‘Çapulcu’ tetikledi

BAŞBAKAN YAPSAYDI
“Sayın cumhurbaşkanının gösteriler başlamasından bu yana ikinci açıklaması. Sağduyu çağrısı yaptı, çok olumlu. Sayın cumhurbaşkanından beklenen bu sağduyu çağrısıdır. İyi niyetli mesajların alındığını, günü geldiğinde gereğinin yapılacağını söylemekte. Demokrasinin 4 yılda bir sandığa gitmekle sınırlı olmadığını anımsatıyor. Bunlar çok önemli ifadeler, notlar. Ancak bu notu bilmeyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın cumhurbaşkanından önce bu çağrıyı sayın başbakan yapmalıydı. Başbakanın boşluğunu cumhurbaşkanı dolduruyor.

Başbakan, partisine oy veren vatandaşları çatışma sürecine sokmak istiyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Eminim o oy veren vatandaşlarımız bunu görüyor. Göstericiler arasında AKP’ye oy verenler de var. Sayın cumhurbaşkanı gerekli mesajları çıkardıklarını söylüyor, umarım başbakan da o gerekli mesajları çıkarmıştır.

Sayın başbakanın gösterilerden hemen sonraki gün yaptığı ilk açıklama üzerine umutlandım, gösterilere son verilmesi ricası yapmasını çok makul buldum. Ama sonra göstericiler için ‘çapulcu’ demesi önceki akşamki olaylara neden olmuş, tetiklemiştir. Başbakan bu tür söylemlerden derhal uzaklaşmalı. Yurtdışına gitmesi tansiyonu düşürmesi açısından çok yararlı olur umarım. Orada daha kapsayıcı, kucaklayıcı mesajlar verir.

Polis, yasalar çerçevesinde kalmalı, karşı tarafı ajite edici tavırlardan kaçınmalı. Gösteri yapanların kendi çocukları, kendi vatandaşları, kardeşleri olduğunu asla unutmamalı.

ETRAFI UYARSIN

Türkiye’de demokrasiden uzaklaşmaya, tek adamlığa doğru gelişen diktaya giden bir süreç var. Ülkede yaşayan herkese müdahale hakkını kendinde gören bir başbakan var. Bunda başbakan kadar etrafındakilerin de sorumluğu bulunmakta. Onlar başbakanı uyarmak durumunda. Son bir haftada yaşananlarda temel aktörü gençler oluşturuyor. Taksim’de gördüğüm budur, yüzde 80 gençler vardı orada. ‘Özgürlük’ diyorlar, ‘özgürlük’ haykırıyorlar. Gençlerin ve halkın bu yöndeki taleplerine hiçbir lider, hiçbir parti kulak tıkayamaz.

Başbakan kendisini aynı zamanda İstanbul Belediye Başkanı gibi görüyor. Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile başbakanın söyledikleri arasında 180 derece fark var. Taksim’de gösteri yapanlar, ertesi gün orada temizlik yaptı. Vatandaş onlara süt verdi, yiyecek verdi. Başbakan bunlardan ders almalı. Olayların büyümesine yol açan polisin orantısız güç kullanmasıdır, ancak o son noktadır. Bunun altında yatan temel neden vatandaşın özgürlük alanının aşama aşama kısıldığı yönündeki inancıdır.”

ÖZÜR DİLEMESİ GEREK
Başbakan’ın çıkıp halktan özür dilemesi gerekiyor, bunu istiyorum, talep ediyorum. Özür dilediği andan itibaren umuyorum olaylar bitmiş olur. Biz kamu malına zarar veren eylemi asla tasvip etmiyoruz, şiddete dönüşmemeli hiçbir eylem. Aksi halde demokratik olmaktan çıkar. Kişilerin talepleri olabilir ama şiddet olması, kamu malına zarar verilmesi bizim kabul edeceğimiz bir durum değildir, doğru da bulmayız.