Dede Meşrutiyet'in, torun Cumhuriyet’in silahşoru

Güncelleme Tarihi:

Dede Meşrutiyetin, torun Cumhuriyet’in silahşoru
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2001 00:00


Gülden AYDIN
Haberin Devamı

‘Teşkilat'ın İki Silahşoru’’, Osmanlı'nın son döneminden başlayarak Yakub Cemil ailesinin yaşamı

Doğan Kitap, gazeteci Soner Yalçın'ın ‘‘Teşkilat'ın İki Silahşoru’’ adlı kitabını yayımladı. Dede Yakub Cemil, Makedonya, İran, Trablusgarp, Kafkasya cephelerinde savaşan, İttihat ve Terakki'nin gözüpek fedaisi. Ne var ki teşkilatın liderlerinden Talat Bey'in emriyle kurşuna diziliyor. Torun Yakub Cemil ise bir istihbaratçı. Dedesi gibi ‘‘idealist’’. 1980'li yıllarda Lübnan, Yunanistan, Fransa merkezli ‘‘ASALA avına’’ çıkmış bir tetikçi. Kitap, Osmanlı'nın son döneminden başlayarak Yakub Cemil ailesinin yaşamını anlatıyor. Torun Yakub Cemil, kimliğini gizli tutuyor. Kendine sakladığı anıları da var. Yine de Soner Yalçın'a anlattıkları, yakın tarihimizin karanlıkta bırakılmış birçok olayına ışık tutuyor.

İSTİHBARAT JARGONU

Çiftçi: Tetik çeken, kelle alan

Çöpçü: Silahşorlara lojistik destek sağlayan.

Tavşan: Operasyondaki hedef

Namazdan sonra: Cuma öğleden sonra

Alışveriş: Operasyon

Yemlemek: Dolar vermek

Kış uykusuna yatmak: Emir gelinceye kadar hiçbir şey yapmamak

Perdeleme: Koruma altına alma

Çizgi: Ülke sınırı

Şirket: CIA merkezine denir. Türk istihbaratçılar da MİT'e şirket diyor.

İSTİHBARATÇI KOSTÜMÜ

Tepeden tırnağa yani ceketinden, gömleğinden ayakkabına kadar ortalama bir insan gibi giyineceksin. Cak cak ötecek allı morlu tişörtler, ipek gömlekler, lüks takım elbiseler, İtalyan ayakkabılar giymeyeceksin.

Pantolonun ağ kısmı derin ve bol olacak.

Ayakkabı kaymamalı, ses çıkarmamalı, koşmaya müsait olmalı.

Ceket, kabalarından aşağıda, uzun olur. Dışarıya hafif bombe verilir. Tabanca tamamen kaybolur.

Takım elbiselerin astarları, düğmeleri kolay sökülmeyecek cinsten olmalı. Kavgada sökülenler, ileride yakalandığında mahkemede delil olarak kullanılabilir.

Büyük ve sağlam pamuk mendil çok önemlidir. Her işe yarar. Yaranın üzerine bastırırsan kan kaybını önler.

İç çamaşırı slip olmaz. Bokser gibi şort olmalı ki aleti yani tabancayı rahat koyabilesin. Külotun lastikleri elinin kalınlığında olmalı ki alet düşmesin.

Kemerler Amerika'dan özel gelir. Son delikten sonra kemer içinde bir boğayı rahatlıkla kesebileceğin, çok keskin bıçak görevi yapan bir metal vardır. Bu kemerler çok pahalıdır. Piyasada satılmaz. Taklitlerinin yapılmasından korkulur.

Mazhar Alanson üç silahşoru nasıl fark etti

(Yakup Cemil iki arkadaşıyla Paris’teyken başlarından geçen bir olayı anlatıyor.)

Bir gece üçümüz bir araya gelip lokantada yemek yiyip içki içerken, yanımızdaki masada oturan gençlerden biri ‘‘Siz Türk müsünüz?’’ diye sordu Fransızca. Afalladık, mosmor olduk. Mehmet Ali Ağabey Fransızca, ‘‘Türk olduğumuzu nereden çıkarıyorsunuz, siz kimsiniz?' dedi. O kişi yanılmıyorsam, o günlerde Paris'te bulunan Mazhar Alanson'du. Yanındaki arkadaşları da Fuat ile Özkan'dı. Kadehleri tokuşturuş şeklimiz Türkler'e benziyormuş, o nedenle dikkatlerini çekmişiz. Hani bizde adettir; büyüğümüzle rakı içerken kadehin alt tarafına vurulmak istenir, büyük de yan yana vurdurmak için çabalar ya, onu görmüşler. Üç Türk bize iyi bir ders vermişti. Her konuda dikkatli olmalıydık. Üstelik Paris, ASALA militanlarıyla kaynıyordu.

