Çukurova artık onları mutlu etmiyor

Türkiye'nin en verimli tarım arazilerine sahip olan ve 1970-1980'li yıllarda ''beyaz altını'' pamuk sayesinde istihdam cenneti olarak anılan Çukurova, artık tarım işçilerini de güldürmüyor. Pamuk tarımındaki düşüşe paralel olarak, iÅŸ yoÄŸunluÄŸu da azalan bölgeye gelen işçiler adeta çile dolduruyor. Çukurova'ya Nisan ayından itibaren gelmeye baÅŸlayan ve Kasım ayına kadar burada kalan tarım işçileri, kavurucu sıcak altında günde 12 saat çalışıp, karşılığında 5 milyon lira alıyorlar. Bir gün çalışıp, ekim alanlarının azlığı nedeniyle 3 gün yatan tarım işçilerinin çadırlarının her birinde en az 7-8 kiÅŸi yaşıyor.Aile planlamasının olmadığı çadırkentte, beÅŸiksiz tek bir çadır yok. Çocukların 1-2'si beÅŸikte, 1-2'si yere serilmiÅŸ bez parçaları üzerinde uyurken, bir bölümü de, çadırlar arasındaki hayvan dışkılarıyla dolu alanlarda koÅŸup oynuyor.  Omuzlarına baÄŸladıkları çocuklarıyla günlük iÅŸlerini yapan ve her ÅŸeye raÄŸmen gülmeyi baÅŸardıkları gözlenen göçer kadınlar, ''Neden bu kadar çok çocuk?'' sorusuna, ''Ne yapalım? baÅŸka türlü geçinemiyoruz. Onlar büyüyecek, bizim gibi çalışıp para kazanacak'' cevabını veriyorlar.Banyo ihtiyaçlarını sulama kanallarında, içme suyu ihtiyaçlarını ise hijyenik olmayan tankerlerden gideren işçilerin tuvaletleri bile yok. Çadırkentin hemen yanından akan, göçerlerin bulaşık ve banyo ihtiyaçlarını giderdikleri atık suların oluÅŸturduÄŸu su birikintisi isesivrisineklerin üremesine neden oluyor.Göçerlerin sorunları bununla da bitmiyor. 12 yaşından küçükler ile hasta ve yaÅŸlıların çalıştırılmasının yasak olmasına raÄŸmen, bu kiÅŸilerin de sabah saat 05.00'ten itibaren tarlaya doÄŸru yol aldıkları gözleniyor. ''Her ÅŸeye razıyız, yeterki her gün iÅŸ çıksın'' diyen tarım işçileri, Çukurova'da eskisi gibi iÅŸ bulamamaktan yakınıyorlar. Tarım-Ä°ÅŸ Sendikası Adana Åžube BaÅŸkanı Muzaffer Erol, tarım işçilerinin çaÄŸdışı koÅŸullarda, sefalet ücreti ile çalıştırılmalarına karşı mücade etmek istediklerini ancak, işçilerin örgütlenememeleri nedeniyle sıkıntı yaÅŸadıklarını söyledi.  Tarım işçilerinin çocuklarının okula gidemediklerini ve tamamen saÄŸlıksız ortamlarda kaldıklarını ifade eden Erol, ''Köleden farksız olan bu insanların öncelikli sorunu, saÄŸlık ve eÄŸitimdir'' dedi. Erol, tarım işçilerinin tarla kenarlarındaki çadırlarda sivrisinek, yılan, akrep ve tarla fareleri gibi doÄŸadan gelebilecek her türlü tehlikelere açık olarak yaÅŸadıklarını, baÅŸta sıtma olmak üzere birçok salgın hastalığın da tehdidi altında bulunduklarını söyledi. Hastalanan tarım işçilerinin, sosyal güvenceden yoksun oldukları için ilkel tedavi yöntemlerine baÅŸvurduklarını vurgulayan Erol, ''Göçerler, hem geldikleri hem de geri dönecekleri yörelere hastalık taşıyorlar'' dedi. 5 MÄ°LYON GÃœNLÃœKLÃœKLE ÇALIÅžIYORLARErol, İç Anadolu ile DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu'daki evlerini bırakıp, buraya gelen işçilerin 1 günlük çalışma karşılığında aldıkları 5 milyon lira ile geçinmek zorunda kaldıklarını belirterek, şöyle devam etti: ''Mevsimlik işçilerin ücretleri her yıl Ziraat Odaları, Ä°ÅŸ Kurumu,Bölge Çalışma Müdürlüğü, Türk-Ä°ÅŸ ve Tarım-Ä°ÅŸ sendikaları temsilcilerinin katılımıyla Vali Yardımcısı baÅŸkanlığında yapılan toplantıda tespit edilir. Biz bu yıl, ücret tespitindeki adaletsizlikten dolayı toplantıyı terk ettik. Görüşlerimiz dikkate alınmadığı için bundan sonraki toplantılara da katılmama kararı aldık.Günde 7.5 saat çalışma üzerinden tespit edilen asgari ücret günlük 5 milyon 559 bin 667 liradır. Oysa tarım işçileri günde en az 11-12 saat çalışıyor. Bu nedenle 10 saat üzerinden yapılacak bir hesaplamada, bu işçilerin 8 milyon 44 bin lira, 12 saat karşılığında da 8 milyon 744 bin lira alması gerekir.''  Erol, sadece Çukurova'ya her yıl yaklaşık 120 bin kiÅŸinin çalışmak için geldiÄŸini, bu insanların, baÅŸta eÄŸitim ve saÄŸlık olmak üzere çeÅŸitli sorunlarının çözümünün, saÄŸlıklı toplum açısından büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.  Â