Çare darbe değil, halkın sağduyusu

Güncelleme Tarihi:

Çare darbe değil, halkın sağduyusu
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2005 17:12

CHP Lideri Baykal, AKP'nin anayasal, laik, demokratik cumhuriyet düzenini tahrip ettiğini savundu. Rejimin tehlikede olduğunu belirten Baykal, "Artık asker, darbe çare değil. Halkımızın, milletimizin sağduyusu, Cumhuriyet, Atatürk sevgisi, demokrasi aşkı" diye konuştu.

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ”Artık asker, darbe çare değil. Halkımızın, milletimizin sağduyusu, Cumhuriyet, Atatürk sevgisi, demokrasi aşkı... Başka çare yok... İyiki de yok” dedi.  Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin temel yapısı, istikrarı ve barışının tehlikeye girmesi durumunda, bunu düzeltmenin zor olacağını söyledi.

AKP'nin ülkenin temel yapısına ağır tahribatlar yaptığını öne süren Baykal, “Laik, demokratik cumhuriyet ve anayasal düzen ciddi tehlike altındadır. AKP'nin (değiştik) söylemleri inandırıcı değildir. AKP, anayasal, laik, demokratik cumhuriyet düzenini tahrip etmekten kaçınmalıdır. Düzeni, daha dini temellerde yeniden şekillendirmek istemektedir” dedi.

AKP'nin üniversiteleri, yargıyı ele geçirmeye çalıştığını savunan Baykal, AK'nin, bunlarla uğraşmak yerine partisinin, ”Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan Adalet Bakanı ve müsteşarın çekilmesi talebini” dikkate almasını istedi. Deniz Baykal, TRT'nin, Medeni Kanun'un en önemli maddelerine karşı propaganda yapar hale geldiğini savunarak, şöyle konuştu:

“Bu da mı tesadüf. Bunlar, hep belli bir yaşantının temellerini oluşturma hazırlıklarıdır. Bu planlı bir çabadır. Üniversitedeki türban kavgasının altında bu yatıyor. AKP iktidarının Türkiye'ye ne gibi sonuçlar yaratacağını tasavvuf bile etmek istemiyorum. Bu anlayışın bir an için Çankaya'da bulunduğunu düşünün, bir an için, YÖK'ü ve üniversiteleri tayin ettiğini düşünün. Ben burada halkı göreve çağırıyorum. Artık asker çare değil, artık darbe çare değil. Halkımızın, milletimizin sağduyusu, Cumhuriyet, Atatürk sevgisi, demokrasi aşkı... Başka çare yok, başka çare yok... İyiki de yok...” CHP'li milletvekilleri, Baykal'ın bu sözlerini, ayakta alkışladı.

YAPMAK İSTEDİKLERİNİN ASLINI BİLİYORUZ

AKP'nin, “halkın çoğunluğunun, Cumhuriyet'e karşı ve laik olmadığını” düşünmeleri halinde, gizledikleri bu amaçlarını açığa çıkartıp gündemlerinin birinci sırasına alacaklarını iddia eden Baykal, “Burada her zaman olduğu gibi aldatmaca yapıyorlar. O Başbakanlık Müsteşarı, Türkiye'ye yakışmıyor. Başbakan, istediği kadar, gömleği, kravatıyla, batılı dostlarıyla görüşmeler yaparak, görüntü vermeye çalışsın. Ama biz, yapmak istediklerinin aslını biliyoruz” diye konuştu. Geçmiş yıllarda Türkiye'de ve Avrupa'da 4 yılda bir seçim yapıldığını hatırlatan Baykal, 2006 yılının, Türkiye için seçim yılı olması gerektiğini söyledi.

GİDERAYAK BELİRLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR

İktidarın, Anayasa değişikliği yapmak isterken, CHP'ye, “Gelin Parlamento'nun görev süresini 4 yılla kısıtlayalım” dediğini ifade eden Baykal, “Niye bu defa 5 yıl diyorsun? Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimini bu arada çıkarmak istiyorsun. Giderayak, milletin 7 yıllık geleceğine yönelik bir makamı belirleme inadı doğru değildir. Bunu niye istiyor? Çünkü kendince, üniversitedeki türban meselesini, Kuran kurslarını çözecek. Ancak bunları gizlice yapıyor. Açık açık söyle ne istediğini...” diye konuştu.
Deniz Baykal, gelecek seçimin, bir partinin gidip, başka bir partinin geleceği sıradan bir seçim olmayacağını, laik Cumhuriyet'in kendisini savunacağı bir seçim olacağını ifade etti.
Türkiye'nin 1950'den sonra, ikinci bir sınavla karşı karşıya bulunduğunu belirten Baykal, “Cumhuriyet'i sıkıntıya sokabilecek bu iktidarı, eğer Türk halkı oylarıyla sandıkta değiştirmeyi başarırsa, o zaman Türkiye'de gerçek bir demokrasi var demektir” dedi.

