Blue-jean, yıkılmadın ayaktasın

Güncelleme Tarihi:

Blue-jean, yıkılmadın ayaktasın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ölümsüz blue-jean krizde gibi görünüyor, ama geçici olduğu kesin

Bütün dünyada blue-jean efsanesine birşeyler oldu. Hakiler, yandan cepli pantolonlar müthiş bir yükselişe geçerek ünlü markaların tarihte yaşamadığı kadar sönük sezonlar yaşamasına neden oldu. Ama bluejean bu, sosyal bir fenomen; o sonsuza kadar ayakta kalacak...

‘‘Gelecek hafta Salı'ya (Tophane'deki Salı Pazarı) gidiyorum’’. Bu önemli bir cümleydi. Herkesin iştahını kabartacak bir cümle. Yıl 1969 veya 70, 71... Bu, orijinal ya da orijinale en yakın blue-jean alınacağı anlamına gelirdi. Yazlıklarda, merdiven altlarında Led Zeppelin longplayleri dinlenirken, Woodstock hayalleriyle uzaklara dalıp gidilirken, motosikletler üzerine atılıp tutulurken, muhabbetlerin bir yerinde, birinden çıkardı bu cümle.

Blue-jean. Asi gençliğin imajında olmazsa olmaz bir unsur. James Dean, Marlon Brando, bir zamanların maden işçilerinin dünyasıyla sınırlı bir malzemenin bir gençlik sembolüne dönüşmesinde katkıda bulundular. Derken blue-jean kendi ‘‘sözleriyle’’ konuşur oldu. Milyarderinden sıradan insana, herkesin oldu. Bütün dünyada kuşak ve sınıf farkı tanımayan tek giysi olarak her türlü moda akımına uyum sağladı.

EN YAYGIN DİN: JEAN

İmzalı blue-jeanler pazara girdi. Ama blue-jean kendi bildiğini dikte etti. Gucci jeanleri bile bilinen jean markalarından çok az bir fiyat farkıyla satışa sunuldu. Moda tarihinin bu ölümsüz nesnesi dünyanın en uzak köşesine kadar herkesin oldu. Onun için neler söylenmedi ki: ‘‘Kendine saygısı olan her yeniyetmenin giymeden ölmeyeceği tek şey’’; ‘‘Bir tanesiyle 20 yıl geçirilir’’; ‘‘Anne ve babayla aynı giyinmenin en 'cool' yolu’’.

En ünlüsünden, en zengininden en sıradanına ve yoksuluna; herkesin giydiği blue-jean sosyal bir fenomen olarak moda tarihine geçti. Dünya yüzünde hayatında hiç blue-jean giymemişler herhalde sayılıdır. Hayatı boyunca hiç kola içmemek gibi bir şey olsa gerek bu.

Yeni yetmeliğimde istediğim‘‘mavilikte’’ bir blue-jean almak için İstanbul'un hiç ayak basmadığım yerlerini mi aşındırmadım? Arkadaşlarımızla biraraya gelip hangimizinki gerçek mavi, hangimizinki gerektiği gibi taşlanmış görünüyor muhabbetleriyle az mı vakit öldürmedik. Marka fanatiği de olduk. Kapalıçarşı'dan ‘‘Bilmemkim abi’’den Wrangler alan bir grup vardı mesela. Blue-jean'lerin nerede yapıldığını bilir, giydiğimizin fanatiği kesilirdik. Şimdilerde dünya markalarını bir sokakta karşılıklı dükkanlarda görmek inanılmaz bir hayal gibi görünürdü (bundan 30 yıl öncesinden söz ediyorum).

DERKEN SON İKİ YILDA...

Blue-jean piyasasında Batı dünyasında son iki yılda bir durgunluk peydahlandı. Satışlar azaldı. Şu, bol, haki renkli, cepleri biraz aşağıda ve yanda olan pantolonlar birden yükselişe geçti ve şu sıralar kelimenin tam anlamıyla bir patlama yaşanıyor. Blue-jean hakkında yazılar çıkıyor: ‘‘Dünya blue-jean'e sırtını mı döndü?’’ diye.

Bence çok acele bir karar. 100 yılı aşkın bir süre; az değil. Blue-jean bu. Efsanevi ve bence ölümsüz. 2000'li yıllar alışıldık zamanlar olduğunda şöyle denilecek onun için: ‘‘Yüzyıl kapanırken, klasik kaostan etkilenir gibi oldu, kısa bir sarsıntı geçirdi. Ama ayakta kaldı!’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!