Bozkırda viyolonsel sesleri

Güncelleme Tarihi:

Bozkırda viyolonsel sesleri
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 1998 00:00

Haberin Devamı

Anadolu yıldızları

Gençlik orkestrası ilk kez Eskişehir Kültür Festivali'nin kapanış konserini vererek adını duyurdu. O gece üç kez bis yaparak sahneden ayrıldılar. Müzik otoritelerinin dikkatini çeken orkestra daha sonra Ankara ve İstanbul'dan da konser daveti aldılar ve bu konserleri gerçekleştirdiler. Aynı orkestradan, geçen yıl ‘‘Anadolu Yıldızları’’ adlı bir öğrenci oda orkestrası doğdu. Onlar da başarılarıyla göz kamaştırdılar, ayakta alkışlandılar ve yurtdışında festivallere hazırlanıyorlar.

İMZA: YILMAZ BÜYÜKERŞEN

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, kurulduğu 1989 yılından bu yana başarıdan başarıya koşuyor. ‘‘Batılı’’ bir eğitim vermek üzere, dönemin rektörü Yılmaz Büyükerşen'in çabalarıyla Anadolu bozkırının ortasında kurulan bu sanat okulunun genç öğrencileri, geleceğin büyük yıldızları olmaya aday. Müzik ve sahne sanatları bölümleriyle öğretime başlayan ve sekiz yıl gibi kısa bir süre içerisinde bünyesinden bir de üniversite tiyatrosu çıkaran konservatuvarın asıl başarısı, umut vaadeden genç senfoni orkestrası!

ÇOĞU ESKİŞEHİRLİ

Müzik bölümünde toplam 127 öğrenci öğrenim görüyor. Yılmaz Büyükerşen'in tüm çabasına rağmen ilk yıllar Eskişehir'den fazla ilgi olmamış. Bu yıllarda seçme sınavına 40 civarında başvuru olurken, yıllar geçip bölüm konserler vermeye başlayınca başvuru sayısı birden 300'e çıkıvermiş. Ancak okul bu kadar başvuruya cevap veremiyor, yılda sadece 15 öğrenci alabiliyor.

Düş, Eskişehir Anadolu Üniversitesi (eski) Rektörü Yılmaz Büyükerşen'e aitti: Anadolu'nun bozkırında batılı eğitim veren bir konservatuvar açmak! Gerçekleştirdi bu düşünü Rektör Büyükerşen. Ama, daha onuncu yaşına basmadan pek çok mucizevi başarıya imza atmaya başladı konservatuvar.

Müzik ve sahne sanatları bölümleriyle öğretime başlamıştı ve sekiz yıl gibi kısa bir süre içerisinde bünyesinden bir üniversite tiyatrosu çıkardı. Ardından genç senfoni orkestrası geldi. O orkestradan da Anadolu Yıldızları adı altında bir öğrenci oda orkestrası doğdu. Gençlik Orkestrası 38, Anadolu Yıldızları Oda Orkestrası ise 22 öğrenciden oluşuyor. Bunlar şimdiye kadar olanlar. Çünkü okul da öğrencileri de gelecek için umut vaadediyor ve yeni düşler kurmayı sürdürüyor.

Başlangıçta Büyükerşen'in tüm çabasına rağmen Eskişehirliler'in fazla ilgi göstermediği okul, öğrencilerin verdiği konserlerden sonra ilgi görmeye başlamış. Şimdi başvuruları karşılayamıyor. Müzik bölümünde toplam 127 öğrenci öğrenim görüyor. Bu öğrencilerin çok büyük bölümü Eskişehirli. Ancak okul, sadece yılda 15 öğrenci alabiliyor.

Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Gençlik Orkestrası 1992 yılında kuruldu. İlk başta konservatuvar binası içinde eğitim veriliyordu. Dört yıl sonra kendi binasına kavuştu okul. Kendi başına bir bina sahibi olma özelliğiyle müzik bölümü Türkiye'de bir ilke daha imza atıyor böylece... Bina içinde üç ana çalışma odasının yanısıra birçok kişisel çalışma odası da var.

Gençlik Orkestrası'nın kuruluşunu şef Prof. Koral Çalgar ile onun genç asistanı ve şu anda orkestra şefliği eğitimi için Moskova'da bulunan Burak Tüzün birlikte gerçekleştirmişler. Orkestranın başında dünyaca ünlü Azeri şef Nazım Rızayev bulunuyor. Rızayev, Bolşoy Bale Tiyatrosu'nun da ünlü şeflerinden. Daha önce de kendi orkestrasıyla Türkiye'ye birkaç kez gelmiş ve sonunda Türkiye'de kalmaya karar vermiş. Mersin Opera ve Balesi'ni kurma görevi kendisine verilmiş. Daha sonra kurulan Eskişehir Müzik Bölümü için davet aldığında ise şartları bildiğinden tereddütsüz kabul etmiş.

