Depremin hediyesi: crush sendromu

Güncelleme Tarihi:

Depremin hediyesi: crush sendromu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 1999 00:00

Haberin Devamı

Crush sendromu adalelerdeki kas ezilmeleri sonrasında ortaya çıkan bir tablo. Ağır adale travmalarında organ yetersizliği ile karşı karşıya kalınıyor. En sık görüleni de akut böbrek yetmezliği. Marmara Depremi'nde enkaz altından kurtarılan hastalardan 720'si böbrek yetmezliği problemi yaşadı. Depremin ilk günlerinde 420 kişi diyaliz cihazlarına bağlandı. Bu sayı şimdi 160'lara düştü.

Crush sendromu, vücudun kaza ve deprem gibi göçük altında yaralanma ve ezilmesiyle ortaya çıkan bir tablo. İlk olarak İkinci Dünya Savaşı'nda İngiltere'de savaş yıkıkları altında kalan insanların travmalardan kurtuldukları halde bir süre sonra öldükleri farkedilmiş. Sonra da depremde ve Vietnam Savaşı sırasında da çok sayıda insanın göçük altından kurtulduktan hemen sonra öldüğü saptanmış.

Vaka uzun süre göçük altında kalmışsa organ yetersizliğinden vücut ölüme kadar gidebiliyor. Ağır adale travmalarındaki organ yetersizliğinde en sık görüleni akut böbrek yetmezliği. Travmaya uğrayan adalelerde fazla miktarda sıvı birikmesiyle kan dolaşımı bozuluyor ve böbreklere yeterli miktarda kan gidemiyor ve bu da böbrekte hasar yapıyor.

Böbrek dolaşımının bozulmasının yanında hasara uğramış adaleden açığa çıkan bazı toksik maddeler böbreklerin görevini yerine getirememesine neden oluyor. Vücuttaki atılması gereken atık maddeler atılamıyor. Hastanın idrarının miktarı hızla azalıyor. İdrar koyulaşıyor. Birkaç gün içerisinde de kanda üre, kreatin gibi vücuda zararlı maddeler birikerek hastayı böbrek yetersizliği tablosuna sokuyor.

BÖBREK YETMEZLİĞİ PROBLEMİ

17 Ağustos depreminde enkaz altından kurtarılan hastalardan 720'si böbrek yetmezliği problemini yaşadı. Depremin ilk günlerinde 420 kişi diyaliz cihazlarına bağlandı. Bu sayı şimdi 160'lara düştü. Halen hekimler ve diyaliz hemşireleri depremden itibaren hergün neredeyse 24 saat çalışıyor. Örneğin İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne depremde getirilen 500 hastanın 63'ü diyalize bağlandı. Seans sayısı artırılıp 24 saat diyaliz makinaları çalıştı.

Crush sendromu adalelerdeki kas ezilmeleri sonrasında ortaya çıktığı için hastalar önce hastanelerin ortopedi ve travmatoloji birimlerine getirildi. İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü kürsü başkanı Prof. Dr. Aziz Alturfan servise 500'ün üzerinde depremzede getirildiğini söylüyor: ‘‘Depremin ilk saatlerinde Avcılar'dan 30'un üzerinde pencere ve balkondan atlayıp topuk kemiğini kıran kişi geldi. Kliniğin üçte ikisini depremzedeler için hemen boşalttık. Ayağında kırık olan vaka helikopterle Haydarpaşa'ya getirilmiş. Müdahele yapılacak bir kırık. Belki de hiç müdahele etmeden de iyileşebilirdi. Ağır vakaların seçilip buraya gönderilmesi lazımdı. Depremden ancak iki gün sonra Kocaeli, Yalova'dan bel kemiği kırığı gibi ağır vakalar getirilmeye başlandı. Şu anda servisin üçte ikisinde depremzedeler kalıyor ve hergün ortalama beş depremzedenin ameliyatı yapılıyor.’’

HIZLA İYİLEŞİYORLAR

Adapazarı, Gölcük gibi deprem bölgesindeki 11 diyaliz merkezinin 5'i ayakta kaldı, makina sayısı 115'den 53'e düştü. Ayakta kalmış diyaliz merkezlerinde seanslar devam ediyor. Kronik diyaliz hastalarının bir kısmı çevre illere dağıtılınca deprem bölgesindeki hasta sayısı 531 hastadan 265'e indi.

