Büyük bir şairin çarpıtılmamış portresi

Güncelleme Tarihi:

Büyük bir şairin çarpıtılmamış portresi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2001 00:00

YAHYA KEMAL...Kimilerine göre Türk şiirinin büyük adı...Kimilerine göre, geçmişten bugüne gelen bir ses...Hem en çok sevilen, hem en çok eleştirilen şair.Sevenleri onu överek göklere çıkarırlarken, kızanları da haksız, dayanaksız eleştirilerle onun şiirini sürekli yaralamak istiyorlar.Beşir Ayvazoğlu'nun Bozgunda Fetih Rüyası-Yahya Kemal'in Biyografik Romanı'nı okurken bunları düşündüm.Ayvazoğlu'nun bu belgesel çalışması, sanırım onun hakkında, genç kuşağın yalan yanlış bildiği bir çok şeyin doğrusunu ortaya koyacaktır.Paris'ten dönen bir gencin politik çatışmalar içinde kendini bulması, toprak kaybından duyduğu hüzün, siyasetçilerin, özellikle İttihatçıların oyunlarına tanıklık, onu ilerdeki günlerinde siyasetten uzaklaştıran nedenler arasında sayılabilir.İstanbul'a döndüğünde memleketin dertleri içinde bulmuştu kendini.Şiirden başka bir şey yoktu hayatında, ev bark düşünemeyecek, hiç evlenmeyecekti, pansiyonlar, otel odaları mekanı olacaktı.Marsilya'dan bindiği gemi İstanbul'a yaklaştığında neler hissediyordu? Ayvazoğlu'nun kitabından o bölümü okuyalım:‘‘Kalkıp giyindi; güverteye çıktı; ufukta hayal meyal İstanbul, áh güzel İstanbul!İşte nefis bir yaz akşamında ayrıldığı şehre, emsalsiz bir bahar sabahı dönüyordu.’’Agáh Kemal artık dostlarından kendisine Yahya Kemal diye hitap etmelerini istemişti.İstanbul'da sadece ve sadece edebiyat yapmak istiyordu ama mümkün değildi:‘‘Siyasete karışmak gibi bir niyeti yoktu; ömrünü sadece rüyasını gördüğü şiire hasretmek, beyaz lisanla geleceğe kalabilecek birkaç mısra söylemek istiyordu, o kadar. Fakat İstanbul'da siyasi bir tavır almadan ayakta kalmak galiba zordu.’’Beşir Ayvazoğlu, Bozgunda Fetih Rüyası'nda, Yahya Kemal'in çevresini, İstanbul'un siyasal atmosferini, hürriyet mücadelelerini, edebiyat arkadaşlıklarını yazmış.Hiç kuşkusuz, onun hayatı ekseninde oluşan roman aracılığıyla, dönemin ünlü yazarlarını, düşünürlerini, gazetecilerini, askerlerini de öğrenebiliyorsunuz.Böylece roman örgüsü içinde, bir dönemin, imparatorluğun çökmüşü ile cumhuriyetin yükselişinin grafiğini de izlemiş oluyorsunuz.Üstelik, dostluklarıyla, kavgalarıyla, nükteleriyle, edebiyat ustalarının bireysel ilişkilerini okumak, sanırım romanın bir edebiyat tarihi zenginliği taşımasını da sağlamış.Yahya Kemal'in, şairliği ötesinde kişisel portresinin çizildiği bölümler de benim ilgimi çekti:‘‘Yahya Kemal hanedan dedikodularına bayılıyordu.’’Bu dedikodular içinde sürgüne gönderilen paşalar, ihanete uğrayan kocalar yer alıyordu.Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Tevfik Fikret, Refik Halit (Karay), (Filozof) Rıza Tevfik, Ziya Gökalp ile tanışmalarını, dostluklarını Ayvazoğlu'nun biyografik romanından okuyabilirsiniz.İlişkilerin önemli olan yanı, birbirlerini bir fikir coğrafyasında yaşatmaları, zaman zaman kıyasıya tartışmaları ama hepsinin ötesinde çöken bir ülkeye çözüm arama girişimleridir.Yahya Kemal, İstanbul'a geldiğinde nasıl karşılanmıştı? On yıla yakın Paris'te yaşayan biri kabul görecek miydi? Nasıl sevildi, nasıl sayıldı? Onlara batının gözlüğünden Türkiye'ye nasıl bakılacağını, eski tarihlerimizden nasıl bu ülkeyi bütün yönleriyle tanıyacağımızı gösterdi.Anneannesi Ádile Hanım, bir gün demiş ki: ‘‘Niş fátihi Timurtaş Paşazade Yahşı Bey'in kumandanlarından bir Şehsuvar Bey varmış, biz onun soyundan geliyoruz, evlád-ı fátihandanız!’’Bozgunda Fetih Rüyası, çok kahredici hayat öykülerini iletiyor bize.Şair, doğduğu yerin işgal edildiğini, ailesinin göçmen olarak İstanbul'a geldiğini duyunca ne yapar ?Bütün bu acılar şiirini oluşturan ögeler arasına sızmıştır.Şairlerin, edebiyatçıların tartışmaları dışında, birbirleri için söyledikleri de ilgi çekici.Yakup Kadri'nin Halide Edip hakkındaki düşüncelerini buraya aktardım:‘‘Halide Edip, Yakup Kadri'ye göre hırslı, riyakár, şöhret peşinde koşan, içyüzü karanlık, dessa bir kadındı ve onunla ahbaplık kimseye hayır getirmezdi.’’Yahya Kemal, dostunun bu uyarısına aldırış etmedi, ziyaretlerini artırdı, gece yarılarına kadar sohbet ettiler.Názım Hikmet ile şairin bence platonik aşkının serüvenini de Ayvazoğlu'nun belgesel çalışmasında bulabilirsiniz.Biyografik romanda, şairin Müslümanlığa bakışından Türklüğü değerlendirişine kadar bir çok aydınlatıcı malzemeyi bulacaksınız.Bozgunda Fetih Rüyası, gerçekten Türkçe'nin bu büyük şairinin hayatını ayrıntılarıyla romana getirmiş.Seveceksiniz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!