Cuma saat kaçta kılınacak? 14 Eylül tüm illerin Cuma namazı saati bilgisi

Güncelleme Tarihi:

Cuma saat kaçta kılınacak 14 Eylül tüm illerin Cuma namazı saati bilgisi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2018 10:23

Cuma namazı, bu hafta günlerin kısalmaya başlaması dolayısıyla daha erken kılınacak, Ezan vakitleri ile Cuma namazı saat kaçta kılınacak sorusuna cevap arayacak olan Müslümanlar, yurt genelinde Cuma saati için sorgulamalarını gerçekleştirmeye başladı. Güneşin konumuna göre bazı illerde erken, bazı illerde ise geç kılınacak olan Cuma namazı, saat bilgileriyle araştırılıyor. Peki, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yurt genelinde Cuma saati kaç olacak? İşte, o detaylar

Haberin Devamı

Cuma namazı saati, Hicri yeni yılın ilk cuması olması dolayısıyla büyük önem arz ediyor. Cuma saati bilgisiyle camilere doğru hareket edecek olan Müslümanlar, cemaatle birlikte ibadetlerini eda edecek. Türkiye'nin nüfus anlamında en büyük şehirleri olan İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok il merkezinde sorgulanan Cuma kaçta kılınacak sorusu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayımladığı bilgilerle öğrenilmeye çalışılacak. Peki, bu hafta Cuma namazı saat kaçta kılınacak? İşte, konu hakkında bazı bilgiler

CUMA NAMAZ SAAT KAÇTA KILINACAK?

Hicri yılın başlangıcında idrak edilecek olan ilk Cuma Namazı, bu hafta Ankara'da 12.50'de kılınacak. İstanbul'da ise Cuma Namazı'nın idrak edileceği saat 13.06 olacak. Cuma saati İzmir'de 13.13, Adana'da 12.40, Antalya'da 12.59, Bursa'da ise 13.06'da eda edilecek. Diğer illerin ve ilçelerin Cuma Namazı saatleri bilgisini aşağıdaki linke tıklayarak öğrenebilirsiniz.

Haberin Devamı

DİĞER İLLERİN CUMA NAMAZI SAATİ İÇİN TIKLAYINIZ

CUMA NAMAZI NEDİR?

Cuma namazı dört rekât ilk sünnet, iki rekât farz ve dört rekât son sünnet olmak üzere on rekâttır.

Cuma günü camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınır.

Önce ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar. Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır.

İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır.

Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur.

Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken:

Haberin Devamı

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir. 
Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. 
İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur. 
İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

Son oturuşta:

Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena duaları okunur.
Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur.
Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur. 
Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir. 
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. 
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Haberin Devamı

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama" 
Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".
Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Haberin Devamı

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

ABDEST NASIL ALINIR?
Cuma namazını kılmak için camilere gidecek olan vatandaşlar internet üzerinde "abdest nasıl alınır?" sorgusunu yapıyor. Peki abdest nasıl alınır? İşte detaylar...

Abdest almak için ilk olarak kollar dirseklerin yukarısına kadar sıvanır ve abdeste "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" diyerek niyet edilir ve "Eûzü billahi mineşşeytanirracîm, Bismillahirrahmanirrahîm" denir. Ardından eller bileklere kadar üç kere yıkanır. (Ellerde parmak aralarının da temizlendiğine dikkat edilmelidir. Parmakta yüzük varsa çıkarılmalıdır veya yüzüğün altına da su gitmesine dikkat edilmelidir.) Sağ avuç ile ağıza üç kere su alınır ve her defasında ağız iyice çalkalanır ve temizlenir. Daha sonra yine sağ avuç ile buruna üç kere su verilir, sol el ile sümkürülerek burun temizlenir.
Alında saçların bittiği yerden, kulakların yumuşağına ve çene altına kadar yüzün her yeri üç kere yıkanır ve temizlenir.
Sağ kol dirseklerle birlikte üç kere yıkanır ve temizlenir. (Sağ kol yıkanırken, kolun her yerinin kuru kalmayacak bir şekilde ovulması gerekmektedir.)

Haberin Devamı

Sol kol dirseklerle birlikte üç kere yıkanır ve temizlenir. (Sol kol yıkanırken, kolun her yerinin kuru kalmayacak bir şekilde ovulması gerekmektedir.)

Eller tamamen ıslatılır, sağ elin için ve parmaklar başın üzerinde konulur ve bir kere meshedilir. Eller ıslatılarak sağ elin şehadet parmağı ile sağ kulağın içi, başparmağı ile de kulağın dışı; sol elin şehadet parmağı ile sol kulağın içi, baş parmağı ile de kulağın arkası meshedilir. Elleri yeniden ıslatmaya gerek olmadan geriye kalan üçer parmağın dışı ile de boyun meshedilir. Sağ ayak üç kere topuklarla beraber yıkanır. Yıkamaya parmak uçlarından başlanır ve parmak araları iyice temizlenir. Sol ayak topuklarla beraber yıkanır. Yıkamaya parmak uçlarından başlanır ve parmak araları iyice temiz lenir.
Abdest alma işlemi sona erdiğinde, ayakta ve kıbleye karşı “Kelime-i Şehadet” okunur. Not: Kadınlarda ve erkeklerde abdest alma şekli değişmez.

