Bunlar da süpüren ‘saadet zinciri’

Güncelleme Tarihi:

Bunlar da süpüren ‘saadet zinciri’
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 1998 00:00

Titan'dan esinlenerek oluşturulan süpürgeci saadet zincirinde 580 milyon liralık süpürgelerin satışı için kapı kapı dolaşıp, ürün tanıtımı yapılıyor. Süpürgeyi almak için sisteme dahil olanlar, 238 milyon lirayı Delphin'e ödüyor. Ardından sıra bir yıl içinde bu süpürgeye 580 milyon lira ödeyebilecek 6 kişinin bulunmasına geliyor. Süpürgeyi alması için 6 kişi ikna edilemediği taktirde Delphin, yatırılan 238 milyon liraya ceza olarak el koyuyor.Şimdi de müşterilerinin paralarını süpüren Titancılar türedi. Hakan Dalkılıç ve Ahmet Cezmi Gürbüt adlı iki uyanık, Titan'dan esinlenerek, Delphin adlı bu süpürgeci saadet zincirini oluşturmuşlar. Bu zincirin halkalarına düşen görev, bir elektrik süpürgesine 580 milyon lira ödeyecek altı kişiyi bulmak...Süpürge zincirine bu altı kişiyi ekletebilirse herhangi bir sorun yok. Ancak, sorun bir süpürgeye 580 milyon lira verecek altı kişiyi bulamadığı taktirde ortaya çıkıyor. İşte o zaman, ya zincire girerken yatırılan 238 milyon lira yanıyor ya da süpürge için kişi kendisi 580 milyon lira ödemek zorunda kalıyorSİSTEM NASIL İŞLİYOR?Arkadaşımız Zeliha Aslan'ın yaptığı araştırmaya göre, Dalkılıç ve Gürbüt'ün sisteminde, pazarlama elemanları 580 milyon liralık süpürgeleri satmak için kapı kapı dolaşıp, ürünün tanıtımını yapıyorlar. Tanıtım sırasında süpürgelerden etkilenen, ancak fiyatını yüksek bulan müşterilere de oluşturdukları saadet zincirine katılmalarını öneriyorlar. Bu öneriyi kabul edip, sisteme dahil olan üyeler, ilk önce 1800 mark karşılığı olan 238 milyon lirayı Delphin'e ödüyor. Ardından sıra bir süpürgeye 580 milyon lira ödeyebilecek 6 yeni kişinin sisteme kazandırılmasına geliyor. Müşteri, 6 kişi bulduğu taktirde bir sorunla karşılaşmıyor. 580 milyon liralık süpürgeyi 238 milyon liraya almış oluyor. Şayet, süpürgeyi alması için 6 kişi ikna edilemezse, ya da süpürgeyi almaktan vazgeçerse işin rengi ortaya çıkıyor. PARAYI GASP EDİYORİşte o zaman ya süpürgeyi 580 milyon lirayı tamamlayarak satın almak ya da yatırılan 238 milyon lirayı Delphin'e bırakmak zorunda kalıyor. Yani, Delphin, teslim etmediği süpürge için aldığı 238 milyon lirayı gasp ediyor. Üstelik, tüm bu işlemler tamamlanana kadar müşteri süpürgenin yüzünü dahi göremiyor. Delphin süpürgeyi teslim etmediği için cayma bildirim belgesi de vermiyor. Ancak imzalattığı sözleşme gereği 6 kişiyi bulamayan müşteri zaten ürününü alamıyor. Delphin, sözleşmeye koyduğu bir maddeyle alıcının cayma hakkını sözleşmeyi imzaladığı tarihten itibaren 15 günle kısıtlıyor. Bunu da Tüketici Yasası'na rağmen sözleşmeye koyduğu bir madde uyarınca yapıyor.SÖZLEŞME HİLESİOysa Tüketici Yasası'nın Kapıdan Satışlara İlişkin Uygulama Usul ve Esasları'na Dair Tebliğ'in 13'ncü maddesinin B bendi, tüketiciye bu hakkı sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren değil, malın teslim edildiği tarihten itibaren tanıyor. Yani Delphin, Yasa'ya rağmen sözleşmeye koyduğu bu maddeyle tüketicinin malı teslim aldığı tarihten itibaren işlemeye başlayan cayma hakkını, daha malı teslim etmeden tüketicinin elinden almış oluyor.Delphin pazarlama elemanlarının evlerinde yaptıkları tanıtımın sonucunda sözleşme imzalayan, daha sonra sistemden çıkmak istedikleri halde çıkamayan Makbule İlhan ve Güzide Büyükçaylı'nın şikâyetiyle ilgili olarak Delphin'in yöneticileriyle görüştük. Sistemlerinin Hazine müfettişleri tarafından incelendiğini söyleyen şirket yetkilileri, müfettişler tarafından sistemleriyle ilgili hehangi bir sakıncalı nokta bulamadıklarını ileri sürdüler. Ürün tanıtımının evlere gidilerek yapılmasına rağmen, satış sistemlerinin kapıdan pazarlama kapsamına girmediğini de ileri süren Delphin yöneticileri, ‘‘Bu nedenle, müşteriye cayma hakkını ürünü teslim ettiğimiz tarihten itibaren değil, sözleşmeyi imzaladığı tarihten itibaren tanıyoruz’’ dediler.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!