, genetik bilgilere dayandığını ileri süren Wilson, insanın toplumsal örgütlenmesinde ve ahlak deÄŸerlerinde kültürün de etkili olduÄŸunu düşünüyor. Ve ÅŸu soruyu soruyor: Genetik bilgi, kültürel zorunluluklar sonucu deÄŸiÅŸebilir mi? Yani, insan türü de kendisini ve öteki canlıları korumak için bugünkünden daha az saldırgan, daha özgeci bir yaÅŸama ve örgütlenme biçimine yönelebilir mi?Dünya üzerindeki bilinen canlı türlerinin sayısının 1,5 milyon olduÄŸu, gerçekte ise bu sayının 10-100 milyona ulaÅŸtığı sanılıyor. Ä°nsan türü ortaya çıktığından beri türler hızla azalıyor. Ä°nsan olmadan gezegenimiz var olabilir, ama böcekler, karıncalar, solucanlar gibi küçücük canlılar olmadan insan varkalamaz. Evrim, türü korumaya yönelik bir deÄŸiÅŸiklik geçirmekse, Wilson’a göre insanın bu deÄŸiÅŸimi gerçekleÅŸtirecek yeni bir kültürel yapı oluÅŸturmaktan baÅŸka seçeneÄŸi yok. Evet, bugünkü insan türü, bencil, saldırgan, kabileci ve bölgeci. Ama belki kendisini de kurtaracak bir eÄŸilimi var: Biyofili, yani, öteki canlı organizmalara doÄŸuÅŸtan bir sevgi duymak. Wilson bu durumu, insanlık tarihinin yüzde 99’dan fazlasında öteki canlılarla iç içe yaÅŸamış oluÅŸumuzla ve insan beyninin biyolojik merkezli bir dünyada evrim geçirmesiyle açıklıyor. Tüm insan topluluklarında yılan, ejderha gibi aynı zamanda mitleÅŸtirilen hayvanlara duyulan korku ya da fobiler üzerinde de duran Wilson, düşlerimiz ve mitlerimizin de doÄŸayla derin baÄŸlarımızın bir göstergesi olduÄŸunu ileri sürüyor.BencilliÄŸi doÄŸa yasası olarak gören anlayış, insan zekasına duyulan güvenle birleÅŸince, Wilson’ın deyimiyle insan türünü yeryüzündeki öteki canlıları ve kaynakları hızla tüketen bir ‘çevre felaketi’ne dönüştürdü. Bütün zekasına karşın, biyolojik varlığıyla doÄŸanın bir parçası olan insan bu durumda ya öteki canlılarla birlikte varkalmayı, ya da intiharı seçmek zorunda. Wilson’a göre insanlığı kurtaracak tek yol, bilinmeyen canlı türlerine iliÅŸkin araÅŸtırmaları hızlandırmak, toplumbilim araÅŸtırmalarını bu bilgiler ışığında yeniden gözden geçirmek ve doÄŸayı ve en küçüğünden en büyüğüne türleri korumayı temel alan yeni bir yaÅŸama ahlakı geliÅŸtirmek.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!