Dedo'nun ardından

Güncelleme Tarihi:

Dedonun ardından
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2003 00:00

ÇOK seyrek aralıklarla yerleştirilmiş on mumluk lambaların isli huzmesi, bileklerime kadar çamura batarak yürümeye çalıştığım ve ayaklarımın arasından kedi azmanı farelerin hayasızca geçtiği vıcık vıcık satıhta, kentin tramvay parkelerinden sökülerek buraya döşenmiş rayları aydınlatacak kadar ışık vermiyordu.Onların varlığını ancak traverslere takılıp sendelediğimde farkediyordum.Tünel genişliği bir metreyi geçmediğinden de, buna dekovil hattı denilemezdi.Bu karanlıklar koridoru, barbar muhasarası altındaki Saraybosna'nın tek nefes borusu ve 'esir şehrin insanları'nı dış dünyaya bağlayan tek irtibat damarıydı.Alla'emanet, meslek uğruna değil, Kıta ortasındaki kıyama seyirci kalınmasını lanetlemek ve 'esir şehrin insanları'yla dayanışmak için, savaşta dört kez katettim.* * *KASTETTİĞİM raylar ise aynı 'esir şehri' asla terketmeyen ve iki defa benim de görmek şansını elde ettiğim Aliya İzzetbegoviç'in yegane 'ayrıcalığı'ydı.Eh, puşt mermiyi sallamak için tetikte bekleyen Çetnik 'keklikçi' 'lacivert bereli Dev'i kazaen namlu dürbününde görse, anında salvosunu kusacak.Zırhlısıyla mırhlısıyla olsa da, aradan, şoseden, patikadan kaçmak ne kelime!Peki ama, zaten sırım gibi milis bile o korkunçluklar tünelinde nefes nefese zorlanıyor, yaşlı ve hasta lider 'can damarı'nı nasıl iki büklüm kat eder?İşte, 'ayrıcalıklı' İzzetbegoviç, elli santimlik 'vagon'u ardiya tahtasından, dört tekeri trotinet ruletinden, çift lokomotifi de iki Boşnak askerinden oluşan 'tren'ine çömelerek, 'esir şehrin' varoşundan İgman Dağı eteğine kadar olan sekiz yüz metre karanlığı 'lüks ekspres'te geçecektir.Sonra da, mehtapsız dağın keçi yolu ve dört çarpı dört cipin takviye vitesi, Boşnakların 'Dedo'su, yani 'Dede'si, ulusunun haklarını New York'ta, Brüksel'de, Dayton'da savunacak ve bütün dünyaya 'katliamı durdurun' diye haykıracaktır.Alla'emanet 'Dedo'!* * *HEYHAT, artık Boşnak ağzıyla 'Alla'emanet' diyemiyorum ve önceki akşam 78 yaşında vefat eden Aliya İzzetbegoviç'e Allah gani gani rahmet eylesin diyorum.Kuşkusuz, Bosna, onu bağımsızlığa kavuşturan 'Dedo'sunu kaybetti.Ama insanlık dünyası ve Müslüman alem de büyük bir entellektüelini yitirdi.Evet evet, aydınları 'aydın' kılan en temel ve en etik özelliklerden birisine, yani 'muhalif ve eleştirel kimliğe' sahip olduğu için komünizmle asla uzlaşmayan; bunun bedelini zindan yıllarıyla ödemekten kaçınmayan; milliyetçiliklerin tehlikesini gördüğü için son ana dek bağımsızlık sevdasına kapılmayan ve bizim 'laikçi'lerin taş kafası anlamasa da, İslam'la modernitenin bütünleşme yöntemleri hakkında beyin ürünü veren İzzetbegoviç, aslında önce entellektüel, sonra politikacı sıfatı taşıyordu.Hatta, olayların zorlamasından ötürü, 'kendisine rağmen' politikacıydı.* * *ÖYLEYDİ ve Boşnak lider bu açıdan, yine kendilerine rağmen ve konjonktür zorlamasıyla siyasetçi olan post - komünist Merkezi Avrupa trendinde yer alıyordu. İzzetbegoviç'i, Çek Vaclav Havel, Macar Jozsef Antail veya Leh Bronislav Gemerek gibi aydınlarla aynı doğrultuda ve aynı gradoda değerlendirmek gerekir.Dolayısıyla, 'esir şehrin insanları'nı azim ve cesaretle 'özgür şehrin insanları'na dönüştürmek zaferini kazanan bu büyük şahsiyet, aynı zamanda, tüm Yaşlı Kıta'da totalitarizme karşı kazanılan genel zaferin de 'dedo'larından birisidir.Alla'emanet 'Dedo' ve Allah gani gani rahmet eylesine Aliya İzzetbegoviç.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!