Demirel başta olsaydı bunlar yazılır mıydı?

Güncelleme Tarihi:

Demirel başta olsaydı bunlar yazılır mıydı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2001 00:00

YAŞÇA büyük meslektaşımız Cüneyt Arcayürek, Süleyman Demirel tarafından ‘‘Müzevir, köstebek’’ olarak nitelendirildi. Çünkü yıllarca Demirel'in ‘‘paçasının dibinde’’ dolaşan ve ‘‘danışmanlığını yapan’’ Arcayürek, o günlerde gördüklerini bugün ‘‘şakır şakır’’ yazıyor.Noktasız, virgülsüz, sansürsüz. Ben şahsen çok eğleniyorum. Ama 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in eğlenmediği açık. Peki, Cüneyt Arcayürek'in yaptığı doğru mu?Bu konu tartışılıyor. Ve Arcayürek, hafta sonunda Kanal D Haber'e konuk olarak bu konudaki eleştirilere yanıt verdi. Genç sunucu, Arcayürek'in ‘‘mesleki ağırlığının altında ezildiği için’’ gerekli soruları soramayınca da, Arcayürek boş meydanda attı tuttu.Benim merak ettiğim hususlar var doğrusu. Mesela Cüneyt Arcayürek, Demirel'in danışmanlığını yaparken kendisinden herhangi bir ücret aldı mı? Aldıysa bu ücret hangi fasıldan ödendi.Demirel şu anda eski cumhurbaşkanı değil de, hálá siyasi gücü yerinde biri olsaydı, Arcayürek yine bu konuları aynı şekilde yazacak mıydı?Cüneyt Arcayürek'in bu yaptığı gazetecilik midir, yoksa Demirel'i kullanmak mı?Ve son sorum da Demirel'e: ‘‘Cüneyt Arcayürek'i yanınızda danışman olarak dolaştırırken kendisine ne danıştınız?’’Aslına bakarsanız, kavga tam evlere şenlik. Ve her ikisinin de kimliklerini ortaya çıkaran bir turnusol káğıdı gibi.Arcayürek, tarihe belge bırakmış olmak isteyebilir. Ama keşke bunları Demirel'in ölümünden sonra yayınlasaydı. Profesyonel bir ilişki nedeniyle edinilen bilgilerin böyle kullanılması, bence ciddi bir ahlaki sorun. Arcayürek'in bu yazıları bu tonda yazabilmesi için, eleştirdiği konuları gördüğü gün, Demirel'in danışmanlığından istifa etmiş olması gerekirdi.Denetle ama çabuk olsun!TÜRKİYE'de yatırım ve hizmet yapmanın güçlüklerini aktaran yazıma Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'tan serzeniş geldi. Durak, ‘‘Neredeeee! Bütün bu dediklerinizi yapabilmek için 10 yıl da yetmiyor’’ diyor ve anlatıyor:‘‘İMO Adana Şubesi Başkanı, 15.12.2000 tarihli bir yazı ile Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 10 yıl önce işe başlanan ve 4 yıldır inşaatı devam eden Adana Metrosu'nu 20 ayrı kuruluşa şikáyet ediyor. Şikáyet mercilerinden biri olan Cumhurbaşkanımız da, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, DPT Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Sayıştay olmak üzere 6 ayrı yere Adana Metro Projesi'nin incelenmesi için yazı yazıyor. Neticede 12 ay boyunca iş duruyor. Sonunda incelemeler bitiyor, yasal olmayan bir unsur bulunamıyor ve haklı olduğumuz ortaya çıkıyor.’’Bu durumun nasıl bir kayıp olduğunu tahmin etmek güç değil. Burada suçlu İMO değil bence. Çünkü bir sivil toplum örgütü olarak kendince haklı nedenlerle bir suç duyurusunda bulunabilir veya bunu kötü niyetle, işi bozmak için de yapabilir. Bilemeyiz. Burada ilk olarak Cumhurbaşkanı önemli. O makamın ‘‘Çankaya noterliği’’ olmadığı biliniyor. Evrak dağıtım merkezi ise hiç değil. Önce orada bu başvurunun ciddiyeti bir incelenmeli. Eğer kayda değer bulunursa, gerekli yerlere yollanmalı. Umuyorum ki, Cumhurbaşkanımız bunu yapmış olsun. Sonrasında da ilgili kurumlar bu incelemelerini mümkün olan en hızlı biçimde yapmalı ki, işler durmasın, projeler sekteye uğramasın, maliyetler artmasın. Yani önemli olan hız. Bu ülke her şeyi yavaş olduğu için kaybediyor. Yavaş giden, geride kalıyor.Nobel ekonomi ödülü Sezer'eCUMHURBAŞKANIMIZIN hukukçu olması nedeniyle, ekonomiden anlamadığı yolunda yorumlar yapıldı hep.Hatta Ahmet Necdet Sezer'in ekonomi konularına ilişkin açıklamaları da hep, ‘‘Sen bu işten anlamazsın’’ havalarında geçiştirildi.Oysa gelişmeler gösteriyor ki, Ahmet Necdet Sezer ekonomiden anlıyor. Hem de bu ülkede ekonomiden anladığını iddia edenlerden çok daha iyi anlıyor. Anlamasaydı, memur maaşı ile Ankara'da bir küsur dönüm bahçeli, yüzme havuzlu, 400 küsur metrekarelik villa yatırımını yapabilecek tasarrufu, ‘‘devlet memuru’’ maaşıyla yapabilir miydi?Cumhurbaşkanımız, ‘‘İşten artmaz, dişten artar’’ prensibiyle, alışverişleri ‘‘indirim marketlerinden’’ yaparak muhteşem bir villa alacak parayı kenara koymuştur.Bu nedenle Türkiye ekonomisinin Sayın Sezer'e bağlanmasını ve kendisinin ‘‘ekonomi dalında Nobel’’e aday gösterilmesini talep ediyorum.NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Bürokrasi engel değil, yol açıcı hale geldiği zaman.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!