Sınıfta sadece 2 öğrenci varmış. Bu bir eylemdir. İçeriden alacağım bilgiler doğrultusunda avukatımla görüşüp, AİHM ve Birleşmiş Milletler’e başvuracağım. 7 öğrenciyle eğitim olmaz diyorlar, niye benim çocuğuma tekli eğitim yaptırılmak isteniyor.HIV taşıyıcısı Y.O, okula başladığı ikinci gün sınıfta onu terketmeyen 2 arkadaşıyla kaldı. Y.O'nun 40 kişilik sınıfında pazartesi günü 9 olan öğrenci sayısı dün 3'e düştü. Baba Nazif O, ‘‘Bu bir eylemdir. Eğer engelleme olursa veya çocuğum birebir eğitim görmeye mecbur kılınırsa AİHM'ye ve diğer yollara başvuracağım’’ diye konuştu. Henüz 20 günlükken Kızılay'dan verilen kanla HIV virüsü bulaşan Y.O., Şerif Remzi İlköğretim Okulu'ndaki ikinci ders gününe anneannesi Melahat Boz'la birlikte geldi. Başından beri Neşe O.'ya destek veren Buket ve Uğur Dayıoğlu çifti ile Hülya Vural da çocuklarını okula getirdi. Okul idarecileri okula giriş öncesinde sınıfları bu kez arka bahçede topladı. 40 kişilik 1/B sınıfının sırasına sadece Y.O. ile Doğa Dayıoğlu ve Tayga Vural girdi. Y.O.'nun sınıf öğretmeni Belgin Hüsemoğlu derse girerken, rehber öğretmen Gözde Yenisey ile bir doktor ve hemşire de sınıf dışında bekledi.AİHM'E GİDECEĞİMDaha sonra Y.O.'nun teyzesi Nuray Gül, birinci dersin bitmesine yakın da baba Nazif ve anne Neşe O. okula geldi. Baba Nazif O. oğlu okula başladıktan sonra ilk kez geldiğini belirterek, ‘‘Sınıfta sadece iki öğrenci varmış. Bu bir eylemdir. İçeriden alacağım bilgiler doğrultusunda avukatımla görüşüp AİHM ve Birleşmiş Milletler'e başvuracağım. 7 öğrenciyle eğitim olmaz diyorlar, niye benim çocuğuma tekli eğitim yaptırılmak isteniyor. Çocuğumuz dışında 7- 8 öğrenci varken, bugün sayı 2'ye düştü. Ancak çocuğumu kesinlikle okuldan almayacağım. Y. eğitimine devam edecek’’ dedi.Y.O. İÇİN DİLEKÇEOkul Müdürü Salim Yılmaz'la görüşen Nazif O., sınıftaki 36 velinin Y.O.'nun okuldan alınması yönünde dilekçe verdiğini belirterek şunları söyledi: ‘‘Ancak okul müdürü bize Milli Eğitim üst düzey yetkililerinden gerekli talimatları aldığını, bu doğrultuda şu anki durumla eğitim öğretimin devam edeceğini söyledi. Şu anda iki veli bize destek veriyor ama bu sayının artacağına inanıyorum. Umutluyuz. Oğlumuz her koşulda okuluna devam edecek.’’ Nazif O., Y.O.'nun olaylardan etkilendiğini, son günlerde oldukça hırçın olduğunu söyleyerek, ‘‘Durumdan tabii ki etkileniyor. Önceye göre daha hırçın. Ancak düzeleceğine inanıyorum’’ dedi. Anne Neşe O. ise Y.O.'nun önceki gün okuldan geldikten sonra televizyonda kendisiyle ilgili haberleri izlemek istediğini, ancak izin vermediğini belirterek, ‘‘İlk gün okuldan döndüğünde üzgün değildi. Sayılarının çok az, öğretmenlerinin moralinin bozuk olduğunu, o nedenle ders işlemediklerini söyledi’’ diye konuştu. VALİ DE DEVREDEİzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu ve Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan da HIV virüsü taşıyan Y.O.'nun okulunda okuyan diğer öğrencilerin velileriyle uzlaşma sağlamak için toplantı yaptı. Vilayet binasında basına kapalı olarak yapılan ve velilerin sözcüsü olarak 5 temsilcinin katıldığı toplantının ardından açıklama yapan Vali Göksu, ‘‘Bu ailelerin çocuklarını başka okullara verebilmeleri olanağı yok. Bunun için ikametgah gibi bazı belgeleri almaları gerekiyor. Diğer okullara kayıt yaptırmaları da zor. Çocuklar okula gönderilmediği takdirde yaptırımlar da uygulanmaya başlayacak.’’ dedi. Vali Göksu Dokuz Eylül Üniversitesi'nden alınan virüsün bulaşmayacağına dair rapor bulunduğunu, aileleri ikna etmek için gerekirse Ege Üniversitesi'nden ve başka sağlık kuruluşlarından da rapor alacaklarını söyledi. ‘Krize müdahale’ kapsamına girdiTürk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, hatalı yaklaşımlar sonunda HIV virüsü taşıyan Y.O.'nun durumunun ‘‘krize dönüştüğünü’’, bu nedenle, ‘‘krize müdahale’’ kapsamında psiko-sosyal destek yaklaşımı içinde ele alınması gerektiğini belirtti. Yeşilyaprak, yaptığı yazılı açıklamada, Y.O.'nun, eğitimini akranları ile sürdürmesinin gerekli olduğunu vurguladı. Hatalı bazı yaklaşımlar sonucunda olayın ‘‘krize dönüştüğünü’’, bu nedenle durumun ‘‘krize müdahale’’ kapsamında psiko-sosyal destek yaklaşımı içinde ele alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yeşilyaprak, böyle bir yaklaşımın, yetkili kişi ve kurumlarca yapılmasının önemli olduğuna işaret etti.Yaptığınız çok ayıpHIV taşıyıcısı Y.O.'nun okuduğu Şerif Remzi İlköğretim Okulu'nda öğrenciler de neredeyse ikiye bölünmüş durumdalar. Y.O.'nun okuduğu 1/B sınıfının önünde beden eğitimi dersi gören öğrencilerden bir kısmı açık camdaki perdeyi aralayarak, kendisini görmeye çalıştılar. Olayı farkeden başka bir kız öğrenci arkadaşlarına çıkışarak, ‘‘Yaptığınız çok yanlış’’ dedi. Tartışma öğretmenin derse gelmesiyle sona erdi.Kaçırır gibiOkula başladığı ikinci günü de sıralarının neredeyse tamamı boş olan bir sınıfta geçiren küçük Y.O., dün ders zilinin çalmasıyla birlikte evinin yolunu tuttu. Ancak Y.O.'nun annesi ve babası artık kendilerini birçok kişinin tanıdığı düşüncesiyle, oğulları da yanlarında daha fazla tanınmasın diye onu başkalarıyla eve gönderdi. Y.O. dün saat 13.00'te derslerinin bitmesinin ardından okul velilerinden bir çiftin otomobiliyle evine döndü. Veliler, götürürken çocuğun yüzünü kapatmaya çalıştılar. Anne Neşe ve baba Nazif O., Y.O.'nun hemen ardından okuldan çıktı.Bu tepkiyi anlamıyoruzHIV taşıyıcısı İzmirli Y.O.'nun dramı sürerken, Kayseri'nin Tomarza İlçesi Şıhbarak Köyü'nde daha önce yaşanan benzer bir olay, AIDS'in okul arkadaşlığıyla bulaşmadığını gözler önüne serdi. Kayseri'nin Tomarza İlçesi Şıhbarak Köyü İlköğretim Okulu Öğrencisi Sezgin Bozer, 1993 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevher Nesibe Hastanesi'nde geçirdiği ameliyat sonrası verilen kandan HIV virüsü kaptı. Sezgin Bozer hastalığının bilinmesine karşın ailesinin, okul yöneticilerinin ve arkadaşlarının desteğiyle 1996 yılında önlüğünü giyip, 43 kişilik sınıftaki sıraya oturdu. Öğretmenleri, öğrenciler, köy sakinleri ve arkadaşları HIV taşıdığını bildikleri halde Sezgin Bozer'e destek olup onunla aynı sırayı paylaştı. Karne döneminde arkadaşları onu kucaklarına alıp hatıra fotoğrafı bile çektirdi. Tedavisi ve zaman zaman ateşlenmesi yüzünden 2 yıl devamsızlıktan sınıfta kalarak okul eğitimini sürdüren Sezgin Bozer, 24 Ekim 2001 tarihinde 4'üncü sınıf öğrencisiyken yaşamını yitirdi. Halen Şıhbarak Köyü İlköğretim Okulu Müdürü olan Talip Dönmez, ‘‘Ben okula 1999 yılında öğretmen olarak başladım. Sezgin, okula, diğer arkadaşları gibi gidip geliyordu. Hiç dışlanmadı. Tam tersine hasta olduğu için ona karşı sıcak bir yaklaşım vardı. İzmir'deki Y.O.'ya gösterilen tepkiyi anlayamıyoruz’’ dedi. EVİNE BİLE GİTTİKSezgin'in öğretmeni Abdullah Ayata da, ‘‘Okula geldiğinde köyde her türlü yardımı yaptık. Tüm velileri hastalık konusunda bilinçlendirdik. Hiç kimse o nedenle tepki göstermedi. Hatta ögretmenler olarak Sezgin'e destek olmak için evine giderek,
yemek yiyip oyunlar oynadık’ dedi.Â
button