TBMM'NİN KARARI GEREKMEKTEDİR

Haberin Devamı

Baykal, Türkiye'de terörün 3 yıl aradan sonra ciddi bir tehlike haline geldiğini de savundu.
Bağdat'ta, terör örgütü PKK'nın büro açıp, sözde bayrağını dalgalandırdığını dile getiren Baykal, hükümetin “bilinçsizliği ve duyarsızlığı” sonucu ülkenin tekrar terörle tehlikeli bir ortama sürüklendiğini ileri sürdü.
Deniz Baykal, İncirlik'teki yabancı asker varlığının, sadece bir kararnameyle meşrulaştırılmasının yanlış olduğunu savunarak, şöyle devam etti:

“Hükümet, İncirlik'teki askeri varlığın, BM Güvenlik Konseyi kararına dayandığını söylüyor. Ancak, BM Güvenlik Konseyi'nin kararı, dış konularla ilgilidir. Oradaki olay ise bir iç konu olduğu için, burada Meclis'in kararı gerekmektedir. İncirlik'teki askeri varlığın, bir kararnameyle yapılmaya çalışılması sakıncalar doğurur. Haziran ayında bitecek bu kararnamenin, Meclis'te kabul edilecek bir anlaşmaya dönüştürülmesi gerekmektedir.”
Baykal, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun, Malatya Çocuk Yuvası'nda yaşanan olayın ardından yaptığı “yurtlarda muhbirim var” açıklamasının, bu konulara ne kadar uzak olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.
“Muhbiri kime karşı kullanıyorsun? Kendin atadığın kişilere karşı” diyen Baykal, Çubukçu'nun, istifa etmesini istedi.
SHÇEK Genel Müdür Vekili İsmail Barış'a, Mustafa Kemal olan adını değiştirdiği için teşekkür eden Baykal, “İyi ki ismini değiştirmiş. Böylece Mustafa Kemal adına ne kadar uzak olduğunu ortaya koymuştur” dedi.

DOKUNULMAZLIK HATIRLATMASI

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, milletvekilliği dokunulmazlıklarının kaldırılmamasını eleştirdi. AKP'nin, 3 Kasım seçimlerinden önce, dokunulmazlıkların kaldırılması için söz verdiğini kaydeden Baykal, 70 milyonun da buna tanık olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Baykal, Sezer'in de görevinin gereğini yaparak, dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiğini söylediğini anımsattı ve “Birisi kalkıp, 'Sayın Cumhurbaşkanı yemezler' diyor. Kendini bilen biri, ülkesinin onurunu temsil eden bir kişiye bu üslupla konuşmaz. Sen kim oluyorsun böyle saldırıyorsun?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı'nın, “zarif” olduğunu, “Ayıp oluyor, saygınızı yitiriyorsunuz” demediğini ifade eden Baykal, “Cumhurbaşkanı'na, 'Bunu kaldıralım' diyenler tepki gösteriyorlar. 'Kaldıralım' dedikten 3 yıl sonra, Cumhurbaşkanı'na 'Yemezler' diyorlar. 70 milyona nasıl yedirmeye kalkıyorsunuz. Seçimlerde 70 milyona yedirmeye kalkıyorsun. Sen yedirdiğini zannediyorsan ama senin burnundan fitil fitil getirilecek” diye konuştu.

Haberin Devamı

Baykal, dokunulmazlıkların kaldırılmamasının altında korku yattığını savunarak, asıl yanlışın, Türkiye'yi, “dokunulmazlıklara ihtiyacı olanların yönetmesi” olduğunu söyledi.

“ÇİFTÇİ, AK PARTİ'YE YAPTIKLARININ HESABINI SORACAK”

 

Deniz Baykal, 4 yılda seçimler yapılırken, 3 yılın, iktidarın kimliğinin ortaya çıkması için yeterli bir süre olduğunu belirterek, iktidarın, seçim öncesi, “yoksulluk ve yolsuzluğu yeneceğiz” sözü verdiğine işaret etti.

