Cebimizdeki kütüphane

Güncelleme Tarihi:

Cebimizdeki kütüphane
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2005 00:00

Yayıncılığımızda ‘Cep’ sözünü ilk kullanan, Türk Dil Kurumu’dur. İki sözlüğün birinin kapağında Türkçeden Osmanlıcaya Cep Kılavuzu yazılı. Diğerinde Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu .Basım yeri ve tarihi: 1935 İstanbul Devlet Basımevi.Sözlükler, Türkçe’nin geçirdiği sadeleşme evrelerini göstermesi açısından da ilgi çekici. Dilde arılaşma 1932 yılında başlatıldığına göre, herkes cebinde bunu taşıyabilsin diye böyle yapılmış.Daha sonraki cep kitaplarını yayınlayan Tan Evi, Tan gazetesinin bir yan kuruluşu. Kapağında Cep Kitapları Serisi 1939, Neşreden: Sabiha Zekeriya Sertel yazılı. Kitapların çevirmenleri arasında Halikarnas Balıkçısı, Ömer Rıza Doğrul gibi tanınmış adlar var.1940’lardan sonra okurlara edebi eserleri sunan Varlık Cep Kitapları yayınlanmaya başlıyor.Sabiha Zekeriya Sertel’in dizisi 10 kuruş, Varlık’ınki ise 1 lira.Geçen yıllarda K Kitaplığı, İş Bankası, Aperitif Kitaplar, Gendaş Kültür küçük kitaplar yayınladı.Can Yayınları’nın 10 kitapla başlattığı Can Cep dizisi boyut olarak hepsinden küçük, batı ölçütlerine daha yakın.58 ile 80 sayfa arasındaki sayfa sayısıyla, cebinizde taşıyarak, Türk ve dünya edebiyatının önemli yazarlarının yapıtlarını okuyabilirsiniz.Kitapların boyutu 10x15 cm.Cebinize koyabilir; yolda, birini beklerken bir kitabı bitirebilirsiniz.Usta yazarlardan, şairlerden kısa bir bölüm de olsa, size kısa zamanda, az sayfayla edebiyat zevkini verecektir.Bugünün okuru, teláşlı yaşamının uzun bir süresini sokakta, otobüste, otomobilde geçiriyor. Gördüğüm kadarıyla eski babayani çantaların yerini küçük çantalar aldı, bunlar da deri değil. Böylece kitapların boyutunun küçülmesi de olağan bir sonuç.Hiç kuşkusuz benim beklediğim bu dizi tamamlandığında, Türk ve dünya edebiyatından seçkin eserlerinden oluşan bir kitaplığa kavuşacağız.İlk 10 kitabın seçimine, çevirilerine baktığımda, okura salık verilecek nitelikleri taşıdığı kanısına vardım.Artık edebiyatı ceplerinizde taşıyabileceksiniz.Sayfamızda bu kitapların içeriği konusunda da bilgi bulacaksınız.Böylece biçimden öte içerik değerini de öğrenebileceksiniz.Artık her an cebinizde bir kitap var.(Can Cep Kitapları, tanesi 3 YTL ) İlk 10 kitap3 SAF BİR YÜREK (Gustav Flaubert, Çeviren: Samih Rifat) Önsöz’de yazarın bizzat kendisinin de belirttiği üzere, ‘Saf Bir yüreğin öyküsü sıradan bir yaşamın, bağlandığına coşkudan uzak bir biçimde bağlanan, taze ekmek gibi yumuşak, dindar ve yoksul bir köylü kadının öyküsüdür. Birbiri ardına adamı, hanımını, çocuklarını ve papağanı sırasıyla sever, papağanı ölünce onu doldurtur. Öykü alaycı gibi görünse de değil, tam tersine çok ciddi ve acıklı.’ Öyküde çalıştığı eve sadakatle bağlı ve marazi derecede sevebilen bir hizmetçinin Felicite’nin yaşadıkları anlatılmaktadır. Felicite’nin en sonunda bütün sevgisini verdiği papağanı Loulou’ya olan bağlılığı ve öldükten sonra bile doldurtarak Kutsal Ruh’u onda araması ifade edilir. Yazarın da bu öyküyü kaleme alırken gerçek bir doldurulmuş papağanı yanında bulundurduğunu da -en azından çalışma sistemi açısından- belirtmekte fayda var.3 GÜZEL ELENİ (Ahmet Rasim) Güzel Eleni, Ahmet Rasim’in ilk olarak 1900 senesinde yayınlanmış bir öyküsü. Zamanın İstanbul’unda, Beyoğlu-Galata çevresinde yaşayan bir kadının hayatının anlatıldığı öyküde Rasim’in kullandığı üslup ve anlatımdaki başarısı ile olaylar adeta günümüz İstanbul’unun sokaklarında yaşanıyormuş izlenimi veriyor. Galata çevresinde sefil bir hayat süren Eleni ve arkadaşının hayatının anlatıldığı öykü, sonu ölümle biten hüzünlü bir aşk öyküsü olarak adlandırılabileceği gibi, İstanbul sokaklarında yaşanan bir olayın anlatımı olarak da değerlendirilebilir.3 UYSAL KIZ (Dostoyevski, Çeviren: Mehmet Özgül) Dostoyevski, bu uzun öyküsünde, gerçek bir olaydan yola çıkarak, tamamen düşsel boyutlara varan bir öykü anlatıyor. Karısı birkaç saat önce intihar etmiş bir adam anlatılır. Evinde bir odadan diğerine dolaşarak olup biteni anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Aynı zamanda kendi kendine konuşan, bir çeşit ruh hastası olan adam, başına gelen bu olayı açıklığa kavuşturmak için çabalar. En sonunda da durumu aydınlatır ve düşüncelerini belli bir noktada toparlamayı başarır. Öykü boyunca karısı ölen adamın düşünceleri içinde dolaşırız. 3 BİR KÖPEĞİN ARAŞTIRMALARI (Franz Kafka, Çeviren: Mehmet H. Doğan) Yapıtlarında insanların korku ve kaygılarını, yalnızlığını, kendisine ve topluma olan yabancılaşmasını, çevresiyle olan iletişimsizliğini anlatan Kafka, Bir Köpeğin Araştırmaları’nda da gene aynı temaları işliyor. Ölümünden iki yıl önce kaleme aldığı eserde Kafka, yığınlar arasında yaşayan ve türdeşi olmasına rağmen kendisini bu yığından farklı değerlendiren bir köpeği anlatıyor. Zira köpek uzun süre insanlar arasında kaldığı için gerçek köpeklere yabancılaşmış ve kendisiyle diğerleri arasında görünüş haricindeki her şeyde önemli farklar olduğunu düşünür. Çevresiyle bir türlü aynı dili konuşamayan, onlarla olan ilişkilerinde sorunlar yaşayan ve kolektif olma özelliğini yitirerek kıyıda kalmış bireylerin öyküsü olarak da değerlendirilebilir.3 AURA (Carlos Fuentes, Çeviren: Müntekim Ökmen) İşsiz ve entelektüel bir genç adam, Felipe Montero sürekli iş aramaktadır ve en sonunda bulur. Yaşlı bir dul, artık hayatta olmayan kocasının günlüklerine çekidüzen verecek ve onları yayına hazır hale getirecek birisini aramaktadır. İşi kabul eden Montero ile yaşlı dulun bakıcısı Aura arasında karşı konulmaz ve tutkulu bir ilişki oluşur. Felipe günlük üzerinde çalışırken evde de gerçeküstü olaylar meydana gelmeye başlar. Felipe, bazı yaşadığı olaylar ile Aura ve yaşlı dul arasında bağlantı kurmaya başlar ve iş garip bir hal alır. Gerçek ile fanteziyi bir arada