Demokrasiyi kundaklamayın

Güncelleme Tarihi:

Demokrasiyi kundaklamayın
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2008 00:00

MHP Lideri Bahçeli çok sert dille eleştirdiği Başbakan Erdoğan’ı ’çetelerin gölgesine sığınmakla’ suçladı. Süslü ifadelerin Erdoğan’ı ’demokrat’ yapmaya yetmeyeceğini vurgulayan Bahçeli, "Hukukla, milli iradeyi karşı karşıya getirmeye çalışan Başbakan, bunun demokrasi kundakçılığı olacağını görmelidir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a "Gündem saptırma ve kafa bulandırma amacıyla çetelerin gölgesine sığınmaları hazin ve ibret verici bir gelişme olmuştur. ’Bize kurulan tezgáhları biliyoruz’ diyerek ima yoluyla devlet kurumlarını töhmet altında bırakan Başbakan, bildiği neyse açıklamalıdır" diye seslendi. Hazırlığı süren parti kapatmalarla ilgili Anayasa paketi ve kapatma davası ile çete operasyonlarını bağlantılı gösteren mesajlar nedeniyle iktidarı ağır eleştirilerle uyaran Bahçeli, dün MHP grup toplantısında şunları söyledi:

YÜKSEK GERİLİMDEN BEREKET UMUYOR

Başbakan ve AKP yöneticilerinin yüksek gerilim ortamından bereket umar şekilde sözleri ve fiilleriyle kışkırtıcılık yapmaları, vahim bir gelişmedir. İktidara yakın basın organlarında başlatılan taciz ve yıldırma kampanyası, bu tehlikeli yönelimin en çarpıcı örneğidir. Hazırlık soruşturması kapsamında rencide edici ve gereksiz bazı yöntemlere başvurulması, siyasi hesaplaşma kuşkularına zemin hazırlamıştır. Bu, marazi bir tablodur.

KIŞKIRTANLAR ÖNCE KENDİLERİNİ YAKAR

Başbakan’ın tonu giderek ağırlaşan beyanları ve zorlama gövde gösterileri, esasen tahriklere açık gerginlik ortamını daha da ağırlaştıracak ciddi bir risk potansiyeli taşımaktadır. Bu ruh hali AKP yöneticilerine de yansımış, ölümü hatırlatan imalarla, ’kanı bozuklar’ söylemleriyle ve ’küreselleşme taraftarlarıyla milliyetçiler arasında bir savaş başladığını’ ilan eden bakanların açıklamalarıyla, tahrik fırtınalarının estirildiği bir çatışma ortamı yaratılmıştır. Halk kitlelerini sokağa dökecek kışkırtmaların, ateşle oynamak olacağı, bu ateşin ilk önce bu yola sapanları yakacağı unutulmamalıdır.

SÜSLÜ İFADELER DEMOKRATLIĞA YETMEZ

Siyasi partilerin milletten aldığı destekle istedikleri herşeyi yapabileceklerini söylemek, demokrasiye inançsızlığın ifadesidir. 22 Temmuz seçimlerinde Türk milletinin AKP’ye verdiği destek, Anayasa yolundan sapması için izin ve icazet sayılmamalıdır. Aksini iddia etmek, milli iradeyi bir kılıf olarak kullanarak diktatörlük heveslerinin dışa vurulması olacaktır. Başbakan, milli irade konusundaki süslü ifadelerin kendisini demokrat yapmaya yetmeyeceğini bir an önce anlamalıdır. Hukukla, milli iradeyi karşı karşıya getirmeye çalışan Başbakan, bunun demokrasi kundakçılığı olacağını görmelidir.

İHTİRAS ESİRLERİ SİYASET TÜCCARI OLUR

Durmak yok yola devam’ sloganını olur olmaz yerlerde kullanan Erdoğan, gittiği yolun nereye açılacağını çok iyi düşünmelidir. İhtiras ve öfkesinin esiri olarak şahsi ikbal uğruna demokrasiyi çıkmaz bir sokağa sürükleyenler, tarihte demokrasi kahramanı olarak değil, milli iradeyi ifsat eden ucuz siyaset tüccarı olarak anılacaklardır.

REFERANDUM TAM BİR SİYASİ KUMAR

Cumhuriyetin temel ilkelerini ve devletin siyasi yapısını yıkmayı amaçlayan siyasi faaliyetleri meşru hale getiren bir düzenleme yapmasının önünde Meclis çoğunluğu bakımından sayısal bir engel bulunmamaktadır. Ancak, bu yolu tercih ederse, bu zorlamaların yaratacağı çok ağır sorunların vebali ve sorumluluğu kendisine ait olacaktır. Böyle bir yola girilmesi iç çatışma ve rejim bunalımına davetiye çıkarabilecektir. Siyasi bir kumar vasıtası haline getirilecek olan referandum, ülkenin ve demokrasinin geleceği üzerine kumar oynanması anlamına gelecek ve kestirilemeyecek sonuçlar doğurabilecektir. Böyle bir ortamda ülke gerçek anlamda bir kaosa ve karanlığa mahkûm edilecektir.

Çete gölgesine sığınmak hazin

GÜNDEM saptırma ve kafa bulandırma amacıyla çetelerin gölgesine sığınmaları kendileri açısından hazin ve ibret verici bir gelişme olmuştur. ’Bize kurulan tezgáhları biliyoruz’ diyerek ima yoluyla devlet kurumlarını töhmet altında bırakan Başbakan, bildiği neyse açıklamalıdır. Bazı çete operasyonları ile kapatma davası arasında bağ kurulması tek kelimeyle çirkin olmuştur. İma yoluyla konuşmak, herkesi şaibe altına sokmak bir Başbakan’a yakışmamaktadır. Boş ve anlamsız konuşmayı bırakmalıdır.

ZORLAMA REJİM BUNALIMINA GİDER

Bu siyasi zorlamalar yapılması halinde, siyasi çalkantının Anayasa krizine dönüşmesi ve bunun da ağır bir rejim bunalımını karşımıza çıkarması ciddi bir ihtimaldir. Türkiye topyekûn kaosa sürüklenecek ve bedelini demokrasi ve hukuk devleti ödeyecektir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!