CHP'li Haluk Koç: MİT içerisindeki bir ekibin açık tezgahı

Koç, düzenlediği basın toplantısında, bir kaç gündür havuz bataklığına mensup, sermayesi haram üzerine kurulu bir kaç medya organında; CHP kurumsal kimliği, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve milletvekillerine dönük akla ziyan senaryoların sergilendiğine tanık olduklarını söyledi.

Haramdan beslenip düzenlerini sürdürmeye çalışanların en alçak ve pespaye iftiralarla her yola başvurabileceklerini örnekleriyle koyduklarını iddia eden Koç, "Her kim ki bunların hırsızlıklarının, yolsuzluklarının, aldıkları rüşvetlerin, kapattıkları, peşkeş çektikleri arazilerin, ortada dönen tüm hukuksuzlukların üzerine gider; o kişiler mutlaka bir şekilde etkisizleştirilmelidir, bir şekilde susturulmalıdırlar. Dokunulmazlığı yoksa tezgah bir suçlama ile tutuklanıp hapse atılmalıdırlar. Sokakta ise gerekirse öldürülmelidirler, siyasette ise itibarsızlaştırılmalı, yalan ve dolan dolu, kendilerinin bile inanmadığı senaryolarla konu haleni getirilmeliler. Bu haram ve ahlaksız düzen her ne pahasına olursa olsun, mutlaka sürdürülmelidir" dedi.

Haluk Koç, bir çok kişinin ekmek parası uğruna bu basın organlarında görev yapmak zorunda olduğunu belirterek, "Ama Türk basınının da bir tarihi var ve Türk basının tarihinin en karanlık örnekleri önümüzde" diye konuştu. Koç, bu bir kaç gazetenin kendilerine aktarılan ve talimatla yayınladıkları haberlerle bu işin aracı haline getirildiğini ifade etti.

"Başbakan'ın bir ilgisi yok"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç, şöyle konuştu:
"Söyleyeceğim süreçlerle ilgili, şimdi ifade edeceğim süreçlerle ilgili Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu'nun bir ilgisinin bulunmadığını da ifade etmek istiyorum. MİT içinde bu işlere bulaşmayan, bulaştırılamayan namuslu, onurlu yurtsever MİT çalışanlarını bu söyleceklerimden ayırıyorum. Bu gazetelerde CHP'yi konu alan ve bazı CHP milletvekilleri tarafından gönderildiği ifade edilen Twitter'daki doğrudan mesajlar bir fabrikasyon ürünüdür ve en tepedeki zalimin emri ile oluşturulan MİT içerisindeki bir ekibin açık tezgahıdır. MİT içindeki bu ekip dört kişiden oluşuyor. İki kişi Stratejik Analiz Başkanlığı'nda diğer ikisi ise İstihbarata Karşı Koyma Başkanlığı'nda görevlendirilmişlerdir. Bunların hepsi psikolojik harekat konusunda da uzmandır.

Görev tevzii en tepeden yapılmaktadır, talimat en tepeden gelmektedir. Uzun zamandır MİT içerisinden CHP'nin paralel yapı ile tarif ettikleri yapı ile ilişkilendirmek için, istihbarat ve tezgah mühendisliğine soyunduklarını kamuoyuna ilan etmiştik. Sadece CHP değil, diğer muhalefet partilerinin de bu tezgahlara sokulması için çeşitli tezgahlar çevrildiğini işlediğini basın da işledi, yazdı, belgeledi. Bugün CHP etrafında ortaya koydukları, kustukları iftira ve yalanlar; bu merkezdeki ekip tarafından saraya sıkı sıkı bağlı, hukuk tanımazlığı ile ünlü bir bakanın onayından geçiyor. Ondan sonra en tepedeki muktedire sunuluyor, oluşturulan kara haberler haram medyasına talimatla yayınlatılıyor. Söylediklerim açık ve net, bu tezgahın nasıl kurulduğuna dair daire, kişi ve zinciri veriyorum. Biz bu dümenlerin nasıl çevrildiğini, hangi tezgahlardan geçirildiğini, buralarda kimlerin korktukları için, kimlerin gelecek beklentisi ile bu kirli işlere soyunduklarını net bir şekilde isim isim biliyoruz. Bu bilgiler bize de geliyor. Kimlerin CHP aleyhine oluşturulan bu aptalca planlarda rol aldığını, görevlendirildiğini çok iyi biliyoruz ve biz de izliyoruz."

