ÇHD: F tipi askıya alınsın
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2000 00:00
Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi, cezaevlerindeki süren ölüm oruçlarının durdurulabilmesi için F tipi projesinin askıya alınması çağrısı yaptı. ÇHD'den yapılan açıklamada, ölümlerin ancak bu yolla engelenebileceği savunuldu. Taleplerin haklı ya da haksız olduğunu tartışmak için artık zaman kalmadığı belirtilen açıklamada, devletin ölümleri engellemek için seçeneği olduğu kaydedildi.
Derneğin Ankara Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada, ''F tipi cezaevlerinin yapımının durdurulması, DGM'lerin kapatılması, 3'lü protokolün yürürlükten kaldırılması ile Ulucanlar ve diğer cezaevlerindeki olayların sorumlularının yargılanması'' talebiyle bazı cezaevlerinde başlayan ''ölüm orucuna'' yaklaşık 200 tutuklu ve hükümlünün devam ettiği hatırlatıldı.
Konuya duyarlı parti, sendika, demokratik kitle örgütleri, hukukçu, doktor, aydın ve sanatçıların tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığı belirtilen açıklamada, ''Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere yetkililer, cezaevlerinde ölümü bekleyen tutuklu ve hükümlüler ile yürekleri yaralı yakınlarının çığlıklarına kulaklarını kapatmış, inanılmaz bir aymazlık içinde toplu ölümleri beklemektedir'' iddiasında bulunuldu.
''Ölümleri engellemek için devletin seçenekleri bulunduğu'' ifade edilen açıklamada, barolar, tabip odaları, Çağdaş Hukukçular Derneği ve İnsan Hakları Derneği ile tutuklu ve hükümlü yakınları temsilcilerinin yer alacağı ve bunların ceza infaz sisteminde söz sahibi olacakları bir örgütlenme modelinin düşünülmesi ve tartışmaya açılması istendi.
Açıklamada, ''Tutuklu ve hükümlülerin taleplerinin haklı ve demokratik hukuk düzeninin mutlak gereği olduğunu düşünmekle birlikte, artık tutuklu ve hükümlü taleplerinin haklılığını haksızlığını tartışmak zamanı olmadığı inancındayız. Ölümler, toplumda kin ve nefretin artmasından başka bir sonuç doğurmayacaktır'' denildi.
Derneğin Ankara Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada, ''F tipi cezaevlerinin yapımının durdurulması, DGM'lerin kapatılması, 3'lü protokolün yürürlükten kaldırılması ile Ulucanlar ve diğer cezaevlerindeki olayların sorumlularının yargılanması'' talebiyle bazı cezaevlerinde başlayan ''ölüm orucuna'' yaklaşık 200 tutuklu ve hükümlünün devam ettiği hatırlatıldı.
Konuya duyarlı parti, sendika, demokratik kitle örgütleri, hukukçu, doktor, aydın ve sanatçıların tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığı belirtilen açıklamada, ''Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere yetkililer, cezaevlerinde ölümü bekleyen tutuklu ve hükümlüler ile yürekleri yaralı yakınlarının çığlıklarına kulaklarını kapatmış, inanılmaz bir aymazlık içinde toplu ölümleri beklemektedir'' iddiasında bulunuldu.
''Ölümleri engellemek için devletin seçenekleri bulunduğu'' ifade edilen açıklamada, barolar, tabip odaları, Çağdaş Hukukçular Derneği ve İnsan Hakları Derneği ile tutuklu ve hükümlü yakınları temsilcilerinin yer alacağı ve bunların ceza infaz sisteminde söz sahibi olacakları bir örgütlenme modelinin düşünülmesi ve tartışmaya açılması istendi.
Açıklamada, ''Tutuklu ve hükümlülerin taleplerinin haklı ve demokratik hukuk düzeninin mutlak gereği olduğunu düşünmekle birlikte, artık tutuklu ve hükümlü taleplerinin haklılığını haksızlığını tartışmak zamanı olmadığı inancındayız. Ölümler, toplumda kin ve nefretin artmasından başka bir sonuç doğurmayacaktır'' denildi.