Davalık Rektöre ‘sahtecilik’ suçlaması

Güncelleme Tarihi:

Davalık Rektöre ‘sahtecilik’ suçlaması
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2009 12:20

REKTÖRLÜĞE atanması dava konusu olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, bu kez de ölen psikiyatri hastası yakınına ‘sağlıklı’ raporu alıp, 800 bin lira tutarındaki mal varlığını kendisine bıraktırdığı iddiasıyla mahkemelik oldu.

Haberin Devamı

Mahkeme vasiyet iptal davasında varis sayısını 15'e çıkarırken, kardeşleri dışındaki akrabaları Prof. Dr. Füzün hakkında ‘Resmi sahte evrak suçuna azmettirmek ve görevi kötüye kullanma’ iddiasıyla Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Şikayetçi yeğenlerden Adil Füzün, “Sözkonusu mirasın boyutu yaklaşık 800 bin lira. Davalarımız sürüyor” dedi.

Geçen yıl Rektör seçimlerinde 3'üncü sırada yer almasına rağmen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bu göreve atanan, ancak seçimde birinci sırada çıkan Prof. Dr. Sedef Gidener'in bhakkında açtığı dava halen süren Rektör Füzün'ün suçlandığı miras olayı iddiaya göre şöyle gelişti:
Füzün'ün ‘babamın halasının kızı’ dediği, Meliha Öktem 25 Nisan 2007'de 81 yaşındayken Urla'da vefat etti. Veraset ilamının ardından Adil Füzün, Aynur (Füzün) Demirel, Nurettin Füzün, Hatice (Füzün) Erşen, Mehmet Füzün, Halil Füzün, Hasan Hilmi Füzün, Yakup Kadri Öktem, Nadir Mehmet Öktem, Murat Karakaş, Gülsün (Karakaş) Ergül, Gönül (Öktem) Gülsüner, Ahter (Öktem) Tüzel, Ayşe Öktem ve Yasemin Öktem Erler, Meliha Öktem'in varisleri olarak belirlendi. Ancak vasiyet okunduğunda Meliha Öktem'in tüm mal varlığını sadece Prof. Dr. Mehmet Füzün'e bıraktığı ortaya çıktı. Vasiyete ilk itiraz Isparta'da yaşayan yeğenlerden Gönül (Öktem) Gülsüner'den geldi. Gülsüner, Melahat Öktem'in akli dengesinin yerinde olmadığını, herhangi bir baskı ve yönlendirme olmadan kendiliğinden böyle bir vasiyette bulunamayacağını iddia etti.

DAHA ÖNCE ‘ŞİZOFRENİ HASTASIDIR’ DEMİŞ

Gönül Gülsüner, avukatı Tahir Alan aracılığıyla iddialarına delil topladı. Melahat Öktem'in ölümünden yaklaşık 20 yıl önceden beri psikolojik rahatsızlık içinde olduğunu ortaya koyan bilgi ve belgelere ulaşıldı. Melahat Öktem'in, yıllarca Urla İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne, kendisini televizyon kumandasıyla rahatsız eden bir emekli hakim komşusundan şikayetçi olduğu belirlendi. Urla Emniyeti'nin, Melahat Öktem şikayet için geldiğinde, Prof. Dr. Füzün'ün telefonla arandığını ve Prof. Dr. Füzün'ün Öktem için “şizofreni hastasıdır” dediğini belirten kayıtlar mahkemeye sunuldu. Melahat Öktem'in 2004 Ekim'de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Kliniği'ne Füzün'ün önerisiyle yatırıldığı, bir ay kaldığı klinikten ‘şizofreni, paranoid tip’ tanısıyla taburcu edildiğine dair belgeler de mahkemeye sunulan deliller arasında yer aldı.