Haluk Koç, CHP olarak bugün bile hesabını veremeyecekleri suçlamalara bulaşan bu kadroyu açıkca uyardığını söyleyerek, "MİT içinde yasadışı bu faaliyet odağı bundan sonra çok dikkatli davranmak zorunda" dedi.

MİT'in doğrudan Başbakanlık'a bağlı olduğunu belirten Koç, "Sayın Başbakan'ı da başka bir şekilde uyarmak istiyorum. Size bağlı olan bir kurum, özel bir ekip oluşturularak siyaset mühendisliğine soyunup tezgah içine girebiliyor. Sizin bu işlerle ilginiz olmadığını söyledim ama bu kurum size bağlı" diye konuştu.

"O kişi ve kişilere, Müslüman değil münafık derler"

Koç, bu kadronun tümünün vebal altında olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yaptıklarının altından kalkamayacakları kadar ağır bir karşılığı vardır. Ahlak, fazilet, sorumluluk, inanç dünyasının bunlara öğütlediği doğruluk, hak, hukuk, adalet kavramlarının hepsini, bir grup hırsızın iktidarını sürdürmek uğruna teslim edenlere sesleniyorum. MİT içindeki bu gruba ve ayakçılık yapan gazete sorumlularına da sesleniyorum. Onurları ile yaşamış, bugünkü firavun diktatörlüğüne karşı direnen, bu ülkenin namuslu insanlarına karşı yürüttüğünüz bu kara çalma kampanyasından utanmıyor musunuz? Bu devlet size maaş veriyor. Adınızın önüne milli eki koymuş çalıştığınız kurumda. Türkiye'nin iç ve dış güvenliğinden sorumlusunuz. Bir muktedirin iktidar hırsı uğruna - Türkiye'de neler oluyor, bitiyor belli değil - asıl görevinizi bırakmışsınız, nelerle uğraşıyorsunuz. Yarın işlediğiniz bu suçların, ahlaksızlıkların hesabını, isim isim birebir vereceğinizin hala farkında değilsiniz. İlelebet bu düzen gidecek diye düşünüyorsunuz. Bu medya organları, haziran 2013'te, bu ülkeyi birbirine düşürmek için Kabataş yalanı senaryosunu pazarlamadı mı?

Yalan, gıybet, iftira, tezgah gerçekten inanan bir Müslüman'ın rehberi olabilir mi? O kişi ve kişilere, Müslüman değil münafık derler. Tam da bu tanım içindesiniz. CHP parti tüzel kişiliği ve çevrilen yalanlarda isimleri üzerinde kampanya yürütülen tüm milletvekillerimiz bugün itibariyle yasal yollardan bu pislikte rolü olanlar hakkında hukuk girişimini başlatmışlardır. Türkiye'yi ve geleceğini, gerektiğinde her hukuksuzluğa başvurabilecek bu gözü dönmüş çeteden arındırmak için gücümüzün son noktasına kadar demokrasi mücadelesini sürdüreceğiz. Şu anda hukukçularımız bütün bu sorumlular, iftira ve hakarette bulunanlar, tezgahlayanlar ve bunları yayanlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyorlar. Savcılığın vereceği karara göre asliye ceza mahkemesine başka bir başvurumuz olacak. Ayrıca asliye hukuk mahkemesinde de manevi tazminat davası yönündeki davalarımızı ayrıca açacağız."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç, "Suç duyurusu MİT mensuplarını da kapsıyor mu?" sorusuna, "Göreceksiniz. Ben net bir şekilde söyledim. Herkes ayağını denk alsın, Türkiye kimsenin babasının çiftliği değil. Türkiye, hiç kimsenin hukuksuzluğuna, devletin en önemli kurumlarını alet ederek iktidar hırsını sonsuza kadar sürdürmek için her alanı kullanabileceği bir ülke değil" yanıtını verdi.