Bizim işaret değil

Güncelleme Tarihi:

Bizim işaret değil
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2005 01:14

ABD Doları’ndaki işaretin bizimle ilişkisi yok. Onu bir Amerikan armasında da görüyoruz. Bu armayı kullananların kimlikleri de belli ve içlerinde bir tane mason var o da etkin değil.

Bu armayı kullananların kimlikleri de belli ve içlerinde bir tane mason var o da etkin bir mevkiye sahip değil. Bunun dışında pek çok yerden alınmış simgenin ABD Doları’nda kullanıldığını görüyoruz. Şimdi de şu Dan Brown dolayısıyla ortaya çıkan ‘kült’e gelelim. Masonluk vakasının Tapınak Şövalyeliği İlluminati ile ilişkileri nedir, gerçekten böyle bir ilişki var mı?

(Eski büyük üstadlardan Ahmet Örs yanıtlıyor)
Geçenlerde bu İlluminati konusunda bir konuşma hazırladım. Masonluğun 18. yüzyıldan itibaren İngiltere’deki üç (Büyük Üstad bu sayıyı 4 olarak verdi) üst locanın birleşmesiyle ve daha sonra Kıta Avrupası’na geçmesiyle birlikte, pek çok yan kollara ayrılıyor. O zaman da belirli bir nizamname var ama ona uymayan localar da var. Simyacılar var, ‘İlluminat’lar kuruluyor Almanya’da, bir şarlatan çıkıyor ve kendine göre bir oluşum kuruyor. Hepsi masonluktan belirli şeyler alıyorlar, yeni şeyler uyduruyorlar, kendilerine göre dereceler uyduruyorlar. Bu ‘İlluminat’lar birtakım siyasi etkenlerle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor ve gerçekten de yok oluyorlar. Ama ‘İlluminat’ların efsanesi hayatta kalıyor. Hatta bu öyle bir boyuttadır ki, Amerikan Doları üzerindeki şekiller, işaretler hatta Benjamin Franklin’in bedeninde zamanının büyük ‘İlluminat’ liderinin yeniden can bulduğuna kadar gidiyor bunlar. Bundan sonra ne kadar böyle kurum varsa, ‘İlluminat’ların üssü olduğu iddia ediliyor.

PİRAMİT YOK

Peki dolar üzerindeki işaretin masonik bir anlamı, masonlukla bir ilişkisi yok mu?

Hiçbir ilişkisi yok, onu bir Amerikan armasında da görüyoruz. Bu armayı kullananların kimlikleri de belli ve içlerinde bir tane mason var o da etkin bir mevkiye sahip değil. Dolayısıyla bunun dışında, pek çok yerden alınmış simgenin Amerikan Doları’nda kullanıldığını görüyoruz. Zira Gamalı Haç da ‘Meander’e kadar uzanır. Ayrıca masonlukta öyle bir piramit işareti yok, göz var paradaki gözle alakalı bir göz değil.

İLLUMİNATLAR

Dan Brown
‘Melekler ve Şeytanlar’ romanında İlluminati örgütü ile masonluğun ilişkili olduğunu yazıyor. Var mı böyle bir ilişki?

İlluminati’nin doğup geliştiği dönemde, Cizvitler Papalık tarafından afaroz edilmişler. Çok güçlü bir örgüt olan Cizvitler bir anda yasaklanmışlar. Bunlar da laiklik karşıtı, bir tarafı dindar, ‘İlluminat’lar ise akılcı yani aydınlanmacı bir taraftar. Bunlar kendi yayınladıkları dergilerde birbirlerine şiddetli saldırmışlar. Bu saldırılar arasında da ilk komplo teorileri onların dergilerinde yazılmaya başlanmış. ‘İlluminat’ların tam yasaklanma döneminde, ‘İlluminat’ların bazı ileri gelenleri Fransa’ya gidiyorlar ve Fransız İhtilali’ni hazırlayan kişilerle de temas kuruyorlar. Kralcılar da gene bu komplo teorileri doğrultusunda devrimde ‘İlluminat’ların aktif rol oynadıklarını ortaya atıyorlar, bu şekilde bugüne kadar geliyor.

Onlar 33’lerden

Ya Tapınak Şövalyeleri? Onların da mı ilgisi yok?