barındıran bir gerilim hikáyesi.3 NEVA CADDESİ (Nikolay Gogol, Çeviren: Mehmet Özgül) Neva Caddesi’nde yetenekli ve genç bir ressam, çok güzel bir kadına áşık olmuştur. Genç ressam Piskarev’in, bir diğer özelliği de fazlasıyla hayalci olmasıdır. Kadına duyduğu aşk dolayısıyla birbirinden zengin hayalleri düşleyen genç, áşık olduğu kadının bir fahişe olduğunu öğrenince hayalleri yıkılır ve intihar eder. Palto, Bir Delinin Güncesi gibi başyapıtlara imza atmış olan Gogol, gene basit bir konudan olağanüstü bir eser çıkarmasını bilmiş. Neva Caddesi öyküsündeki başkent Petersburg, Neva Caddesi ve buradaki insanların anlatımındaki ustalığı belirtmeye Gogol için gerek yok sanırım.3 BİNBİR GECE MASALLARI (Richard F. Burton, Çeviren: Hasan Fehmi Nemli) Binbir Gece Masalları’nın ne olduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Özetleyecek olursak, eski karısının kendisini aldatmasından sonra, kadınlardan nefret eden Sultan Şehriyar her gün yeni bir kadınla evlenir ve onları gecesinde öldürür, ta ki Şehrazad’la evlenene kadar. Şehrazad, hem kendi hayatını, hem kız kardeşinin ve diğer bütün kadınların hayatını kurtarmak için Şehriyar’a sonunu bir gün sonraya bıraktığı ve asla bitmeyen masallar anlatır. Bu masallar o kadar büyüleyici ve merak uyandırıcıdır ki Şehriyar en sonunda bu kıyıma son verir. 3 ASLAN ASKER ŞVAYK (Yaroslav Haşek, Çevirem: Celál Üster) Edebiyat ve tiyatro dünyasından belki de en tanınmış kahramanlardan birisi Şvayk. Çek yazar Haşek, 1. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra kaleme aldığı romanda, savaşı, tüm saçmalıkları ve acımasız taraflarıyla beraber yerden yere vuran bir başyapıt. Sahnelere de uyarlanan Şvayk’taki muazzam mizah insanların ölümüne sebep olan savaşın nasıl alaya alınacağının en güzel örneğini sunuyor.3 FERNANDO PESSOA’NIN SON ÜÇ GÜNÜ (Antonio Tabucci, Çeviren: Münir H. Göle) Fernando Pessoa, 30 Kasım 1935’te Lizbon’da Sao Luis dos Franceses Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu. Tabucci ise, yazdıklarıyla dünya edebiyat tarihinde ayrı bir yeri olan Pessoa’nın son üç gününü kaleme alıyor eserde. Pessoa’yı hastanede ziyarete gelen ‘kimlik’ ve ‘kişiliklerini’ anlatıyor. Tabucci kitabında, 20. yüzyılın büyük yazarlarından birini uğurlarken onun düşsel yaşamöyküsünü de dile getiriyor. 3 BİNBİR HECE (Ferit Edgü) Binbir Hece, Ferit Edgü’nün çeşitli zamanlarda yazdığı 60 öyküden oluşuyor. 60 kısa, hatta çok kısa öykü kitaptakiler. Kimi zaman bir sayfalık, kimi zaman iki cümlelik öyküler. Laforizma kıvamında ve şiire dayanan yoğunlukta öyküler. Yaşamın en yoğun anlarından birer parçanın kaleme alınması. DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİIssız Çığlık Sabri Altınel AdamSevdalı Tutsak Jean Genet AyrıntıMevsimsiz Bir Şair Özdemir İnce Celal Soycan DünyaSeçme Öyküler Ömer Seyfettin AltınYanlış Rehine John T. Parker Doğan
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!