'Dinlersek sahte olup olmadığını anlarız'

Güncelleme Tarihi:

Dinlersek sahte olup olmadığını anlarız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2013 14:10

İçişleri Bakanı Muammer Güler'in, İstanbul merkezli yürütülen soruşturmada dinleme kayıtlarına ilişkin tapelere ek yapıldığı konusundaki açıklamasını değerlendiren ceza hukukçuları ve avukatlar, şüphelilerin avukatlarının dinleme kayıtları ve tapeleri talep etmesi gerektiğini, dinlemelere ilişkin ses kayıtları ile bunların çözümlerini içeren tapelerin karşılaştırılmasıyla iddiların kolaylıkla tespit edilebileceğini vurguladı.

Haberin Devamı

İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 153. maddesinde, müdafinin dosyayı inceleme yetkini belirlediğini söyledi. Buna göre, şüpheli olarak yakalanan kişilerin avukatları yani müdafilerinin, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebileceğini ve istediği belgelerin bir örneğini alabileceğini belirten Tezcan, yine bu maddeye göre, eğer dosya içeriğinin incelenmesi veya belgelerden örnek alınmasının, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecekse, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hakim kararıyla bu yetkinin kısıtlanabileceğini kaydetti.

Tezcan, "Eğer Cumhuriyet Savcısı, delilleri müdafinin görmesine ilişkin bir yasaklama kararı almamışsa bunlardan birer suret alıp inceleme yaptırabilir. Hiç bir engel yok. İçişleri Bakanının çocuğunun avukatı bu yola gidebilir. Bu çerçevede bir engel yok, işin doğrusu, eğrisini ortaya çıkarabilirler" diye konuştu.

Toplanan delillerin hukuka uygun olması gerektiğini vurgulayan Tezcan, CMK'nın, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasını düzenleyen 135. maddesi kapsamında alınan izinle elde edilmemesi halinde bu delillerin hukuka uygun olmayacağını ifade etti.

Prof. Dr. Tezcan, "Alınan izinler ne zaman, nasıl alınmış, bütün bunların ciddi şekilde incelenmesi lazım. Bu da avukatlar aracılığıyla yapılabilir" dedi.

Belgelerin incelenmesiyle tapelerin gerçeğe aykırı düzenlenip düzenlenmediğinin ortaya çıkacağını belirten Prof. Dr. Tezcan, bunun tespit edilmesi halinde evrakta sahtecilik suçunun oluşacağını bildirdi.

"BASİT HATADAN ÖTE BİR HATA OLUR"

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya da iddia edildiği gibi eğer gerçekten bu tapelere ilave yapılmışsa toplanan delilerin ve iddiaların boşa çıkacağını söyledi. Bunun tespit edilmesi halinde İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlunun masumiyetinin de ortaya çıkacağını belirten Kılıçkaya, "Eğer yapılmışsa bu kasıtlı yapılır başka türlü yapılmaz. Basit hatadan öte bir hata olur. Olmayan suçu isnat etmek şeklinde. Bunu yapan görevli hakkında da dava açılır ve cezalandırılması yoluna gidilmelidir. Bu ortaya çıkar. Tapeler, konuşma ses kayıtlarının yazıya dökülmesidir. Konuşmalarda olmayan şey yazıda varsa bu zaten açıkça bellidir ve kolayca ispat edilebilir" diye konuştu.

Şüphelilerin avukatlarının ilgili tapeleri isteyip, inceleyebileceğini dile getiren Kılıçkaya, bu delillerin taraf avukatlarına verilmesi zorunluluğu bulunduğunu kaydetti. Kılıçkaya, şu görüşleri dile getirdi:

"Sayın Bakanın oğlunun avukatı, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında tapeleri görecektir zaten. Dinlemelere ilişkin ses kayıtları da emniyette muhafaza ediliyordur. Dinleme kayıtlarıyla tapeler karşılaştırılır, eğer ikisinin arasında bir ihtilaf, bu kadar vahim bir ekleme varsa bunu yapanlar hakkında mutlaka dava açılır. 'Sehven yazıldı' şeklinde savunulacak bir şey değil. 'Para' yokken ilave ederseniz, işin içine rüşvet, yolsuzluk, dolandırıcılık konusu girmiş olur. Bunu yapan polis ve savcının sorumluluğu vardır, her ikisi hakkında da dava açılır."

"BU ÖNEMLİ İDDİA ZATEN MAHKEMEDE GÜNDEME GELİR"

Emekli hakim albay Ümit Kardaş ise böyle önemli bir iddianın mahkemede zaten gündeme geleceğine işaret ederek, avukatların bu iddiaların üzerine gideceğini belirtti. Kardaş, "Bunun teknik incelemesi yapılır. Ekleme var mı yok mu belirlenir. Ses kayıtlarıyla tapeler karşılaştırılır. Soruşturma aşamasında ses dinlemeleri avukatlara verilmeyebilir, takdire bağlı ama dava açıldıktan sonra mutlaka verilir. Bu durumda ekleme yapıldı mı yapılmadı mı tespit edilir. Bu tespit yapılırsa onu kim çözmüş, kim eklemiş onlar sorumlu olur" diye konuştu.

"FOYASI MEYDANA ÇIKACAKTIR"

Ergenekon Davası sanıklarının avukatlarından Celal Ülgen de ses kayıtlarına ekleme yapılmayacağına, ancak tapelere yani çözümleme tutanaklarına ek yapılabileceğine dikkati çekti. Bunun suç olduğunu ifade eden Ülgen, "İçişleri Bakanı olmuş birisi bundan yakınıyorsa bundan büyük üzüntü duymak gerekir. Ne yapılması gerekir, hemen mahkemeye başvuracak ve sesle çözümleme arasında bir fark varsa bunun tespitini isteyecek. Fark varsa o kişiler evrakta sahtecilikten hapis yatacaklar. Bu kadar basit ve açık. Ama böyle olduğunu düşünmüyorum, buna cesaret edemezler, karşılarında Ergenekon davası sanıkları yok, karşılarında İçişleri Bakanı, Bakanın oğlu var. Eğer İçişleri Bakanının oğlunun tapesini de bu şekilde yanlış tutacak bir güç varsa bir defa yanlış yapıyor, çünkü foyası meydana çıkacaktır. Bu işin tabiatına aykırıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Avukat Ülgen, soruşturma sürerken İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler'in avukatının soruşturmanın gizliliği nedeniyle ses kayıtlarını ve tapeleri alamayabileceğini belirterek, ancak dava açıldıktan sonra tüm delillerin istenebileceğini bildirdi.

"SAVCILIK RESEN HAREKETE GEÇEBİLİR"

Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Başkanı Murat Arslan da iddialar nedeniyle şüpheli avukatlarının savcılığa hemen itirazda bulunması gerektiğini belirtti. Bakan Güler'in açıklamaları basında yer aldıktan sonra savcılığın resen harakete geçebileceğini ve inceleme başlatabileceğini söyleyen Arslan, şu görüşleri dile getirdi:

"Savcı zaten bunu resen dikkate alabilir. Tapelerin orjinalleri dosya içinde mevcuttur, bunlar yeniden incelenebilir. İtiraz üzerine veya resen başlatılan incelemede savcılık isterse bilirkişi incelemesi de yaptırabilir, tapelerin yeniden çözümünü sağlayabilir. Böyle bir itiraz sonucu tapeler yeniden çözülebilir ve iddia doğru çıkarsa sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulabilir. Buna rağmen dava açılırsa yargılama aşamasında da her zaman bu konuda itirazda bulunulabilir."


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!