Biri ay yıldızlı, öbürü bol yıldızlı

Güncelleme Tarihi:

Biri ay yıldızlı, öbürü bol yıldızlı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2002 00:00

GÜNLERDİR kendimi, aklımı, geriye, yıllar öncesine götürüyorum. Yaş saatimi 35 yıl geriye aldım.20 yaşındayım ve kendi kendime soruyorum.Bir gençlik örgütü neye yarar?Sadece üniversite kapısında, türbana ‘‘evet’’ veya türbana ‘‘hayır’’ mitingi yapmaya mı?Bir gencin hançeresi sadece ‘‘kahrolsun’’ veya ‘‘yaşasın’’ demeye mi mahkûmdur?O muhteşem enerjiyi boşaltabileceği tek kanal McDonald's'ları kampuslardan mı kovmaktır?Kafasını F tipi cezaevinden başka meşgul eden tek mesele yok mudur?Mesela kendi geleceği...Önünde öyle mahzun bir şekilde kendini bekleyen 40, 50, 60, 70 yıl.O uzun hayat onu hiç ama hiç mi ilgilendirmemektedir?O hayatın çok güzel olması veya ıstırap haline gelmesi onun hiç mi umurunda değildir?Saatimi 35 yıl geriye alıyorum ve aklıma gelen ilk sorular bu oluyor.* * *Türkiye, cumhuriyet tarihinin en önemli dönüm noktalarından birine doğru gidiyor.Osmanlı'nın kuruluşuyla başlayan, geminin istikametini Batı'ya çevirmekle ilk tarihi tercihini yapan bir millet, cumhuriyetin ilanıyla bu tercihini karara çevirdi.Çok partili hayata geçişle, bunun siyasi temelini attı. 1980'lerdeki serbest pazar devrimiyle liberal ekonomi tahkimatına başladı.Ve 1990'lardaki ‘‘Gümrük Birliği’’ kararıyla tarihinin ilk gerçek ekonomik meydan okumasını gerçekleştirdi.Şimdi sıra Avrupa Birliği'nin tam üyesi olmakta.Veya olmamakta...* * *Güneşe, aydınlığa, medeniyete alerjisi olanlar, bu soruya elbette menfi cevap vereceklerdir.‘‘Hayır olmamalı’’ diyeceklerdir.Çünkü onların saatleri 300-500 yıl önce durmuştur.Ruhları ve bedenleri kuytularda, karanlıklarda yaşamaya alışmıştır.Aydınlık onları yakar.* * *Ben yine 20 yaşlarına dönüyorum...Önümdeki yıllara bakıyorum.Bakıyorum ve hayal ediyorum.Bir Türkiye rüyası görüyorum.Genç ve eğitimli nüfusuyla, Avrupa'nın en diri ülkesi.Her alanda meydan okuyor.Gelir düzeyi yüksek. Şehirlerine, çekidüzen gelmiş.Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi ile dört yakasını bir araya getirmiş, ahengini kurmuş bir ülke.Ülkem içimde bir hicran, bir umutsuzluk fabrikası olmaktan çıkmış, bir mutluluk kaynağı haline gelmiş.* * *Arkamda sadece 20 yıl var.Önümde ise onun üç katı, dört katı yıl...Yaşım 20...Hamlet'in yaşındayım ve düşünüyorum.Bir elimde Öcalan'ın kellesi, öteki elimde istikbalim.Düşünüyorum ve soruyorum...Hangisi daha kıymetli...Onu asıp, geriye dönmek mi?Yoksa, onu hayatının son gününe kadar 10 metrekare İmralı'da süründürüp, yolumuza devam etmek mi?Yaşım 20 ve meselem bu...* * *Ben 55 yaşındayım ve kararımı verdim.Kendimden çok çocuğum ve torunum için...Ben bir ülke hayal ediyorum.Gönderlerine iki bayrak çekilmiş.Biri ay yıldızlı...700 yıllık bir tarihin ve kültürün sancağı.Öteki bol yıldızlı.Binlerce yıllık bir medeniyetin ve demokrasinin bayrağı.Bir varoş kahramanıÖNCEKİ akşam Münih Belediyesi'nin salonunda, beni çok etkileyen bir olayı yaşadım.Alman-Türk Dostluk Dernekleri Federasyonu, iki toplum arasındaki yakınlaşmaya hizmet eden 6 kurum ve şahsiyete ödül verdi.Bunlardan biri, bir Türk kızını trenin altından kurtaran bir Alman genciydi.Hikáyesini bugün Hürriyet'te okuyacaksınız.Gözüm bütün gece onun üzerindeydi.Yüzünde, şehir varoşları ile köyler arasında sıkışmış o sıkıntılı bölgenin ifadesi vardı.Üzerindeki gömlek ve pantolon, yüzündeki o ifadenin mütemmim cüzü gibi aşağı iniyordu.Ve ayakkabıları...Varoşu en çok ele veren o kaba, basit ve ucuz Adidas taklidi...Karşımda tam bir varoş kahramanı duruyor.Irkçılığın en fazla beslendiği o tarlalarda ayrık otu gibi meydan okuyan bir çocuk.Gecede ödül alanlardan biri de, işte bu ayrık otlarını, bu varoş kahramanlarını, bu gerçek dostluk öncülerini bulup, herkese tanıtan ‘‘Hürriyet’’ Gazetesi'nin sahibi Aydın Doğan'dı. Aydın Bey bu ödülü alırken, yürüdüğümüz yolun ne kadar doğru olduğunu bir kere daha anladım.Önceki gece anladığım bir şey daha vardı.İşin içine dar siyaset, tarikatçılık, Kürtçülük, şuculuk, buculuk girmediği zaman her şey daha güzel oluyor.İşte bu büyük işi başardıkları için Alman-Türk Dostluk Derneği'ni kutluyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!