AYM kararı: Dayakçı kocanın hapse atılmaması kadının manevi varlığını ihlal

Güncelleme Tarihi:

AYM kararı: Dayakçı kocanın hapse atılmaması kadının manevi varlığını ihlal
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2019 08:30

İSTANBUL’da yaşayan ve adının gizli tutulmasını isteyen Ö.T., boşanma sürecinde olduğu kocası tarafından şiddet gördüğü gerekçesiyle aile mahkemesine başvurdu.

Haberin Devamı

Mahkeme, 24 Haziran 2014 tarihli kararıyla kadın lehine 5 ay süreyle koruma tedbiri uygulanmasına hükmetti. Ancak koruma tedbiri süresi içinde eşini tekrar darp etmesi üzerine M.E.K. hakkında kamu davası açıldı. Kadın da koruma tedbiri süresi içinde tekrar şiddet uygulayan kocası hakkında, ‘zorlama hapsi’ uygulanmasını istedi. Ancak aile mahkemesi, Ö.T.’nin bu isteğini reddetti ve itirazını da kabul etmedi. Bunun üzerine Ö.T., Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) 30 Eylül 2015 tarihinde bireysel başvuruda bulundu.

Bireysel başvurusunda kadın, zorlama hapsi uygulanması talebinin reddi nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğini savundu. AYM, 19 Şubat’ta oybirliğiyle kadının, Anayasa’nın 17’nci maddesinde güvence altına alınan ‘kişinin maddi ve manevi varlığını koruma’ hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Ancak AYM yeniden yargılama yapılmasına gerek görmedi. Kararda kadının koruma kararının geçerli olduğu 5 aylık süre içinde kocası tarafından darp edildiğine dikkat çekilerek şöyle denildi: “Başvurucu, yeniden yargılama talebinde bulunmuş; tazminat talep etmemiştir. Başvuruda, derece mahkemelerince konuyla ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya konulmadığından kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Haberin Devamı

AMAÇ CAYDIRICILIK

6284 sayılı kanunun 13’üncü maddesine göre hâkim tarafından verilen koruyucu tedbir kararlarının gereklerine aykırı hareket etmesi halinde şiddet uygulayana zorlama hapsi uygulanabilir. Zorlama hapsinin getiriliş amacı şiddet uygulayanın tedbir kararlarına aykırı şekilde hareket etmesinin önüne geçmek ve caydırıcılık sağlamaktır. Olayda karar tarihi itibarıyla başvurucu lehine beş ay süreyle verilmiş olan tedbir kararının sona ermiş olduğu dikkate alındığında ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!