İlk kez Eskişehir Kültür Festivali'nin kapanış konserini vererek adını duyurdu Gençlik Orkestrası. O gece üç kez bis yaparak sahneden ayrıldılar. Müzik otoritelerinin dikkatini çeken orkestra daha sonra Ankara ve İstanbul'da da konser vermeleri için davet aldılar ve bu konserleri gerçekleştirdiler.

Aynı orkestra 1997 yılında Anadolu Yıldızları adı altında bir öğrenci oda orkestrasını doğurdu. Müzik bölümünün yapılandığı donanımlı bina öğrencilerinin önünü açarak onları daha şimdiden birer profesyonel yapmıştı. Öğrenciler, enstrümanlarıyla bireysel çalışma odalarında diledikleri kadar çalışabiliyorlar ve bu sayede gün geçtikçe daha iyi oluyorlardı.

Türkiye'nin ilk bağımsız müzik binası olan konservatuvar içinde 19 yabancı uzman ve 14 yerli sanatçı, sözleşmeli öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Yabancı uzmanlar kampus içinde kalırken, birçok sanatçı bölüme destek vererek Ankara ve İstanbul'dan ders vermeye Eskişehir'e gidiyorlar. Yabancı hocalar da sıradan insanlar değil. Birçoğu profesör ve önemli kariyerlere sahipler.

Çok yeni olmasına rağmen orkestranın başarısı müzik otoriteleri tarafından konuşuluyor. Orkestra Adana ve Ankara'dan konser teklifleri alarak bu şehirlerde de ses getiren konserler verdi. Yaşları 17'yi geçmeyen bu müzisyenlerin son konseri ise Aydın Doğan Vakfı Genç İletimciler gecesinde gerçekleşti. Bu gecede de yoğun ilgiyle karşılaşan orkestra için birçok ünlü müzik eleştirmeni olumlu yazılar yazdı.

Üyelerinin birçoğu 11 yaşındayken kurulan Anadolu Yıldızları orkestrası şimdi Avusturya'da temmuz ayında yapılacak Genç Müzisyenler Festivali'ne katılmaya hazırlanıyor.

Onlarla ilgili güzel haberleri daha çok okuyacaksınız.

BİZ İYİYİZ AMA...

Gülen Ege, 16 yaşında. Keman çalıyor. Menemen'de katledilen Kubilay'ın ilk eşi olan anneannesi de çok iyi keman çalarmış. Kubilay öldükten sonra Gülen'in dedesiyle evlenmiş. İlk derslerini ondan aldığını anlatıyor. Müziğin genlerinde olduğuna inanıyor. Ve bu yeteneğinin okulda çok iyi işlendiğinin de farkında. ‘‘Bu okulun tek eksiğinin toplumsal alt yapı olduğunu düşünüyorum. Siz ağzınızla kuş tutsanız da, okulunuz dünya standartlarında olsa da, bu müziğin gerçekten sahiplenildiği ülkelerin okulları gibi olamıyorsunuz. Bu nedenle bu sene Viyana Konservatuvarı'nın sınavları için başvuruda bulundum ve bu sınavı kazanacağıma inanıyorum’’ diyor.

KİŞİLİK EĞİTİMİ DE ALDIK

18 yaşındaki Şenol Aydın da keman çalıyor. ‘‘Babam da bu üniversitede çalışıyor. Onun sayesinde bir konservatuvar açılacağını duydum ve hemen başvurumu yaptım’’ diyor. Şu anda orkestranın ikinci grup şefi. Akdeniz Orkestrası'nın sınavını kazanarak Mısır, Suriye, Ürdün ve Lübnan'da konserlere katılmış. ‘‘Biz diğer konservatuvarlardan çok daha iyiyiz’’ diyor ve bunu şöyle açıklıyor: ‘‘Çünkü çok disiplinliyiz. Hocalarla ilişkilerimiz çok iyi. 11-18 yaş arasında sırf müzik eğitimi değil aynı zamanda kişilik eğitimi de aldık. Bu da bizim iyi olmamızı ya da iyiye doğru gitmemizi sağlayan bir faktördür.’’

SATRANÇ ŞAMPİYONU

Gökhan Gençler kontrbas çalıyor. 18 yaşında. Onun da dedesi keman çalarmış. Bulgar göçmeni olan Gökhan, aynı zamanda 89-90 ilkokullararası Türkiye Satranç Şampiyonu. O zamanlar şeker fabrikasında işçi olan babası, gelenekler devam etsin diyerek onu Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'na getirmiş. ‘‘Okulum bittikten sonra da yine burada hoca olarak kalmayı düşünüyorum’’ diyor. ‘‘Türkiye'de toplam beş kontrbas hocası var ve ben de öğretmen olmak istiyorum. İki kontrbasım var; biri okulda biri de evde. Ben uyanıp tekrar uyuyuncaya kadar kontrbas çalıyorum.’’

BÜYÜKERŞEN'İN ÇABALARIYLA KURULDU

Anadolu'nun bozkırında batılı eğitim veren bir konservatuvar açma düşü, Eskişehir Anadolu Üniversitesi eski Rektörü Yılmaz Büyükerşen'e aitti. Konservatuvar onun çabalarıyla kuruldu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!