Bu akşam ölüyoruz bizi kimse tutamaz

Güncelleme Tarihi:

Bu akşam ölüyoruz bizi kimse tutamaz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 25, 2000 00:00

Haberin Devamı

Sultan ile Can, aşkların en güzelini yaşadılar. Evlenme izni alamayan gençler, el ele tutuşup tren önüne atladı. Geride, parçalanmış iki ceset ile ‘‘Bu akşam ölüyoruz, bizi kimse tutamaz’’ satırları kaldı.

BİR internet kafede 3 hafta önce yıldırım aşkına tutulan 16 yaşındaki Sultan Kaleli ile 21 yaşındaki Hidayet Can Saygılı, evlenme umutlarını yitirince, el ele tutuşup, Küçükyalı'da banliyö treninin önüne atladı. Yaşamının baharında, sevdiği kızla birlikte ölüme koşan Can'ın cebinde ‘‘Bu akşam ölüyoruz, bizi kimse tutamaz. Saygılar, sevgiler’’ diye biten bir mektup bulundu.

Mutsuz aşıklar

Sultan Kaleli, iki yaşındayken belediyede işçi olarak çalışan babası Muhsin'i bir iş kazasında yitirmişti. 3 çocuğuyla ortada kalan annesi Türkan Hanım, kocasının kardeşi Hüseyin ile evlendi. İlerleyen yaşında bu evliği kabullenemeyen Sultan, içine kapandı. Hemofili hastası Can Saygılı da yoksul bir ailenin çocuğuydu. Annesi altıncı kardeşini dünyaya getirirken yaşamını yitirmişti. İş istemek için hangi kapıyı çalsa, hastalığı nedeniyle yüzüne kapanıyordu. İki genç, tanışınca, mutluluğu yakaladıklarına inandılar.

Önce iş, sonra nikáh

Can, önceki gece elinden tuttuğu Sultan'la birlikte evlerine gitti. Evlenmek istediklerini babasına anlattı. Cafer Saygılı, ‘‘Oğlum, işin gücün yok. Acele etmeyin. Hele bir askere git, elin iş tutsun, sonra evlenirsiniz’’ diye nasihat edince, pamuk ipliğine bağlı umutları yıkıldı. Mücadeleyi oracıkta bırakan Can, ‘‘Tamam baba’’ diyerek, kız arkadaşının elinden tutup, evden ayrıldı. Maltepe'de bir kafede, arkadaşları Feride ve onun erkek arkadaşıyla buluşup, gece 22.00'ye kadar sohbet ettiler. İki genci son kez gören Feride, ‘‘Çok umutsuzlardı. Kötü bir şey yapacak-larını sezdim ama yapabilece-ğimiz bir şey yoktu’’ dedi.

İsteseler verirdik

Sultan ve Can, son olarak Küçükyalı trenyolu alt geçidinde, rayların üzerinde el ele tutuşmuş olarak, banliyö treninin makinisti tarafından görüldü. Trenin demir tekerlekleri, birbirini seven gençleri biçti. Sultan'ın erkek arkadaşından ve evlenme isteğinden kendilerine hiç bahsetmediğini söyleyen amcası Hüseyin Kaleli, ‘‘İsteselerdi kızımızı verirdik. Onu kendi çocuklarımdan hiç ayırmadım’’ dedi. Evlilik için ilk çabaları sonuçsuz kalınca umutsuzluğa kapılıp ölümü seçen Sultan'la Can'ın ceplerinden çıkan mektuplar, karamsar satırlarla bezenmişti.

İkimizi aynı mezara gömün

...

Ben sevdiğim kıza kavuşmak istedim. Ailem maddi sıkıntıda olduğumuz için karşı çıktılar.

...

Kavuşamazsak öleceğiz diye yemin etmiştik. Dünyada kavuşamazsak, ahirette kavuşuruz diye düşündük.

...

Bizi ölüm de ayıramaz. Çünkü beraber ölüme gidiyoruz. Belki ayrı yerlere gidiyoruz ama kalbimiz aynı yerde olacak.

...

Bizi aynı mezara gömün, ayrı gömerseniz sizi bağışlamayız.

Bu dünyada

birleşemedik

...

Ölmek istememin sebebi, Temel'le beni evlendirmeye çalışmanız.

...

Kız olarak geldim dünyaya, kız olarak terk ediyorum.

...

Biz bu dünyada ailemiz yüzünden birleşemedik. Ahirette birlikte sevgimizi bütünleştireceğiz.

...

Anne, senin gururunu incetecek bir şey yapmadım. Seni seviyorum. Amcamla evlenmen beni kahreti.

...

Ben babamın yanına gidiyorum. Belki beni babam anlar.

...

Kardeşim Murat'ı sevdiği insanla evlendir, onun hayatını mahvetme.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!