Cinsel şiddet gören kadınlar şikayetçi olmuyor
Güncelleme Tarihi:
ANKA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2006 15:46
Ankara'da yapılan bir araştırma, cinsel şiddete uğrayan kadınlara ilişkin çarpıcı rakamlar ortaya koydu. Cinsel Tıp Derneği'nin(CTD) yaklaşık 1000 kadın üzerinde yaptığı araştırma, cinsel şiddete uğrayan kadınların oranının yüzde 40, uğradığı şiddeti şikayet edenlerin oranının ise yüzde 27 olduğu sonucunu verdi.
CTD Başkanı Dr. Cem Keçe Ankaralı yaklaşık bin kadın üzerinde yaptıkları araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Araştırmada kadınların yüzde 45'inin fiziksel şiddete ve yüzde 40'a yakınının da cinsel şiddete maruz kaldıkları belirlendi. Araştırmaya göre, fiziksel şiddete maruz kalan kadınların yüzde yaklaşık yüzde 40'ı fiziksel şiddettin ardından cinsel şiddete de uğruyor.
Araştırma, kadınları istemediği cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, başka kişilerle cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel olarak kişiyi korkutan ve kıran davranışlarda bulunmak, sürekli kadınlığını aşağılamak, telefonla, mektupla veya sözlü olarak sürekli cinsel içerikli tacizlerde bulunmak, cinsel organlara zarar vermek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak gibi cinsel şiddet içeren eylemlerde artış olduğunu ortaya çıkardı.
YÜZDE 27'Sİ ŞİKAYET EDİYOR
Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 60'ının evli, yüzde 20'sinin boşanmış, yüzde 10'unun nikahsız birliktelik yaşayan ve yüzde 10'unun da bekar olduğu belirlenirken, cinsel şiddete uğrayan kadınların yalnızca yüzde 15'inin yaşadıklarına çare olarak mahkemeye, yüzde 12'sinin de karakola başvurduğunu söyledi. Buna göre yaşadığı cinsel şiddeti şikayet eden kadınların oranı yüzde 27'de kaldı.
CTD Başkanı Keçe, araştırma sonuçlarını değerlendirirken açıkladıkları oranların, "Toplum olarak bu konuların konuşulmasından bek hazzedilmediği" için tahmini olarak daha yüksek olduğunu kaydetti.
Keçe, kadınların çoğunun dayak, sövme, itip kalkma gibi fiziksel şiddet uygulamalarından sonra cinsel ilişki kurmaya zorlanma, ters ilişki, ensest ilişki, çocukların önünde cinsel ilişkiye zorlanma, aşırı cinsel ilişki kurma baskısı, oral ilişki ve çeşitli aletler kullanarak ilişkiye zorlama gibi cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etti. Keçe, "Direndiklerinde veya itiraz ettiklerindeyse tecavüze uğramaktadırlar" dedi.
"DIŞARIYA KARŞI MELEK"
"Cinsel şiddete uğrayan kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm olamama, ağrılı cinsel ilişki, korku, ürkeklik, içine kapanma, konuşurken gözle iletişim kuramama, çekingenlik, titreme krizleri, uykusuzluk, halsizlik, aşırı yorgunluk, kendini suçlama, sesli uyaranlara karşı aşırı tepki, bulantı, baş dönmesi, unutkanlık, çarpıntı, öfke patlamaları, umutsuzluk, çarpıntı, yalnız sokağa çıkamama, güvensizlik, yalnızlık, ağlama krizleri ve hayata karşı ümitsizlik sık görülmektedir" diyen Keçe, şiddet uygulayan erkeklerin yalnızca hasta ruhlu ve alkolik olduğunu düşünmemek gerektiğini söyledi.
Dr. Keçe, şiddet uygulayan erkeler arasında normal, sorunsuz davrananların çoğunlukta olduğunu belirtirken de, cinsel şiddet mağduru kadınların kocalarını "dışarıda melek" olarak tanımladıklarını aktardı.
"GİZLEMEYİN, PAYLAŞIN"
Keçe, kadınların yüzde 60'nın cinsel şiddetten sonra psikolojik ve tıbbi tedavi görmediklerini, utanarak ya da korkarak cinsel şiddeti gizli tutma eğiliminde olduklarını kaydetti.