  

Pek çok üründe kotanın kalkmadığını ifade eden Baykal, iktidarın, çiftçiye, “size verdiğim şu vaatleri tuttum” şeklinde bir iddiasının olamayacağını ileri sürdü.

Haberin Devamı

  

Çiftçinin sıkıntı ile baş başa bırakıldığını kaydeden Baykal, iktidarın, bu sıkıntıların cevabını sandıkta alacağını, çiftçinin, AKP'ye hesap soracağını söyledi.

  

MASA BAŞI DEĞERLENDİRMELER

  

Baykal, 3 yıl içinde sabit gelirlinin, gelir kaybına uğradığını kaydederek, “Masa başında DİE'nin yaptığı değerlendirmelerin, gerçekleri ortaya koyduğunu söylemek mümkün değil” dedi.

  

SSK açıklarının, bu iktidar döneminde en yüksek düzeye çıktığını öne süren Baykal, bunun nedenlerinin, prim affı çıkarılması, prim tahsilatı yapmanın önemsenmemesi olduğunu savundu. Baykal, açıkların 2003 yılında 3.1 katrilyon lira, 2004'de 5.7 katrilyon lira olduğunu, bu yıl da 8.3 katrilyon lira öngörüldüğünü ifade ederek, “Amaç belki de sosyal güvenlik sistemini piyasalaştırmak, sosyal devleti ortadan kaldırmak. Bu doğrultuda yürüyorlar” diye konuştu.

Haberin Devamı

  

AKP iktidarı döneminde, asgari ücretin, azami ücret haline geldiğini, dudak bükülen değil, aranan, özlenen ücret olduğunu savunan Baykal, yüz binlerce insanın, asgari ücretin altında çalıştığını iddia etti.

  

CHP lideri Baykal, 900 bin kişinin açlık, 20 milyon kişinin yoksulluk sınırı altındayaşadığını, 11 milyon kişinin işsiz olduğunu ifade ederek, 3 yıllık AKP iktidarı dönemindeki tablonun bu olduğunu savundu.

  

“EKONOMİ AÇIK VERİYOR, KANIYOR”

  

Baykal, Türk ekonomisinin açık verdiğini, kanadığını ancak kan bulduğunu ifade ederek, iktidarın, borçlanarak kan aldığını, aksi halde istikrarın bozulacağını öne sürdü. Cari ve dış ticaret açıklarının arttığını belirten Baykal, ekonomiye pembe rengi, kur dayanağı ve sıcak paranın verdiğini söyledi.

  

Bu dönemde yolsuzluk terminolojisi yaratılmaya başlandığını öne süren Baykal, “Ofer-Maliye Bakanı neyi ifade ediyor? Dünyanın hangi ülkesinde, kendisi için defalarca af çıkan Maliye Bakanı var. Türkiye'de...” dedi.

Baykal, yargının ağır kuşatma ve baskı altında olduğunu da ileri sürdü.CHP Genel Başkanı, “AKP iktidarı, yoksullukla mücadeleyi bırakın, yolsuzluk karşısında da teslim olmuştur” dedi.


FRANSA'DAKİ OLAYLAR

CHP lideri Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Fransa'daki olayları, “türbanı kabul etmezsen, işte böyle olur” şeklinde değerlendirmesinin, Erdoğan'ın olayları, “ne kadar sığ ve yüzeysel bir şekilde izlediğinin göstergesi” olduğunu öne sürdü.
Başbakan Erdoğan'ın bu açıklamasının, Türkiye-AB ilişkilerinde de sıkıntılar yaratabileceğini ileri süren Baykal, “Maalesef Başbakan, her türlü olayı kendi saplantıları için kullanmaktadır” dedi.
Deniz Baykal, iki gün sonra yüce önder Atatürk'ün ölüm yıldönümü olduğunu anımsatarak, Atatürk'ün 20. ve 21. yüzyılların unutamayacağı, saygın, çok özel ve sıradışı bir devlet adamı olduğunu dile getirdi.
Atatürk'ün, Türkiye Cumhuriyeti ve CHP gibi iki büyük eser ortaya koyduğunu belirten Baykal, bu iki eserin de birbiriyle kaynaşmış, saygın eserler olduğunu vurguladı.
Baykal, Türkiye'ye yönelik hesapları olanların ilk hedef olarak Atatürk'ü seçmelerinin hiç şaşırtıcı olmadığını ifade ederek, Atatürk'ün bu milletin çocuğu olduğunu, bu milletin de Atatürk'ü yaşatacağını sözlerine ekledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!