Deja vu

Güncelleme Tarihi:

Deja vu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2001 00:00

NEW YORK Times yazarı William Safire, ‘‘Türkiye, Kuzey Irak'ı ilhak etsin’’ diye yazmış. Yazı Türkiye'de hayli konuşulacağa benzer. Yazıyı okuyunca birdenbire ‘‘Ben bu yazıyı bir yerlerden hatırlıyorum’’ diye düşündüm. Ve arşivimi karıştırmaya başladım. New York'ta ikiz kulelere yapılan saldırıdan tam 6 gün sonra 18 Eylül günü sonra William Safire'ın önceki günkü yazısına çok benzeyen bir yazıyı ben yazmışım. Yazının başlığı: ‘‘Cetvel devletleriyle terör önlenemez’’.Robert Fisk'in The Independent'te yer alan bir yazısını yorumlarken şöyle demişim:‘‘Petrol sahalarını cetvelle ayırıp ülke yaparsanız sonu böyle olur. ABD iyice anlamalı ki, Ortadoğu haritası yeniden çizilmedikçe bu işin içinden çıkılmaz. Bu haritayı yeniden çizerken yapılması gereken ise daha fazla bölüp parçalamak yerine, tam aksi bir çizgi izleyip bütünleştirmek. Küçük, bağımlı ve devlet kültürü olmayan, kontrolsüz devletçikler yerine, büyük sağlam yapılar oluşturmak en doğrusu. Yani cetvelle çizilen sınırlar silgiyle silinip, yeni ve sağlıklı bir yapı oluşturulabilir.Bu ilk bakışta çok iddialı bir talep gibi dursa da, dünya üzerinden terörü silmek de iddialı bir iştir.’’Yaklaşık 40 gün önce yazdığım bu satırlara, 40 gün sonra ABD'den yanıt geldi. William Safire, benim öngörümü öneri haline getirmiş. Safire boş adam değildir. ABD'de Dışişleri ve Pentagon'daki kimi kişilere ve özellikle de Cumhuriyetçi başkanlara yakın duran biridir. Safire'in yazısı, benim önerimin Beyaz Saray'da en azından ‘‘güçlü bir olasılık’’ olarak ele alındığını gösterir. Avrupa'nın alçak medyasıAVRUPA bir tezgáh içinde ve Avrupalı medya da bu tezgáhın bir parçası. Dün öğle saatlerinde Euronews adlı haber kanalını izliyorum. Uluslararası adlı programda Türkiye anlatılıyor. Tayyip Erdoğan görüntüleri eşliğinde Tayyip Erdoğan'ın radikal bir İslamcı olduğu ancak son dönemde değiştim iddiasında bulunduğu anlatılıyor. Erdoğan'ın suçlarından örnekler veriliyor ve Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen Erdoğan'ın siyasette aktif olduğundan söz ediliyor. Sonra birdenbire ekrana bir cami görüntüsü geliyor. Caminin adı ‘‘İstanbul Merkez Camii’’...Görüntüler ise galiba Yeni Cami'den. Ve şöyle diyor spiker:‘‘Türkiye'nin yüzde 99'luk çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar hükümetin Afganistan'a asker gönderme kararından rahatsız, camilerde Afganistan'daki dindaşları için dua ediyorlar.’’Görüntü en az bir iki aylık. Cami avlusunda kısa kollu gömleklerle, yalınayak namaz kılan vatandaşlarımız gösteriliyor. Sonra kent varoşlarından görüntüler. Bir ara da kirli bir kış günü Mahmutpaşa'dan kaydedilmiş bantlar. Görüntülere bakarsan İstanbul'un hali Afganistan'ın başkenti Kabil'den bir gömlek daha iyi ama sadece bir gömlek. Buram buram kasıt kokan bir haber. Ve ardından Atina'dan görüntüler. Atina'nın az bulanan temiz yerlerinden biri ve modern bir Avrupa kenti görüntüsü. İşte Avrupa medyası bu. Türkiye'nin Avrupa'daki imajını da işte bu medya oluşturuyor. Küfür edip kapattım televizyonu. ‘‘Yuh olsun sizin üçkağıtçı haberciliğinize’’ diyerek. Rahatlayın yeni ekonomik kriz yokABD'nin eski Ankara Büyükelçisi, şimdinin ABD Dışişleri'nin önemli adamı Mark Parris Türkiye'deki siyasal tartışmalara noktayı koydu:‘‘2004'e kadar seçim olmayacak.’’Mark Bey'e teşekkür ederiz. Eğer Mark Parris ‘‘Olmayacak’’ buyurduysa 2002'den önce seçim meçim olmaz. Parris hangi şartlarda 2004'ten önce seçim olabileceğini de söylüyor:‘‘Ya bu hükümet istifa edecek, ya da yeni bir ekonomik kriz patlayacak.’’Parris bu ikisinin de olmayacağını biliyor ki, ‘‘2004'ten önce seçim olmaz’’ diyor. İyimser bakış açısıyla bu durum ‘‘ABD Türkiye'nin bir ekonomik kriz daha yaşamasına izin vermeyecek’’ olarak değerlendirilebilir. Kötümser bakış açısıyla ise ‘‘ABD Türkiye'nin iç işlerine müdahale ediyor’’ denilebilir. Benim gibi ‘‘meraklı’’ bakış açısına sahip olanlar ise Parris'e bir soru sorabilirler:‘‘Mark Amca hazır meseleyi ele almışken 2004'te seçimleri kimin kazanacağını da söyleyin de, boşuna merak etmeyelim.’’NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Fırsatçılığa fırsat tanımanın, fırsatçılık kadar kötü olduğunu anladığımız zaman.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!