Hastanelerde diyaliz makinalarına bağlanmış depremzedeler hızla iyileşiyor. Servislerde yatan hastanın yüzde 80'inin günlük idrar miktarı 10-15 litreye çıktı. Şimdilik idrarı henüz konsantre edemiyorlar. 10-15 gün sonra idrarları tekrar eski haline dönecek ve konsantre idrar yapmaya başlayacaklar. Kanlarında birikmiş olan üre, kreatin gibi toksik maddeler de normal düzeye gelecek ve depremzedeler normal hayatlarına dönecekler.

Ancak depremzedelerin psikolojik durumları pek iyi değil. Serviste crush sendromundan yatanlardan 35 yaşlarında iki kadınının acısı aynı. İkisi de depremde eşi, çocuklarını ve evini kaybetmiş. Hergün psikiyatri biriminden bir hekim gelip görüyor onları. Terapistlerine ‘‘benim kocam yok, evim yok, çocuğum yok,’’ diyorlar. Psikiyatri bu tabloyu ne kadar değiştirebilir ki...

Başarı kazandık

Uluslararası Nefroloji Derneği ve Türk Nefroloji Derneği tarafından depremde crush sendromlarıyla ilgili ulusal ve uluslararası tüm yardımları toplayıp dağıtma ve tüm hastanelerdeki hastalar ile ilgili bilimsel verileri toplayıp bildirme ile görevlendirilen Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever depremin çok üzücü olduğunu ancak bilimsel olarak ilginç bir olayla karşılaşıldığını söylüyor: ‘‘Hayat ile ölüm arasındaki bir ikilem gibidir crush sendromundaki böbrek problemleri. İki ile dört hafta içinde diyaliz tedavisi yapılmazsa hasta için ölüm kaçınılmazdır. Türk Nefrolojisi bir başarı kazandı. Tıp tarihinde aniden ve bu kadar çok sayıda hastanın akut böbrek yetersizliği bir arada diyalize alınmadı. Olay çok üzücü ama bilimsel olarak ilginç bir olay. Crush sendromunda çok önemli olan faktörlerden biri eğer hemen olay yerinde iken hastaya müdahele edilirse böbrek yetersizliği hiç ortaya çıkmayabilir. Hastayı çıkarmadan bile yıkıntı altında kol ya da bacağını gördüğünüz anda bile özel serum takılması istendi. Nefrologlar olarak depremden pek çok ders çıkardık. Depremde sahalarda yeni seyyar hastaneler kuracağız, deprem alanında gereken müdaheleleri yapabilmek için daha örgütlü olacağız.

Sayılarla depremde böbrek hastası

Marmara Depremi'nde toplam 686 kişi böbrek yetmezliği problemi ile karşı karşıya kaldı. 48'i iyileşerek taburcu oldu ancak 63'ü kurtarılamadı. Halen diyaliz desteğine gereksinim duyan hasta sayısı 280. Vakalar Türkiye'nin çeşitli devlet ve üniversite hastanelerine sevk edildi. Uludağ Üniversitesi'ne 100 hasta gönderildi. Halen Marmara Tıp Fakültesi Hastanesi 83, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi 62, Göztepe SSK Hastanesi 60, Başkent Tıp Hastanesi 43, Kartal Devlet Hastanesi 42 ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 30 böbrek yetmezliğinden hasta yatıyor.

Kas kılıfları kesiliyor

Crush sendromunda vücudun yaralanmış bölgesinde dokular oksijensiz kalıyor. Oksijen kullanılamadığı için zararlı maddeler atılamadığından vücutta birikmeye başlıyor. Basınç ortadan kalkıp oksijen alımı başlayınca da vücut, bu maddeleri uzaklaştırmak için harekete geçiyor. Zararlı maddeler kana karıştıkça bu kez yaralı bölgedeki adelelerde lokal doku ölümü oluşuyor. Adelelerdeki basınç artışı ‘‘kompartman sendromu’’ denilen bir başka duruma da neden oluyor. Adalelerin beslenmesi iyice bozulduğundan yaralı bölgedeki adale içinde ödem artıyor. Tedavisi kas kılıflarının kesilip açılarak vücuttaki basıncın azaltıldığı ‘‘fasiotomi’’ adlı ameliyat. Kaslar tamamen açılarak basınç düşürülüyor böylece vücuttaki kan dolaşımı sağlanıyor. Fosiotomiden sonra kol veya bacaktaki dolaşım düzelmezse vücudun bu bölümleri kesilmek durumda kalınabiliyor. Kan kaybı ile birlikte vücudun pıhtılaşma mekanizması da bozulabilir. Bu tür durumda hastayı kaybetmemek ve kan kaybını durdurmak için de kol ya da bacak kesilebiliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!