Deminden beri masonluğun üç derecesini konuşuyoruz. Bizi ilgilendiren kısmı da o, özellikle bu binanın içinde üç derece söz konusudur. Bir de üyelerini üstadlardan alan ve 33. dereceye kadar götüren, bir başka kurum var. Bizim kabul ettiğimiz, ama bizim yönetimimiz altında olmayan, özerk binası da farklı bir yerde. Onların yöneticileri kardeşlerimiz, ama bizdeki dereceleri sadece üstad olan kendilerine 33 diyen ve bazen bizden de üyeler barındıran bir oluşum var. Bu 33 derece içinde Hıristiyan unsurlar var ve Tapınak Şövalyeliği de bunlardan birisi. Ben çok fazla bu Hıristiyan lejandları bilmem, bu lejandda yer alanlardan birisidir Tapınak Şövalyeleri. Rivayete göre yok edildikten sonra İskoçya’da varlıklarını gizli gizli sürdürmeye devam etmişlerdir. Ama bizim üç derecemiz içinde böyle bir şey yok.

Kadınların locaya girişini biz göremeyiz

Peki kadın kabul edilmemesinin sebebi nedir?

(Büyük Üstad Kaya Paşakay anlatıyor)
Bu konudaki görüşüm şu; belirli kabul ve birbirini tanıma koşulları var, bu koşullarda kimsenin değişiklik yapma yetkisi ve gücü yoktur. En küçük değişikliği yapan herhangi bir ülkenin büyük locası, bütün camia tarafından reddedilir. Doğal olarak gayrı muntazam olarak adlandırdığımız ortama kayarlar.

1723 NİZAMNAMESİ

Bu Allah’ın emri mi? Kaldırsanız ne olur?

Bu kadın almama koşulu, 1723 Nizamnamesi’nde kayıtlıdır. Bu kaydı değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. Bütün büyük localar bir araya gelmesi ve bir tanesinin bile bu maddeye muhalif kalmaması koşuluyla bu madde değiştirilebilir. Ancak olayı sadece masonluk açısından değerlendirmemek gerekir. Zira Aydınlanma Çağı’nda pek çok alanda bir kurumlaşma oluyor, milliyetçi alanda oluyor, düşünsel alanda oluyor, siyasi alanda oluyor, hatta ansiklopedik çalışma alanlarında bile oluyor ve bu kurumların içine iki çeşit insan alınmıyor. Birisi kadınlar, diğeri Yahudiler. Masonluğa bile ilk zamanlarda Yahudiler alınmıyor, daha sonra dahil edilmeye başlanıyor. Anderson Anayasası’nda Yahudilere dair madde yoktur, yani bu yasak onlar için kaldırılıyor ancak, kadınlara diğer örgüt veya kurumlarda olduğu gibi yasak konmuş oluyor. Bunu bugün hiçbirimiz kaldıramıyoruz.

Bunda da İngiliz kulüp kültürünün bir etkisi olabilir mi?

İşin doğrusu bunlar birbirini etkilemişler. Ancak tam olarak bunu söyleyemeyiz, zira Ortaçağ’dan gelen operatif masonlar -ki Avrupa’daki büyük katedralleri, devlet binalarını, büyük binaları yapan bu mason dediğimiz duvar işçileri ve yapı ustaları- bu ağır işlerde çalışırken aralarına kadınları almamışlar. Kadınların, taş taşıması, harç karıştırması, duvar örmesi söz konusu olmamış. Fikri masonluğa gelindiğinde ise, 1717’den itibaren, bunu sistematize eden, kuralları koyan kişiler de bu geçmişe bakarak, operatif masonluğun bu uygulamasını bir referans belirlemiş ve hanımları aralarına kabul etmemişler.

MASONMUŞ GİBİLER

Peki bu durum sonsuza kadar gidecek mi, yoksa masonluğun kapıları da bir gün kadınlara açılacak mı?

Bu çatı altında bizler kadınları, bizlerden çok daha öte, ideal insan seviyesine çok yakın, sezgi gücü, altıncı hisle donatılmış ve erkeklere göre daha üstün meziyetlere sahip kıymetli varlıklar olarak görüyoruz. Dolayısıyla, hanımlarımızı mason olmasalar bile masonmuşlar gibi kabul ediyoruz.

NE, NEDİR?

