Dijital bağımlılığa karşı külkedisi önerisi

Güncelleme Tarihi:

Dijital bağımlılığa karşı külkedisi önerisi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2019 08:00

Bilişim teknolojisi bağımlılığıyla mücadele için önlem arayan Meclis Araştırma Komisyonu, kurumlara tavsiyede bulunmak için dünyadaki örnekleri inceliyor. Komisyon başkanı ve eski Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Güney Kore’de ‘Külkedisi Yasası’ denilen modeli anlattı. Avcı’nın görüşleri şöyle:

Haberin Devamı

“GÜNEY Kore’deki Külkedisi yasası, yani belli bir saatten sonra yasaklama yasasıyla Külkedisi masalına gönderme yapılıyor. Koreli Bakana da bundan ötürü bu takma ad veriliyor. Külkedisi masalında zalim bir üvey annenin elinde yaşayan bir kız, Külkedisi, bir fantezi dünyasına gider. Kabaktan bir prenses arabası olur. Bir hayal, bir sanal dünyaya gider, ama onu oraya gönderen peri derki: ‘Bu büyü saat 12.00’de bozulacak, saat 12.00 olmadan mutlaka eve dönmelisin.’ Burada da 12.00’ye kadar fantezi dünyasında gezmenize müsaade ediyoruz. Ama gerçeğe döneceksiniz saat 12.00’de. Reel dünyaya, evinize ailenize döneceksiniz, tıpkı Külkedisi masalında olduğu gibi.’

PUAN SİLME DAHA ETKİLİ

Tabii farklı kültürel ortamlarda bu yaptırımlar nasıl işler onu araştırmamız lazım. Her halükârda kamu otoritesinin bu işlerde tedbir alacak yöntemleri araştırması gerekir. Ben Çin’deki uygulamanın, özellikle puan biriktirmeye meraklı olan çocuklarda çok etkili olacağını zannediyorum. ‘3 saati geçtikten sonra artık eskisi kadar tam puan alamayacaksın, 5 saatten sonra bütün puanların silinecek’ uygulaması. Çünkü çocukların da o oyunlarla ilgili motivasyonu puanları toplamak üzerine. Bir de birikim oluyor bazı oyunlarda. Bir ay boyunca topladığı puanlar onun için çok değerli bir servet. Öyle bir yaptırım zannediyorum çok caydırıcı olabilmiştir, olabilir.

Haberin Devamı

‘REKABETİ DIŞSALLAŞTIRIN’

Genellikle insanlar hangi konuyu çok önemsiyorlarsa o konuda ayrı bir ders modülü oluşturmayı talep ediyor, ‘Bir değerler eğitim dersi olmalı’ diye. Bu, ‘Hadi gelin bakalım, size değerleri anlatacağız’ demekle olmuyor. Bu biçimiyle geleneksel, yücelttiğimiz değerlerimizle de çok uyumlu değil. Kıyasıya rekabet, liderlik, plan başkanlığı. Bütün bunlar rekabetçi toplum değerleridir. Bizim yücelttiğimiz değerlerse daha paylaşımcı, daha işbölümüne öncelik veren, destekleyici, zayıfı kuvvetlinin yanında ezmeden sürece dahil edici. Bizim kültürümüzde kıyıcı rekabet yok. Mesela Kırkpınar’da başlarken cazgır ne diyor? ‘Pehlivan, pehlivan; alta düştüm diye yerinme, üste çıktım diye sevinme. Bu da bir değerler eğitimidir. Benim önerim şu: Rekabet yakın çevreyle, fiziksel temas halinde olduğumuz çevreyle olduğu zaman yıkıcı oluyor. Rekabeti dışsallaştırın.”

BAKMADAN GEÇME!