Keçe, Cinsel şiddete maruz kalanlara, var olan durumu, kendilerini anlayacak ve destek verecek ve yardımcı olabilecek bir yakınına anlatması önerisinde bulundu ve "Polise başvurun, tıbbi ve psikolojik yardım alın ve durumunuzu tercihen bu konuda çalışan bir hukukçuya danışın" şeklinde seslendi.
Araştırma, kadınları istemediği cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, başka kişilerle cinsel ilişkiye zorlamak, cinsel olarak kişiyi korkutan ve kıran davranışlarda bulunmak, sürekli kadınlığını aşağılamak, telefonla, mektupla veya sözlü olarak sürekli cinsel içerikli tacizlerde bulunmak, cinsel organlara zarar vermek, namus ve töre nedeni ile baskı uygulamak gibi cinsel şiddet içeren eylemlerde artış olduğunu ortaya çıkardı.
YÜZDE 27'Sİ ŞİKAYET EDİYOR
Cinsel şiddete uğrayan kadınların yüzde 60'ının evli, yüzde 20'sinin boşanmış, yüzde 10'unun nikahsız birliktelik yaşayan ve yüzde 10'unun da bekar olduğu belirlenirken, cinsel şiddete uğrayan kadınların yalnızca yüzde 15'inin yaşadıklarına çare olarak mahkemeye, yüzde 12'sinin de karakola başvurduğunu söyledi. Buna göre yaşadığı cinsel şiddeti şikayet eden kadınların oranı yüzde 27'de kaldı.
CTD Başkanı Keçe, araştırma sonuçlarını değerlendirirken açıkladıkları oranların, "Toplum olarak bu konuların konuşulmasından bek hazzedilmediği" için tahmini olarak daha yüksek olduğunu kaydetti.
Keçe, kadınların çoğunun dayak, sövme, itip kalkma gibi fiziksel şiddet uygulamalarından sonra cinsel ilişki kurmaya zorlanma, ters ilişki, ensest ilişki, çocukların önünde cinsel ilişkiye zorlanma, aşırı cinsel ilişki kurma baskısı, oral ilişki ve çeşitli aletler kullanarak ilişkiye zorlama gibi cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etti. Keçe, "Direndiklerinde veya itiraz ettiklerindeyse tecavüze uğramaktadırlar" dedi.
"DIŞARIYA KARŞI MELEK"
"Cinsel şiddete uğrayan kadınlarda cinsel isteksizlik, orgazm olamama, ağrılı cinsel ilişki, korku, ürkeklik, içine kapanma, konuşurken gözle iletişim kuramama, çekingenlik, titreme krizleri, uykusuzluk, halsizlik, aşırı yorgunluk, kendini suçlama, sesli uyaranlara karşı aşırı tepki, bulantı, baş dönmesi, unutkanlık, çarpıntı, öfke patlamaları, umutsuzluk, çarpıntı, yalnız sokağa çıkamama, güvensizlik, yalnızlık, ağlama krizleri ve hayata karşı ümitsizlik sık görülmektedir" diyen Keçe, şiddet uygulayan erkeklerin yalnızca hasta ruhlu ve alkolik olduğunu düşünmemek gerektiğini söyledi.
Dr. Keçe, şiddet uygulayan erkeler arasında normal, sorunsuz davrananların çoğunlukta olduğunu belirtirken de, cinsel şiddet mağduru kadınların kocalarını "dışarıda melek" olarak tanımladıklarını aktardı.
"GİZLEMEYİN, PAYLAŞIN"
Keçe, kadınların yüzde 60'nın cinsel şiddetten sonra psikolojik ve tıbbi tedavi görmediklerini, utanarak ya da korkarak cinsel şiddeti gizli tutma eğiliminde olduklarını kaydetti.
Keçe, Cinsel şiddete maruz kalanlara, var olan durumu, kendilerini anlayacak ve destek verecek ve yardımcı olabilecek bir yakınına anlatması önerisinde bulundu ve "Polise başvurun, tıbbi ve psikolojik yardım alın ve durumunuzu tercihen bu konuda çalışan bir hukukçuya danışın" şeklinde seslendi.