Diyarbakır'da balık mucizesi

Güncelleme Tarihi:

Diyarbakırda balık mucizesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 1997 00:00

Haberin Devamı

ÇILGIN PROJENİN SAHİBİ

‘‘İki evli’’, 15 çocuk babası 53 yaşındaki ilkokul mezunu işadamı Abdullah İleri'nin ‘‘çılgın’’ denilen projesi gerçekleşip muhteşem yatırım ortaya çıkınca işadamları ve bürokratlara İleri'yi kutlamak kalmış. Sürekli yenilikten yana olduğunu söyleyen Abdullah İleri, balık entegre tesislerinin yapımına o günkü fiyatlarla 20 milyar lira ayırdıklarını ve gün geçtikçe bunu büyüttüklerini anlatıyor.

‘MODERN MAĞARALAR’ YAPILACAK

İleri'nin anlattığına göre, gölün kenarında mağara evler yapılacak ve her yıl 10 ülkeden 10 aile bu ‘‘modern mağara’’larda konuk edilecek. ‘‘Lüks binalarda kimse Avrupa ve Amerika ile yarışamaz, ancak mağaralarla da kimse bizimle yarışamaz. Onları davet edeceğiz, gelip ücretsiz tatil yapacaklar ve ülkelerine döndüklerinde de, bizim ülkemizi tanıtacaklar. Gölün kenarında ayrıca villa evler, çocuk parkları, balık restoranları, düğün salonları ve mesire alanları yapacağız. Burası herkese açık bir dinlenme alanı haline de gelecek...’’

İKİ BİN KİŞİYE İŞ

Bu tesislerde iki bin kişiye iş imkanı sağlayacağını anlatan İleri, ‘‘Balığın havyarını yapacağız. Hiçbir yeri ziyan olmayacak. Kemiği bile öğütülüp tekrar göldeki balıklara verilecek. Şu anda gölette 20-30 kilo ağırlığında balıklar var’’ diyor.

Liceli işadamı Abdullah İleri iki suni göl yaptı, balıkçılık entegre tesisi kurdu, gelecek yıl ihracata başlıyor

DİYARBAKIR'da, işadamı Abdullah İleri'nin büyük bölümünü tamamladığı tatlı su balığı entegre tesisleri, önümüzdeki yıldan itibaren yılda 30 bin ton balık ihraç etmeye başlayacak. Türkiye'de benzeri bulunmayan tesislerin sahibi İleri'nin, tek şikayeti ise önyargılı bürokratlar.

1963 yılında Lice'nin Comelaş köyünden Diyarbakır'a göçeden İleri ailesinin, manavlıkla iş yaşamına atılan büyük oğlu Abdullah İleri, hep su ve su ürünlerine yatırım yapmanın peşinde koştu. Manavlıktan, Sebze Hali'nde komisyonculuğa terfi eden Abdullah İleri ve kardeşleri, 1970 yılında Bandırma Manyas Gölü'nü beş yıllığına kiraladı. Güneydoğu ve Ortadoğu'ya balık satmaya başlayan Abdullah İleri ve kardeşleri, bölgede kısa sürede ünlü işadamları arasına girdi.

1978 yılında müteahhitliğe başlayan İleri ailesinin hayalindeki projeyi, Abdullah İleri 1989 yılında gerçekleştirmeye başladı. Ailenin beyni durumundaki ‘iki evli’ ve 15 çocuk babası Abdullah ileri, Bandırma Manyas gölünde edindiği tercübesini gözönünde bulundurarak, Türkiye'de bir benzeri bulunmayan balık entegre tesislerini Diyarbakır'da kurmaya karar verdi.

Diyarbakırlı işadamları, kendilerine ortaklık teklif eden Abdullah İleri'nin projesine sıcak bakmadıkları gibi 'deli projesi' diyerek adeta alay etti. Körfez savaşı nedeniyle insanların bölgeden kaçtığı bir dönemde Abdullah İleri, diğer şirketlerinden kazandığı paralarla Silvan ve Şanlıurfa karayolları üzerinde yaklaşık 10 bin dönüm arazi satın alarak işe başladı.

Sondajla çıkardığı suyun etrafına bent çekip dolgu yaptıran İleri, iki yıllık bir sürede iki baraj yaptı. Derinlikleri 22 metreyi bulan iki baraj göletine sazan balığı anaçları atarak çoğalmalarını sağladı. Silvan Karayolu üzerindeki balık entegre tesislerinde hizmet binası olarak kullanılmak üzere gölün ortasında dokuz katlı, yüzme havuzlu 220 yatak kapasiteli, dıştan asansörlü muhteşem bir konaklama tesisi yaptı.

ELEKTRİK DE ÜRETECEK

İleri şunları anlatıyor:

‘‘Ben bu projeyi arkadaşlara açıkladım ancak inandırıcı bulmadılar. Parana yazık, senin için üzülürüz dediler. Ancak ben gerçekleşeceğine inandığım projemi hayata geçirdim. Daha önce sarp kayalık olan bu araziye hayat verdik. Büyük uğraşlardan sonra yatırımımızı gerçekleştirdik. Şimdi gelip gördüklerinde küçük dillerini yutuyorlar ve ortaklık teklif ediyorlar. Ancak bu kez ben kabul etmiyorum. Ben de bir koyar 100 alırım felsefesi var. Bu baraj, dolgu bakımından Atatürk ve Keban barajından sonra Türkiye'de üçüncü sırada.’’

Önümüzdeki yıldan itibaren balık ihracına başlayacağını anlatan İleri, ‘‘Fransa, İngiltere, İsrail ve Ortadoğu ülkeleri ile ön anlaşmalar yaptık. Bu ülkelere balık ihraç edeceğiz. Gelip tesislerimizi gören İsrailliler ortak olmak istedi ancak biz kabul etmedik’’ diyor. Tesisleri, bayındırlık birim fiyatlarının dörtte biriyle gerçekleştirme olanağı bulunduğunu anlatan Abdullah İleri, ancak bürokrasinin hep engel çıkarmasından yakınıyor. ‘‘Ön yargılı bürokratlar bu devlete kötlük ediyor. Yatırımlarımızla ilgili dilekçe veriyoruz, 10 ay sonra cevap geliyor...’’

İleri, kanalın çıkış ağzına 50 kilovatsaatlik santral kurarak elektrik de üreteceklerini anlatırken şöyle diyor: ‘‘Ben bölgenin ne Sabancı'sı, ne de Koç'uyum. Biz soyadımızda olduğu gibi ilericiyiz. Hep de ileri gideceğiz. Biz Sabancı veya Koç'u örnek alarak bu tesisi yapmadık. Hedefimiz her yıl bir fabrika kurmak, bölgelerarası ayrım da gözetmiyoruz. Nerede geri kalmış bir bölge varsa, buradan elde edeceğimiz kazançla oraya bir fabrika kuracağız...’’

Yeni projelerini anlatırken, Avrupa'nın en büyük tekstil entegre tesislerini yapmaya karar verdiklerini de ekliyor. Bunun yanında hastaneler, okullar yapacaklarını da anlatıyor. ‘‘Hayvancılık entegre tesisleri yapacağız. Hindi projemiz önümüzdeki aylarda hizmete girecek. Yılda 65 bin ton üretim kapasiteli olacak hindi entegre tesisleri sayesinde 30 bin insana iş imkanı doğacak. Köylülerle alışveriş halinde olacağız. Bir köylü altı aylık sürede iki milyar lira para kazanabilecek duruma gelecek. Bazıları için bu projelerimiz hayal gibi gelebilir, ancak yaptıklarımız, yapacaklarımızın garantisidir...’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!