Biraz da yüzleşelim (3): Öcalan’a kim karşı?

Güncelleme Tarihi:

Biraz da yüzleşelim (3): Öcalan’a kim karşı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2005 00:00

LE Nouvel Observateur Dergisi’nin 1-7 Eylül sayısını ‘düşünür’lerimizden biri mutlaka okumuştur. Yazının adı: ‘Kürtlerde Fitne: Arkadaşları tarafından yargılanan Öcalan’.Kim bu fitneciler? 1990’lı yıllarda PKK çetelerine komuta eden Nizamettin Taş (nam-ı diğer Botan); 20 yaşında PKK’ya üye olan, Kürdistan’ın Özgür Kadınları Partisi’nin yöneticilerinden Şahnaz Altun (nam-ı diğer Sakine) ve 1992 yılında Iraklı Kürtlerle ateşkes yaptığı için gözden düşen Osman Öcalan: ‘Kürdistan Yurtsever ve Demokratik Partisi-(KYDP)’nin üç kurucusu.‘KEMALİST’ APO KARİYER PEŞİNDEŞahnaz Altun konuşuyor: ‘Dün, Abdullah Öcalan Türkiye Kürtlerini ‘asimile’ olmakla, ‘Kemalist’ olmakla, ‘kimlik hastalığı’na tutulmakla suçluyordu. Ama bugün Apo’nun kendisi Kemalist oldu... Cesur olmasını, kendisini yargılayanlara karşı savaşmasını temenni ederdim. Anladım ki kişisel kariyerden başka bir derdi yok!’Nizamettin Taş konuşuyor: ‘1999’da yakalanmasından sonra Öcalan kendi postunu kurtarmak için partisinin tarihsel amacından, Kürdistan’ın bağımsızlığından vazgeçti. Hatta Kürtlerin Türk ulusunun bir parçası olduğunu, Türk devletinin kendisine güvenebileceğini ileri sürmeye vardırdı işi.’Şahnaz Altun konuşuyor: ‘Ülkemi özgürlüğüne kavuşturmak, Kürdistan’a bağımsızlığını kazandırmak için dağa çıktım. Ama bu örgütün içinde Türk sömürgeciliğine karşı savaşmanın mümkün olmadığını anladım... Bir tek adam karar veriyor, kimse ne düşündüğünü söyleyemiyor... Olanları gördükten sonra Apo’nun bir Stalin, bir Hitler gibi davrandığını söyledim. İki kez hapse mahkûm oldum.’Osman Öcalan konuşuyor: ‘1993’te bütün yetkilerimi aldılar. Üç ay bir hücreye kapattılar. Kimseyle konuşamıyordum. Karnımı doyuruyorlardı ama içinde bulunduğum koşullar son derece kötüydü... Düşüncelerimi açıklamaya devam edersem idam edeceklerini söylediler.’Üçünün ortak düşüncesi: ‘Kürdistan Yurtsever ve Demokratik Partisi silahlı mücadeleyi bıraktı. Kendisini Türkiye’ye kabul ettirmek için, AB’nin empoze ettiği reformlardan yararlanarak siyasal partiye dönüşmek istiyor.’ABD-EL KAİDE AYNI ANDA SİLAH BIRAKSINNizamettin Taş’a göre eğer Türkiye’ye belli bir düzeyde demokrasi gelirse, amaçlarına barışçıl yollarla varmak mümkün. Neymiş amaçları? Bunu Şahnaz Altun açıklıyor: ‘Temel amacımız daima Kürdistan’ın bağımsızlığı, ama neden federasyon evresinden geçmeyelim? Bağımsızlık daha sonra gelir.’Daha önce de yazdığım gibi silahlısının da silahsızının da amacı bir: Bağımsızlık!Bunu anlamaya niyetliler anladı ama bizim ‘düşünürler’ henüz anlamadı. Belki de Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir gibi, ‘PKK ile TSK’nın aynı anda silah bırakması’nı istiyorlardır. Bence ABD ile El Kaide terörcüleri de aynı anda silah bırakmalı. Değil mi?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!