Bir mektup...

Güncelleme Tarihi:

Bir mektup...
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2001 00:00

ALIŞILMIŞ yaklaşımların biraz dışına çıkan 6 Aralık tarihli yazımızda ‘‘Devletimız eğer iki yakasını bir araya getirmek için tasarruf önlemleri almak zorunluğunu duyuyorsa, herkese örnek olma sorumluluğu öncelikle Silahlı Kuvvetlerimize düşer. (...)’’ dedik diye Genelkurmay Halkla İlişkiler D. Bşk. Kur. Alb. Halil Kalkanlı'dan bir mektup aldık. Sayın Kalkanlı aynen şöyle diyor:‘‘Önce Orduevleri’’ başlığı ile kaleme aldığınız konu, arzu etmememize rağmen size bu yıl içinde üçüncü kez mektup yazma ihtiyacını gerektirmiştir.Öncelikle belirtmek isterim ki; Orduevlerinde verilen bütün hizmetlerin bedeli, bu hizmetten yararlananlar tarafından tam olarak ödenir. Yemek, yatak ve diğer hizmet fiyatlarında herhangi bir indirim ya da sübvansiyon olmadığı gibi, bu konuda ayrılmış bir ödenek de söz konusu değildir. Ayrıca böyle bir durum mevcut yasalara da aykırıdır. Şüphesiz Orduevlerinde verilen hizmet dışarıdaki bir benzerine göre daha ucuzdur. Zira burada kár amacı güdülmez. Maliyet üzerine en fazla yüzde 10 kár payı konularak fiyatlar tespit edilir.Sayın Ekşi,Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu Subay ve Astsubayların büyük bir kısmı her yıl atama ile yer değiştirmek zorundadır. Ayrıca Subay ve Astsubaylar mesleki gelişim paterni içerisinde çok değişik kurslara tabi tutulmaktadırlar. Bu bağlamda, arzu ederseniz size bazı rakamsal gerçekler sunayım. Diyelim ki Erzurum'da görev yapan bir Üsteğmen kurs için Ankara'ya geldi. Bu subayın günlük harcırahı günde 4.5 milyon TL.'dir. Bu para ile ne yenebilir, nerede kalınabilir? Vasat bir otelin günlük fiyatı 100 dolar, yani 150 milyon TL. iken bu Subaya söyleyecek sözümüz olabilir mi? (...) Doğru çözüm şudur: Ya ileri ülkelerdeki gibi rütbeye uygun otellerde kalınır faturayı devlet öder, ya da iyi maaş ve harcırah verirsiniz, kendisi öder. Şartlar bugünkü gibi oldukça, iaşe ve iskan işlevleri için orduevlerine olan ihtiyacın devam etmesi kaçınılmazdır.Sayın Ekşi,Ankara'ya geldiğinizde Hilton'da kaldığınızı ve ücretin gazeteniz tarafından ödendiğini biliyorum. Diğer yandan Doğu gezisinde ve oğlunuzun askerliği sırasında orduevi tecrübeniz olduğundan da haberim var. Buna rağmen sizi yine de arzu ettiğiniz herhangi bir orduevinde misafir olmaya ve gerekli incelemeleri yaptıktan sonra yazı yazmaya davet ediyorum.Saygılarımla.Halil Kalkanlı''Sayın Kalkanlı'nın açıklamasını okudunuz. Lafı uzatmak istemiyorum ama, kendisi ‘‘Orduevlerinde indirimsiz ve sübvansiyonsuz fiyat ne ise o ödenir’’ diyor değil mi?Durum öyle ise zaten sorun yok demektir. O zaman duyarlık niye?İkincisi... Doğrudur. Ankara'ya gazetem adına gidince Hilton yahut Sheraton'da kalırım. Bunun konuyla ilgisi ne?Üçüncüsü beş altı yıl önce, oğlumun askerlik görevini yaptığı sırada İkinci Ordu Komutanı'nın çağrısına uyarak Malatya Orduevi'nde bir akşam yemeğinde, bir de son 30 Ağustos'ta Ankara Gaziorduevi'nde verilen Kabul Resmi'nde bulundum. Ne daha önce ne de daha sonra hiçbir orduevinde kalmadım. Sayın Kalkanlı beni davet ederek neyi ispatlamaya çalışıyor, anlayamadım. O.E.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!