Güncelleme Tarihi:
Candan, TBMM`de düzenlediği basın toplantısında, Hükümet`in uygulamalarını ve IMF`ye taahhütte bulunulmasını eleştirdi.
Başbakan Bülent Ecevit`in ABD ziyareti öncesinde bazı yasa tasarılarının Meclis`ten geçirilmek istendiğini hatırlatan Candan, bu tasarıların ``Yeni yılda yeni kurtarma operasyonları`` anlamına geldiğini öne sürdü.
NİYET MEKTUBU YÜZ KARASI
Candan, IMF`ye verilen niyet mektubunu ``tam bir yüzkarası`` diye nitelendirerek, ``Para istemenin de bir usulü olması gerekir. Bu metindikkatli incelendiği zaman bir Bakanlar Kurulu`na bir de TBMM`ye talimat niteliği taşımaktadır`` şeklinde konuştu. Candan, şunları kaydetti:
``IMF`ye verilen mektupla Meclis`e sevk edilen tasarıların eşgüdümhalinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu mektup IMF`ye veriliyor, bilgi içinde Hükümet`e gönderilmiş. Mektupta verilmedik taahhüt kalmamış. Bundan sonrası mandacılıktır artık. Ulusal bağımsızlığımızın yok edilmesi anlamına gelir. Hükümet, hükümet olduğunun farkında değil. Bakanlar dabakanlık yaptığının farkında değil.``
Candan, SP olarak IMF`ye verilen niyet mektubunu ``yok`` saydıklarını bildirerek, yanında getirdiği mektup metnini yırttı.
Veysel Candan, Bakanlıkların uygulamalarını da eleştirerek, Milli Eğitim Bakanlığı`nda ``çağdaş yobazlık`` yaşandığını, nüfus sayımının ``skandala dönüştüğünü``, vatandaş doğalgaz kullanamaz duruma gelirken, ihtiyaç fazlası doğalgaz bulunduğunu söyledi.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ
IMF desteği yerine, öz kaynakların harekete geçirilmesi gerektiğini savunan Candan, şöyle konuştu:
``Hükümet`e çare ve çözüm teklifimi yeniliyorum. Ulusal bir programa ve ulusal bir yönetime ihtiyacımız var. Sayın Kemal Derviş, konumu ve misyonu itibariyle ulusal düşünmeye müsait değildir. O açıdan mutlaka bu programların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.``
Candan, gazetecilerin değişik konulara ilişkin sorularını yanıtlarken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu`nun Anayasa Mahkemesi`ne yaptığı başvurunun ``normal`` olduğunu söyledi.
Candan, irtica ile mücadele konusunda MGK`da görüşüldüğü öne sürülen raporun ``yeni gündem oluşturmak amacına yönelik`` olabileceğini savunarak, burada ele alınan konuların basında yer almasının da düşündürücü olduğunu kaydetti.