Sembolik objeler

MABET

Masonlukta sık kullanılan bu sözcüğün çeşitli anlamları vardır. Loca toplantılarının yapıldığı mekana ‘mabet’ denir. Loca ve mabet sözcükleri somut anlamda birbirine yakın olmadığı halde anlamdaş kullanılır. Bunun yanında ‘loca’ kelimesi mabedin bulunduğu binayı kastetmek için de kullanılır. Her iki sözcüğe de bu konuda verilmek istenen anlam, masonların çalıştıkları mekanı açıklamaktadır. Sözcük Süleyman Mabedi anlamına da kullanılmaktadır. Larousse sözlüğü; mabet sözcüğünün baş harfi büyük yazıldığı zaman Süleyman Mabedi anlamına geldiğini yazıyor. Süleyman Mabedi ise spekülatif masonluğun önemli sembollerinden biridir. Anderson Anayasası, masonların tavernalarda ve halka açık salonlarda toplanmasını yasaklamıştır. Locaların kendileri için veya başka localarla müşterek toplandıkları özel bir mekana sahip olmalarını gerekli kılıyor.

SÜTUNLAR

Sütunun ilk akla gelen sembolü destektir. Mimaride üstü alta bağlayan bu destek var olmanın ve sürekliliğin garantisidir. Kutsal kitaplardaki ‘hayat ağacı’, Eski Yunan mitolojisinde ‘Kutsal aks’, Şamanizm’de ve Çin’de ‘Gökyüzünün sütunu ve göksel dairenin aksı’ gibi birçok sembolik yorumlar çıkarılmıştır. Sütunlar göksel dünyayı yeryüzüne bağladıklarından ikincil görüşlerin sembolü kabul edilmiştir. Yani karanlığı aydınlığa, iyiliği kötülüğe bağlamak gibi.

Hiram Sütunları

Süleyman Mabedi’nin sütunları masonluğun 3 derecesinin temelini oluşturur ve mimarı Hiram’dır. Bu kişi olgunluk, bilgelik ve aklın en üst derecesine ulaşmıştı ve her türlü tunçtan eseri yapabilecek bilgiye sahipti. Hiram tunçtan iki sütun yapmıştır. Birine ‘Jakin’ diğerine ‘Boaz’ adını vermiştir. Bu sütunların başharfleri J ve B masonik semboller arasındadır.

İkizlik ve Sütunlar

İkizlik; iki kişinin aynı zamanda, aynı anneden doğmasıdır. Roma’nın kurucuları Romus ve Romulus gibi. Bu iki kişi mabedin sütunları gibi birbirine çok benzerler. Bununla beraber bu benzerlik sadece fizyonomik yöndendir. Aynı niteliklere ve kadere sahip değillerdir. Romulus tanrı olmuştur, Romus olamamıştır. Pollux ölümsüz, Cartor ölümlüdür. Bu durum sütunlar arasındaki farkı da açıklıyor. B sütunu yaşam soluğunu veya tanrıların ölümsüz yaşamını işaretler. J sütunu ise tanrıların yaşam soluğunu verdiklerini, yani yaratılanların yaşamını işaretler.

KUBBE

Kubbe, modern masonlukta giderek unutulan, operatiflerden kalma sembollerden biridir. Operatif masonluktan kalma elyazmalarında inisiyasyon törenlerinde adayların dar bir kapıdan, yıldızlarla dolu bir gökkubbeye girdiği anlatılır. Mabetlerde kubbe gökyüzünü işaretler ve yıldızlarla doludur. Güneş doğunca, loş aydınlıklı bu görünüm ortadan kaybolur ve apaçık bir aydınlık locaya hakim olur. Kubbe gökyüzü ile yeryüzünü birbirinden ayırır. Mabedin içinden görülen yıldızlı gök, locanın duvarlarının göğe kadar yükselmediğini açıklar. Bu sembol masonların çalışmalarını kendi arzularına göre ayarlayamayacaklarını, kendilerini aşan olayları hayranlıkla algılayarak, çalışmalarını ara vermeden yürütmeleri gereğini simgeler.

Avadanlıklar

Bu sözcük masonlukta çoğul kullanılır ve avadanlıklar masonik inisiyasyonun kökeni olan, gerekli sembollerdir. Bu aletler, sanatkar ve işçi mesleğini icra ederken, ona hizmet ederler.

Pergel Araştırmanın ölçüsüdür (hakikat. gerçek).

Gönye Davranışta doğruluğun ölçüsüdür (adalet).

Pergel Uygulamada iradenin simgesidir (otorite, akıl ve zeka).

Taşçı kalemi (keski) Araştırmada ayrımın simgesidir (etkinlik).

Şakul Araştırmada derinleşmenin ölçüsüdür (denge).

Tefsiye Bilgilerin doğru bir biçimde uygulanmasıdır (eşitlik).

Cetvel Uygulamada hassaslığın ölçüsüdür (doğruluk).

Mala Herkese karşı iyi niyetli olmanın simgesidir (kardeş sevgisi).

YARIN: ATATÜRK MASON MUYDU?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!