Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın konuşmasının bir bölümü:
"Eğitim öğretim sistemimizin hedefi, sadece kariyer yapmaya veya sınav geçmeye odaklı bireyler yerine, aklıselim, kalbiselim, zevkiselim sahibi bir nesil yetiştirmek olmalıdır. Bunun için de sistemin kadim değerlerimizi merkeze alan bir anlayışla, ilim, irfani hikmet esasları üzerine yeniden inşa edilmesi şarttır. İçinde bulunduğumuz dönem bu tür radikal adımları atabileceğimiz mümbit bir dönemdir. Allah'a hamdolsun Türkiye böyle bir sistemi inşa edecek birikime, imkana, kaynağa şu an fazlasıyla sahiptir.
Biz son 13 yılda eğitim sistemimizi bu tek tipçi, kompleksli zihniyetin tahakkümünden kurtarmak için büyük çaba harcadık.
Türkiye, tarihin hiçbir döneminde dışarıdan sömürge haline getirilmemiş, müstemleke durumuna asla düşmemiştir. Ancak her dönemde bu ülkede Batı'ya karşı duyulan aşağılık kompleksi sebebiyle orada olanı sorgusuz sualsiz almaya teşne bir kesim maalesef var olmuştur. Sömürge kafalı, jakoben, kolaycı ve kopyacı, eser veremeyen, milletine tepeden bakan bu kesim uzun süre devlet ve toplum hayatımızın kontrolünü ne yazık ki elinde tutmuştur. Toplumumuzun can damarını kesmeyi amaçlayan bu yaklaşımı rahmetli Ahmet Hamdi Tanpınar bir tür kültürel inkar olarak tanımlıyor. Ben de 'Bu hem inkar hem de intihardır' diyorum.
Eğitim öğretim sistemimizin hedefi, sadece kariyer yapmaya veya sınav geçmeye odaklı bireyler yerine, aklıselim, kalbiselim, zevkiselim sahibi bir nesil yetiştirmek olmalıdır. Bunun için de sistemin kadim değerlerimizi merkeze alan bir anlayışla, ilim, irfani hikmet esasları üzerine yeniden inşa edilmesi şarttır. İçinde bulunduğumuz dönem bu tür radikal adımları atabileceğimiz mümbit bir dönemdir. Allah'a hamdolsun Türkiye böyle bir sistemi inşa edecek birikime, imkana, kaynağa şu an fazlasıyla sahiptir.
Türkiye, tarihin hiçbir döneminde dışarıdan sömürge haline getirilmemiş, müstemleke durumuna asla düşmemiştir. Ancak her dönemde bu ülkede Batı'ya karşı duyulan aşağılık kompleksi sebebiyle orada olanı sorgusuz sualsiz almaya teşne bir kesim maalesef var olmuştur.
Sömürge kafalı, jakoben, kolaycı ve kopyacı, eser veremeyen, milletine tepeden bakan bu kesim uzun süre devlet ve toplum hayatımızın kontrolünü ne yazık ki elinde tutmuştur. Toplumumuzun can damarını kesmeyi amaçlayan bu yaklaşımı rahmetli Ahmet Hamdi Tanpınar bir tür kültürel inkar olarak tanımlıyor. Ben de 'Bu hem inkar hem de intihardır' diyorum."