MEMLEKETİ MANİSA'DAN ‘AKILLI’ RAPORU ALMIŞ

Melahat Öktem'e 27 Nisan 2006 tarihinde Prof. Dr. Füzün'ün memleketi olan Manisa'nın Akhisar ilçesi Devlet Hastanesi'nden akli melekelerinin yerinde olduğuna ilişkin alınan heyet raporuyla, 4 ay sonra bu kez Urla Devlet Hastanesi'nden notere verilmek üzere alınan tek hekim imzalı ‘Akli dengesi yerinde olup her türlü tasarrufa ehil olduğu’na dair raporun gerçekleri yansıtmadığı iddia edildi. 81 yaşında ölen ve 20 yıldan fazla psikiyatrik hastalığı olup ilaç kullanan Melahat Öktem'in gerçek iradesiyle vasiyet hazırlatmasının mümkün olmadığı savunuldu.

KARDEŞLERİNİ BİLE ‘YOK’ SAYMIŞ

Karakol kayıtları, hastane belgeleri, doktor reçeteleri delil olarak sunulurken, Prof. Dr. Mehmet Füzün'ün veraset ilamı çıkartmak için açılan davada, hayatta olan iki öz kardeşi Halil Füzün ve Hakan Hilmi Füzün'ü de ‘yok saydığı’, “Melahat Öktem babamın halasının kızı olur. Kendisinin birinci derece yakınları yoktur. Hepsi vefat etmiştir. Kendisi bana noterde mallarını vasiyet etti. Kendisine uzun süredir ben bakıyorum. Benim bildiğim kadarıyla başkaca bir yakını yoktur” dediği belirtildi. Dava dilekçesinde, “Füzün'ün kardeşlerini bilmemesi, tanımaması, kendisinin mirasçı olduğunu bilip kardeşlerinin mirasçı oduğunu bilmemesi mümkün olmamakla birlikte, inanılacak bir durum değildir” denildi.

SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA DA BULUNDU

Yeğen Gönül Gülsüner, Urla Sulh Hukuk Mahkemesi'nde mirasçılık belgesi istemi davası açtı. Dava sonucunda Füzün'le birlikte Öktem'in 15 akrabası varis gösterildi. Toplam 72 hisse olarak belirlenen miras, yakınlık derecesine göre 2 ila 9 arasında değişen paylarla varisler arasında bölüştürüldü. Vasiyetin iptal edilmesi halinde varislerin bu paylar üzerinden miras alacakları belirtildi. Varislerden Adil Füzün'e mirastan 9 pay verilirken, Rektör Mehmet Füzün'e 2 pay düştü. Melahat Öktem'den kalan yaklaşık 60 bin lira naktin de varisler arasında hisseleri oranında bölüştürüldüğü kaydedildi. Varislerden Gönül Gülsüner, Urla Asliye Hukuk Mahkemesi'nde vasiyet iptal davası da açarken, Füzün'ün iki erkek kardeşi dışındaki yeğen varislerden Adil Füzün ve Aynur (Füzün) Demirel de Gülsüner'i izledi, davacı oldu. Vasiyet iptal davasında dosya Melahat Öktem'in ‘vasiyetname yapmak için tasarruf ehliyetine haiz olup olmadığı’nın belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Gülsüner ayrıca Urla Cumhuriyet Savcılığı ile YÖK Başkanlığı'na Prof. Dr. Füzün hakkında, ‘Resmi sahte evrak düzenleme suçuna azmettirmek ve görevi kötüye kullanma’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Gülsüner, Rektör Füzün'ün cezalandırılmasını istedi.

VARİSLER ŞİKAYETÇİ OLDU

İzmir'deki mirasçılardan Adil Füzün ve kardeşi Aynur (Füzün) Demirel, Isparta'da yaşayan akrabaları Gönül (Öktem) Gülsüner'in şikayetinin ardından kendilerinin de yargıya başvurup, Prof. Dr. Füzün'den şikayetçi olduklarını söyledi. Aynur Demirel, “Biz Melahat Öktem'le yakın akrabayız. Birinci kuşağız, halam oluyor. Ölüm hak, miras helal. Mehmet Füzün'ü halam okutmuştu. Urla'da iki ev, bir dükkanı olduğunu biliyoruz. Miras davası bitmedi, sürüyor” dedi. Adil Füzün de, “Mirasın boyutu yaklaşık 800 bin lira. Mehmet Füzün'den şikayetçiyiz” diye konuştu.
Gülsüner'in avukatı Tahir Alan ise, “Vasiyet dava dosyası Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Müvekkilim Savcılığa suç duyurusunda da bulundu. Diğer mirasçılar tarafından da dava açıldı” dedi.