BU HAFTANIN CUMA HUTBESİ

Aziz Müminler!
Allah’ın yarattığı aylar, günler, geceler arasında çok kıymetli kazanç mevsimleri vardır. Halen içinde bulunduğumuz Muharrem ayı da müminlerce ganimet ve fırsat bilinmesi gereken kıymetli bir zaman dilimidir. Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem, ilâhî feyz ve bereketin, huzur ve güvenin başlangıcıdır.

Kıymetli Müslümanlar!

Muharrem ayı, savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan biridir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır. “Doğrusu Allah’a göre ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığıgünkü yazısına uygun olarak on ikidir; bunlardan  dördü haram aylardır. İşte doğru olan hesap budur…”1 Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de “Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”2 hadisi şerifiyle, bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir.

Muhterem Kardeşlerim!
Önümüzdeki hafta Perşembe günü idrak edeceğimiz Muharrem ayının onuncu günü, Âşûrâ günüdür. Resûl-i Ekrem (s.a.s.), “Âşûrâ günü tutulan orucun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah’tan ümit ediyorum”3 buyurmuş, Âşûrâ gününe, Muharrem’in dokuzuncu veya on birinci gününü de ekleyerek iki gün oruç tutmayı müminlere tavsiye etmiştir. 4

Kıymetli Müslümanlar!
Âşûrâ günü, aynı zamanda tarihimizde ve hafızalarımızda derin bir hüzün ile yer etmiştir. Bu elim günde, Sevgili Peygamberimizin torunu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın gözünün nuru olan Hz. Hüseyin Efendimiz, yanında bulunan yetmişten fazla Müslüman ile birlikte Kerbelâ’da şehit edilmiştir. Kerbelâ, Allah ve Resûlüne iman edip, Ehl-i Beyt sevgisini gönüllerine nakşedenlerin ortak acısı, yürek
sancısıdır. Bu menfur hadiseyi gerçekleştirenler, mezheb ve meşreb farkı gözetmeksizin, istisnasız bütün Müslümanların vicdanlarında mahkûm olmuşlardır.

Bugün de nice İslam beldesi acı ve gözyaşıyla yoğrularak adeta birer Kerbelâ’ya dönmüştür. Kardeşlerimiz zulme uğrarken, masum kadın ve çocuklar hayattan koparılırken bizlere düşen, Kerbelâ’yı doğru anlamak ve haksızlıklar karşısında Hz. Hüseyin misali bir duruş sergilemektir.

Kardeşlerim!
Hz. Hüseyin, Kur’an-ı Kerim’i ve Rahmet Peygamberinin şerefli sünnetini kendine rehber edinmiştir. Zulme rıza göstermemiş, adaletsizliğe seyirci kalmamıştır. Kendisine yapılan telkinlere itibar etmeyerek hakkın, hakikatin, huzur ve barışın yeryüzüne hâkim olması için yola çıkmıştır. Böylelikle kıyamete kadar bütün insanlığa onurlu bir mücadelenin eşsiz örneğini sunmuştur.

Muhterem Müminler!
Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak, “Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; başka yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın
yolundan ayırır...”5 buyurmaktadır. Allah Resûlü (s.a.s.) de bizlere şöyle nasihatte bulunmaktadır. “Birbirinizin eksiğini bulmaya çalışmayın, birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırtınızı dönmeyin, birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun!” 6

O halde, geliniz! Irk, dil, mezheb ve meşreb farklılıklarının arkasına sığınarak kardeşliğimizi hedef alanlara, coğrafyamızda yeni Kerbelâ’lar yaşanmasını arzulayanlara karşı uyanık olalım. Hz. Hüseyin Efendimiz gibi iyilerin ve iyiliklerin yanında, kötülerin ve kötülüklerin karşısında olalım; hakkı ve hakikati ayakta tutalım. İslam’ın aydınlığında buluşan gönüllerimizle, birliğe, dirliğe, vahdete koşalım. Başta Hz. Hüseyin ve Kerbelâ’da şehit olan Ehl-i Beyt olmak üzere, mukaddesatımız uğruna can veren bütün şehitlerimize selam olsun. Makamları âlî, mekânları cennet olsun.

Kıymetli Kardeşlerim!
Pazartesi günü okullar açılıyor, yeni bir eğitimöğretim yılı başlıyor. Yeni eğitim-öğretim yılının geleceğimizin umudu olan öğrencilerimize, onları yarınlara hazırlayan öğretmenlerimize hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Cenâb-ı Hak çocuklarımıza zihin açıklığı, öğretmenlerimize başarılar ihsan eylesin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!