Dış dünyadaki vitrinimiz sanat ile spor

HÜRRİYET'in birinci sayfasındaki haberi (21 Kasım 2001, Çarşamba) okumuşsunuzdur:‘‘Üç Türk yazar Alman TV'sinde.WDR (West Deutsche Rudfunk), Nazım Hikmet, Aziz Nesin ve Yaşar Kemal'in yaşamlarını konu alan film yayınlayacak.’’Osman Okkan'ın yönettiği filmler şu başlıkları taşıyor:En Güzel Deniz Gidilmemiş Olanıdır: Názım Hikmet; Türkiye'nin Öykü ve Türkülerini Yazan: Yaşar Kemal; Siyasetin İnce Sihiri-Mizah: Aziz Nesin.Türk edebiyatını, Türk toplumunu bu yazarlarla tanıyacaklar.Osman Okkan, bugünlerde, Orhan Pamuk ve Abidin Dino'nun yaşam öyküleriyle, Türk-Yunan ilişkileri üzerine çalışıyor.Almanya'da yoğun bir yurttaş nüfusumuz var, Almanların bizim yazarlarımızı tanıyarak, Türk toplumunu daha iyi, daha yakından algılayacaklarını çok yazdım.Örneklerini gördük.Orhan Pamuk'un yeni kitabı Benim Adım Kırmızı da Almanya'da yayınlandığında, gazetelerde olumlu eleştiriler aldı.New York Times Book Review'de kapak olması da hiç kuşkusuz bizim için bir tanıtma fırsatı. Kazandık.* * *GENÇ bir müzikçimiz, Ömür Kazıl, Tokyo'da birincilik kazandı.Almanya'da öğrenimini sürdüren fagotçu Ömür Kazıl'ın başarısını hepimiz yazmalıyız.Dünyanın gözlediği gerçek vitrinimizi süsledi, güçlendirdi.Genç çellistimiz Efe Baltacıgil'in Amerika'daki başarısını hatırlayacaksınız.Ferhan-Ferzan Önder kardeşlerin Vivaldi'nin Dört Mevsimi'ni piyanoda dört elle icralarını benim gibi CD'den dinleseydiniz, kanatlanabilirdiniz. Ünlü müzik yapım şirketi EMI'nin onlarla yeni CD'ler için anlaşma önerilerini duyduğumda, genç müzikçilerin de adımızı duyuracağını düşündüm.Güher-Süher Pekinel'ler Viyana'da başarılarına bir yenisini daha kattılar.Müzikçilerimizin başarı listesini tekrarlamanın anlamı yok.* * *SPORUN da bazı adlarını söylemezsek, haksızlık ederiz.Basketbolcular, futbolcular, atlet kızımız ve dalıcımız.* * *DÜNYA bizi hangi vitrinden tanıyabilir.Hiç kuşkunuz olmasın.Sanattan ve spordan.