Batı Asala’nın ne olduğunu sonunda Orly faciasıyla anladı

Bir gün sonra Paris Orly Havaalanı'nda bomba patladı.

İkisi Türk, beşi Fransız, biri Amerikalı 8 kişi ölüp, 60 kişi yaralanınca dünya ayağa kalktı. Olacak şey değildi; herifler geliyor, İstanbul'da Kapalıçarşı'ya bomba koyuyor, masum iki Türk vatandaşı ölüyor, 25 Türk vatandaşı yaralanıyor, dünyanın kılı kıpırdamıyordu.

Bu Amerikalıların, Avrupalıların kanı ne kadar kıymetliydi.

Türkiye'de bu adamlara yardım edenler bile çıktı. Bunlardan biri de Behçet Cantürk değil miydi?

(...) Dünya kamuoyu artık ASALA'nın ne olduğunu anlamaya başlamıştı.

Tabii olan bizim ‘‘alışverişe’’ oldu. Ara Toranyan Fransız korumalarla dolaşıyordu. Bir aksilik olur korumalardan biri ölürse ASALA aleyhine olan psikolojik hava bu kez bize dönebilirdi.

Mehmet Ali Ağabey ‘‘Şimdi savaşı psikolojik yürütmek gerekir’’ diyordu. Zaten Fransız güvenlik teşkilatları da alarm durumundaydı. Giriş çıkışlar sıkı kontrol altındaydı. Ses getirecek bir eylem sonrası Fransa dışına çıkmamız güç olabilirdi.

Dönmeye karar verdik.

Binbaşı Ersever Resneli Niyazi'nin torunu mu?

Ankara'da Zafer Çarşısı'nda sohbet ederken ‘‘Biliyor musun biz Arnavut göçmeniyiz. Resneli Niyazi yakın akrabamızdır’’ demişti.

Aldırmamıştım, aslında doğru ya da yalan olup olmadığını araştırmamıştım. Bu nedenle yazdığım Binbaşı Ersever'in İtirafları adlı kitabıma sohbetin bu bölümünü koymadım.

Sekiz yıl sonra, Bedrettin Dalan'la yediğimiz bir öğle yemeğinde konu Binbaşı Ersever'e geldi. ‘‘Ben araştırdım, Ersever'in Resneli Niyazi'nin soyundan olduğunu öğrendim’’ dedi.

Resneli Niyazi meşrutiyet için dağa çıkmış, 31 Mart gerici ayaklanmalarını bastırmak için İstanbul'a gelmiş, hiçbir makam, rütbe istememiş, çiftliğine çekilmiş ve orada hasımları tarafından kan davası nedeniyle öldürülmüştü.

1908 yılında Resneli Niyazi gibi Enver Paşa da dağa çıkmıştı. Yakup Cemil her daim olduğu gibi yine bu macerada da Enver'in yanındaydı.

O tarihte dağa çıkan Resneli Niyazi'nin torunu Binbaşı Ersever'in anlatımlarını kitap yapmıştım.

Şimdi Yakup Cemil'in torununun anlattıklarını neden kitap yapmayayım diye düşündüm.

(Soner Yalçın'ın önsözünden)

Mahatma Gandhi Teşkilat-ı Mahsusa'ya çalıştı

Mahatma Gandhi, Muhammed Ali Cinnah, Muhammed İkbal, Said Han gibi liderler bir dönem, Osmanlı'nın gizli fedailer cemiyeti Teşkilat-ı Mahsusa'ya çalıştılar.

Bülent Ecevit, son Osmanlı sadrazamı Tevfik Paşa'yla anne tarafından akraba.

Rahşan Ecevit, Prens Sebahattin'le birlikte Cemiyeti İnkılabiye'yi kuran Prof. Namık Zeki Aral'ın kızı.

Yazar Bilge Karasu, İttihat ve Terakki'nin ünlü ismi, Musevi iken Müslüman olan Emmanuel Karasu'nun oğlu.

Kurtuluş Savaşı'na karşı çıktığı için 1922'de İzmit'te linç edilen İkdam Gazetesi'nin başyazarı Ali Kemal'in oğlu Madrit Büyükelçisi Zeki Kuneralp. Gelinini ASALA İspanya'da öldürdü.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!