3'ÜNCÜ SIRADAN REKTÖR ATANMIŞTI

Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün geçen yıl yapılan rektörlük seçiminde sıralamada üçüncü çıkmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Rektör olarak atanmıştı. Seçimde birinci sırada çıkan Prof. Dr. Sedef Gidener'in bu nedenle açtığı dava halen sürüyor.

‘PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞI YOK’ CEVABI

Urla Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan vasiyetname iptal davasına Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün'ün avukatı Bircan Kabadayı'nın verdiği cevap dilekçesinde özetle şunlar yer aldı:
“Melahat Öktem, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine gerek vasiyetnamenin yapılmasından önce ve gerekse sonrasında akli melekeleri yerinde, tasarruf ehliyetine sahip olarak bir yaşam sürdürmüştür. Tasarruf ehliyetini etkileyecek hiçbir pbsikolyojik rahatsızlığı olmamıştır. Tüm yaşamı boyunca da hatta vefat ettiği tarihe kadar tüm yaşamsal işlerini kendi halletmiş, tasarruf ehliyetine haiz olduğu için de hiçbir kimsenin müdahalesine izin vermemiştir. Yaşadığı muhitte bu durum herkes tarafından bilinmektedir. Mehmet Füzün, Urla'da Melahat Öktem'e yakın ikamet ettiği için muris ile yakın ilişkiler içinde olmuştur. Bu ilişki Füzün'ün öğrencilik yıllarına kadar gitmektedir. Füzün, yaz tatillerinin çoğunu Melahat Öktem'in yanında geçirmiştir. Dava dilekçesinde, murisin kızkardeşinin vefat etmesinden sonra, ‘yakın davranarak murisi etkilediği yolundaki beyanları’ tamamen gerçek dışıdır. Füzün ve Öktem tüm yaşamları boyunca çok yakın ve sıcak ilişkiler içinde olmuşlar, Füzün Öktem'in bakımı ile yakından ilgilenmiştir.”

‘KENDİ HÜR İRADESİ İLE’

Melahat Öktem vefat ettiği güne kadar tüm maddi ve yaşamsal ihtiyaçlarını kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan etki altında kalmadan kendisinin hallettiği savunulan cevap dilekçesinde şöyle devam edildi:
“Dava konusu vasiyetnameyi de yine kendi hür iradesi ile ‘T.C. hudutları dahilindeki tüm taşınmazlarımı ....’ şeklinde beyanda bulunarak gerçekleştirmiştir. Vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında, Urla Devlet Hastanesi'nden alınan rapor da beyanlarımızı desteklemektedir. Akhisar Devlet Hastanesi'nden alınan sağlık kurulu raporunda da Öktem'in akli melekelerinin yerinde olduğu beyan edilmiştir. Davalı Mehmet Füzün'ün 31 Mayıs 2007 tarihinde vasiyetnamenin açılması davasının ilk duruşmasında ‘Müteveffa Melahat Öktem, babamın halasının kızı olur, kendisinin birinci derece yakını yoktur...’ şeklindeki gerçeğe uygun beyanlarına, müvekkilin kişiliğini rencide edici şekilde yorumlar getirilmesi derin bir üzüntü yaratmıştır. Nüfus kayıtlarında da anlaşılacağı üzere Muris bekar olarak vefat etmiş ve çocuğu bulunmamaktadır. Kız kardeşi de kendinden evvel vefat etmiştir. Müvekkilin beyanları da durumu anlatır şekildedir. Murisin vasiyetname öncesi ve sonrası akli melekeleri yerindeydi ve tasarruf ehliyetine sahipti. Ölümünden sonraki son arzusunu hür iradesi ile vasiyetname ile açıklamıştır. Bu nedenle davanın reddini talep etmekteyiz.”


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!